Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'nü Kazanan "Bir Düşüşün Anatomisi" Filmini İnceliyoruz

Merhabalar. Fransız yönetmen Justine Triet'in 'Bir Düşüşün Anatomisi' filmi 76. Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'nü kazandı. Gerilim ve drama türündeki bu ödüllü filmin konusu nedir ve oyuncuları kimlerdir? Gelin hep birlikte bakalım.

Bu sene Cannes Film Festivali’nde birbirinden etkileyici uluslararası filmler farklı dallarda ödül aldı. Bunlardan biri de 21 Mayıs 2023 tarihinde Cannes’da prömiyerini yapan Bir Düşüşün Anatomisi filmi oldu.

Altın Palmiye Ödülü’nü alan Bir Düşüşün Anatomisi filminin yönetmen koltuğunda Justine Triet oturuyor. Son yıllarda kendi ülkesi Fransa’da adından oldukça söz ettiren başarılı bir yönetmen olan Triet, Bir Düşüşün Anatomisi filmiyle Altın Palmiye Ödülü’nü kazanan üçüncü kadın yönetmen oldu.

Yönetmenin gerilimi giderek arttırdığı bu filmin başrolünde Sandra rolünü canlandıran Sandra Hüller yer alıyor. Hüller uluslararası alanda tanınan ve Alman, Avusturya, Amerikan, İngiliz ve Fransız filmlerinde rol alan bir Alman aktris.

Filmde Sandra’nın oğlu Daniel rolünde Milo Machado Graner ve avukat arkadaşı Vincent rolünde Swann Arlaud’u izliyoruz.

Sandra Hüller’in canlandırdığı Sandra, başarılı ve modaya uygun giyinen bir yazardır. Sandra doğuştan Almandır ancak Fransız Alpleri'ndeki bir dağ evinde yaşıyordur ve dağ evini bir Airbnb konaklama yeri olarak tamir ederek ailenin ekonomisini kurtarmaya çalışıyordur.

Sandra’nın yanında kocası Samuel ve görme engelli oğulları Daniel vardır. Her şey buraya kadar normal seyrederken çok ilginç ve gizemli bir cinayet vakası ortaya çıkar.

Sandra’nın kocası Samuel gizemli bir şekilde düşüp öldüğünde yapılan soruşturma bunun intihar mı yoksa bir cinayet mi olduğunu belirleyemez. Bu yüzden mahkeme, karısı Sandra’yı cinayetten tutuklar.

Duruşma ikisinin çalkantılı ilişkilerini ve Sandra’nın belirsiz kişiliğini mercek altına alır. Oğlu Daniel kürsüye çıktığında ise aralarındaki şüphe giderek artar. Çünkü babasını karlar içinde dışarıda ölmüş bulan Daniel’dir ancak kör olduğu için tanıklığı çok işe yaramamaktadır.

Bu belirsizlik içerisinde Sandra'nın savunma avukatıyla olan hassas ilişkisi, savcının onu suçlayan hareketleri, kan sıçraması uzmanlarının teorileri, Sandra'nın romanlarının içeriği, Samuel'in kendi romanını bitirememesi ve ilişkilerinde seksin önemi vb. her şey çok önemlidir.

Adli drama tarzında izlediğimiz filmde, son sahnelerine kadar Sandra’nın katil olup olmadığını, yalan söyleyip söylemediğini anlamak gerçekten zor. Samuel’in cesedinin incelenmesi ve pencereden bir kuklanın dışarı atılarak olayın canlandırılması sahnelerinde hep Sandra’nın masumiyetini sorguluyoruz.

İntihar mı yoksa cinayet mi? Film bu gerçeği kavramaktan çok belirsizliklere odaklanıyor desem daha doğru. Yönetmen Triet filmde yasal ayrıntıları gözümüze sokuyor, başkalarının aşk ve ilişki konularını karıştırıyor, karakterlerin hayatlarını didik didik eden mahkeme salonu sürecini bize gösteriyor.

Siz film hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.

Bunlar da İlgini Çekebilir

Final Sahneleriyle İzleyiciyi Resmen Büyüleyen Birbirinden Harika Filmler
Sinema Tarihinin En Kült Yapımları Olmalarına Rağmen Hâlâ Birçok Kişinin İzlemediği Efsane Filmler
İzlerken Kafanızın Bir Miktar Karışmasına Neden Olacak Karmaşık Senaryolu Film Önerileri

Popüler İçerikler

Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu