Canlı Yayında 5000 Kadına Bedenlerine Nasıl Dokunacaklarını Anlatan O Cesur Cinsellik Eğitmenine Tüm Merak Edilenleri Sorduk!

Geçtiğimiz gün, Instagram canlı yayınında 5000'den fazla kadına 'Nasıl mastürbasyon yapılır'ı anlatan bu cesur kadının adı Gizem Onay. 

Bize hem o canlı yayını anlattı hem de cinsellikle ilgili merak edilen tüm soruları tek tek cevapladı.

Hepimizin merak ettiği ilk konu aslında bu canlı yayın. Bu kadar çok kişinin katılımını bekliyor muydun? 5000'den fazla kadının katılımı muhteşem, üstelik hesabın da herkese açık değilken.

1000 kişi oluruz belki diye düşünüyordum ama 5143 kadını görmek aklımın ucundan geçmemişti.

Bugün itibariyle de neredeyse 50.000 kadın sonradan kaydı izlemiş, inanılmaz mutluyum.

5000 kadınla devrim yaptık demişsin. Tam olarak ne oldu o canlı yayında? Canlı yayına katılamayanlar için birkaç cümle alsak... Ve eminim herkesin aklındaki soru :"Canlı yayını kaydettiniz mi?"

Canlı yayını kaydettim evet, IGTV’de. 

Aslında olan şey şuydu, sanki evde arkadaşlarınızla toplanmışsınız (ev mesela biraz büyükmüş), birer kadeh bir şey koymuşsunuz, müzik açık, arada dans edip bir şeyler içerken çok samimi, rahat, yargılanmadığınız bir ortamda bedeninize dair bir şeyler paylaşmışsınız, buna da kahkahalar eşlik etmiş. Öyle yumuşak, keyifli ve eğlenceliydi yani. 

Becerikli 2 arkadaşımın benim için hazırladığı modeller üzerinden kadın genital bölgesini anlatıp, sonra da kendi bedenlerine dokunabilecekleri farklı yolları gösterdim aslında.

Zira kimse bedenimize nasıl dokunacağımızı göstermedi, anlatmadı, bunları konuşmamız ayıp ve yasaktı. Biz de ne biliyorsak ya partnerlerimizden öğrendik (başka bir cinsiyetten kişi gösterdi yani düşünsenize) ki onlar da büyük oranda ‘eğitimlerini’ olabilecek en yanlış yerden, etik ve feminist olmayan pornodan almış kişilerdi.

Bedenlerimize dokunmanın ayıp ve kötü olduğu mesajıyla büyürken de kendimize bu anlamda vakit ayırmadığımız için ne nasıl dokunulmak istediğimizi bildik, ne de neyi sevmediğimizi. Bunları da partnerlerimizle paylaşamaz olduk. Doğal olarak tüm bunlar da cinsellikten aldığımız/alamadığımız hazza yansıdı.

Temelde bunları konuştuk.

Gerçekten etkileyici... Neden 'Devrim yaptık' denildiğini şimdi çok daha iyi anlamış olduk. Peki nedir bu limonun esprisi? Öğrenmemizde bir sakınca yoksa elbette.

Elimdeki 3 örgü modelin haricinde bir de limon kullandım. Limonu dikine kestiğinizde genital bölge dokunuşları pek rahat anlatılıyor. 😄

Eğitimdeki bir sınıf arkadaşımdan esinlendim limon kullanırken.

Doğurganlıkla ilgili problem yaşayan çok fazla kadın var. Onlara önerileriniz var mı?

Burada çok denklem var aslında. Rahim sağlığı, yumurtalıklar, hormon değerleri, doğurgan servikal sıvımız, adet kanamamızın rengine kadar her şey doğurganlığımızı etkiliyor. Her bir konu üzerinde detaylıca çalışmak önemli. Bir de ne kadar yumurtanızın kaldığına takılmak yerine döllenme için ihtiyacımız olanın tek bir yumurta olduğunu hatırlamak ve o yumurtanın kalitesini geliştirmek için de 3 ay gibi bir süremiz olduğunu bilerek (bir yumurtanın yaşam ömrü ortalama 90 gündür) beslenmemize dikkat etmek.

Benim de bu konuda kişisel deneyimim var aslında. 3 yıl bebek sahibi olmak için çabalayıp tüm testleri yaptırdıktan sonra sebebi bilinmeyen fertilite tanısı alıp sonra doğal yollarla gebe kalışım. Şu anda kızım 6 yaşında.

Evliliklerde veya uzun ilişkilerde cinsel hayatın bir süre sonra inişe geçmesini neye bağlıyorsunuz peki? Eminim bu da size sıklıkla danışılan konulardan biridir.

Kesinlikle öyle. Şu şekilde anlatmak en doğrusu: 'Bir şey bize ne kadar zevk verirse o kadar onu yineleme ihtimalimiz doğar.' O çikolatalar, dondurmalar niye öyle bağımlılık yapıyor sanıyorsunuz? O aktiviteyi her gerçekleştirdiğimizde dopamin salgılanıyor. O da muhteşem hissetmemize sebep oluyor. Bir şey muhteşem hissettirince de yine öyle hissetmek için o aktiviteyi yineliyoruz. Çok basit bir denklem. (Bağımlılıklar da böyle işliyor)

Seks de öyle işte. Eğer deneyiminiz güzel, keyifli ve lezizse; yine istiyorsunuz. Sevimsiz, sıkıcı ve tatsızsa hiç de bunun için efor sarfedesiniz gelmiyor. Hele bir de bir sürü iş güç, yorgunluk, yoğunluğun arasında ne uğraşacaksınız? :) Beyninizdeki ödül mekanizmaları devreye girmeyince işte sistemdeki yanıt bu oluyor: ‘aman ne uğraşıcam?’ Sonra sanıyoruz ki libidomuz düşük, cinsel enerjimiz yeterince yüksek değil vs. Ya da işte mesela ilişkinin ilk başlarında öyle değildi de sonradan birşeyler düşüşe geçti diyoruz. Özellikle de uzun süreli ilişkilerde.

Oysa ki çoğunlukla olan biten birlikte olduğunuz kişiye artık çok aşık olmadığınızdan kaynaklanmıyor ya da sizin birdenbire libidonuz düşmüyor. 

İlişki olgunlaştıkça en çok olan şeylerden biri alışkanlıklar. Çiftler arası gelişen seks alışkanlıkları başlıyor. İşte misal pozisyon, mekan, birbirini takip eden olaylar silsilesi vb. Bunlar harika ve çok güvenli alanlar ve bize iyi hissettiriyor. Ve olmaya devam edecekler ilişkide.

Ama o alışkanlıklarda hep sabit kalma hali o kadar da iyi gelmiyor. Cinsel enerjiyi yukarılarda tutmak için zaman zaman değişikliğe ihtiyaç oluyor. Araya leziz bir takım fantezilerin girişi, beklenmedik anlarda beklenmedik şeylerin yaşanması, giyilmeyen şeylerin sürpriz şekilde giyilmesi, denenmemiş şeylerin ara sıra denenmesi gibi gibi...

Yani hem bildik, güvenilir alanlardaki deneyimlerin devamına hem de bizi şaşırtan, beklenmedik şeylerin de yaşanmasına ihtiyacımız var.

Bir de beklentilerin ayarının yapılmasına. O ilk aylardaki haller değişiyor, dönüşüyor, değişecek, dönüşecek. Yerini başka şeyler alacak. Bu normal ve olası bir şey.

Ama baki kalmasını beklediğimiz şey şu: Partnerinizle olan cinsel birlikteliğinizin keyif ve haz vermesi. Zira zevk, keyif, haz olmadığında işte o yukarıda söylediğim gibi ‘aman ne uğraşıcam?’ hali insanın üstüne çöküverir.

Neyden zevk aldığınızı bilmek ise sizin sorumluluğunuz. Hazzınızdan siz sorumlusunuz derim ben hep. Kimse sizin kafanızın içindekileri okumakla sorumlu değil. Kimse karanlıkta yolunu bulmaya çalışmak durumunda değil. Siz bileceksiniz ve ifade edeceksiniz neyi nasıl istiyorsunuz. Ve sonra partnerinizin de rızasıyla ilerleyeceksiniz :) O iş işte maalesef orgazm taklidi yapmakla, keyif almadığınız bir şeyden keyif alıyormuş gibi rol yapmakla olacak iş değil. İşe yaramayan şeyi pekiştirmekten başka bir şeye yaramaz bu :) Tüm bu ihtiyacınız olan ortam ve koşullar var olunca birinin el bileğinizi öpmesinden de yükselirsiniz, giydiği gömlekten de, sürdüğü kokudan da…

İşte ödül mekanizmaları bir kez devreye girdiğinde gün içinde evraklara gömülmüş de olsanız bir anda aklınıza düşüverir geçen geceki deneyiminiz, sonra bir mesaj atıverirsiniz. Ondan sonrası renk, ondan sonrası dans :)))

Çokça tartışılan bir konu da orgazm. Klitoral orgazm ile vajinal orgazm arasındaki fark nedir?

Klitoral orgazm, klitorisin uyarılması ile gerçekleşen orgazm olarak tanımlanırken, vajinal orgazm penetrasyon (vajinaya penis ya da başka bir şey girişi) ile tetiklenen orgazmı ifade ediyor. Ancak kadın genital organlarının, vajinanın ve klitorisin iç içe geçmiş muazzam yapısını anladığımızda, kadın orgazmının iki ayrı şekilde gerçekleşebildiği muammasını çözümlememiz çok daha kolaylaşıyor.

Naomi Wolf şöyle anlatıyor: Vulva, klitoris ve vajina aslında kadın bedeninde okyanusun yüzeyi gibidir. Asıl aksiyon çok daha derinlerde, içerilerde gerçekleşir. Pelvik taban kaslarının içinden oldukça hassas yapıda ve kişiye özel olarak dizayn edilmiş biçimde geçen nöral ağların bir kısmı klitoriste, bir kısmı vajina duvarlarında, bir kısmı da servikstedir. Başka bir kısım sinir ağı da perine bölgesinde (vajina girişiyle anüs arasında kalan kısımda) ve anüstedir. Muazzam pelvik sinirler ve buradaki sinir ağlarıyla ilgili muhteşem şeylerden biri ise; her bir kadın için bu dizaynın eşsiz şekilde yapılmış olmasıdır. Yani sizdeki sinir ağı yapılanmasının aynısı başka bir kadında yoktur.

Bazı kadınlarda nöral ağlar klitoris civarında daha yoğundur ve vajina daha az sinirle donatılmıştır. Bu kadınlar klitoral uyarıdan çok daha fazla zevk alırlarken penetrasyondan o kadar büyük keyif almayabilirler. Bazı kadınlarda vajina ve serviks daha fazla sinirle donatılmıştır ve penetrasyon kendi başına zevkin doruğuna çıkmak için yeterlidir.

Kadınların büyük kısmı kendiyle barışık değil. Bu konuda da önerileriniz olduğuna eminim. Bizimle paylaşır mısınız?

Evet, aslında seanslarda sıklıkla karşılaştığım konulardan biri de yaşı kaç olursa olsun kadınların büyük bölümünün ya kendi vulvasına hiç bakmamış oluşu ya da beğenmemesi. 

Cinselliği yaşamak, haz alabilmek, hazza kendini açabilmenin en önemli yollarından biri kendini sevmek ve oradan o güvenle açılabilmek bir başkasına. 

Kadın cinselliği ve bedenindeki en zor duyguların yaşandığı ve kadının kendiyle en zor barıştığı yeri vulvası. Memelerim küçük/sarkık, kalçalarım büyük, karnım sarkık/çatlak gibi halleri aşabilmek bir düzlemde daha kolayken vulvamız konusundaki güvensizliğimiz bizi daha çok zorluyor. 

Bunun en büyük sebeplerinden birisi de porno endüstrisi. Kadınlar, erkekler gibi bir diğerinin genital organını pek görüp inceleyemiyor. Erkekler, tuvalette ya da soyunma odalarında çıplak kaldıklarında bir diğerinin penisinin tamamını görebiliyor. Kadınlarda durum bu değil. Ya hiç tamamen çıplak kalmıyoruz ya da kalsak da aşağıda dudakları göremiyoruz. Bunu görebildiğimiz tek yer porno filmler, eğer izlediysek. Orada dijital şekilde işlenmiş vulvaları görüyoruz ya da labiaplasti ameliyatı olmuş kadınları yani özellikle iç dudaklarının şeklini değiştiren ameliyatlar olmuş kadınları. Yani aslında gördüğümüz o görüntüler gerçek vulvaları yansıtmıyor. Pornoda görüp o vulvaları “güzel, estetik” sanıyoruz ve kıyaslayarak kendi vulvamızın rengini, renginin tonunu, dudakların asimetrisini, boyunu “kötü, çirkin, iğrenç” olarak sıfatlandırıyoruz.

Sevişmek istediğimizde ise bunu sadece karanlıkta yapabiliyoruz. , Yaparken acı çekiyoruz ya da hiç yapamıyoruz. Hemen hemen her gün duyduğum buna benzer deneyimler kalbimi parçalıyor. Yakın hissettiğim erkeklerle konuşuyorum, gerek akademik gerekse de akademi dışı yazıları okuyorum ve görüyorum ki erkekler aslında vulvalarımızı çok seviyor. Sadece görüntüsünü de değil, tadını, dokusunu, kokusunu. Lütfen bilin ki patriyarkın bize dayattığı ya da dayatmaya çalıştığı şekil ve imajlara bürünmek zorunda değiliz. Olduğumuz gibi güzel ve özeliz. Olduğumuz gibi isteniyor ve seviliyoruz. Ama bunun için lütfen önce siz kendinizi olduğunuz gibi görün, kendinize dokunun, kendinizi sevin. Yaşadığınız deneyimlerle herşey değişecek ve dönüşecek.

O yüzden bugün lütfen elinize bir ayna alıp kendinize bakın. Dış dudaklarınız, iç dudaklarınız, klitorisiniz, vajina girişiniz, kıllarınız hepsi tamamen size özel ve güzel. Şimdi görseldeki çeşitli gerçek vulvalara bakın. Her biri ne kadar farklı birbirinden değil mi? Onların da her biri özel ve güzel. Tıpkı sizin gibi ♥️

Gelin şimdi sorularımızın hepsini tek tek cevaplayan bu cesur kadını tanıyalım biraz da...

Gizem Onay, 39 yaşında ve gerçekten çok donanımlı bir kadın, onu baştan söyleyelim. 'Şu okul mezunu, şurada yaşıyor' diye kısaca anlatmak isterdik ama gerçekten dolu geçirdiği hayatı ve bilgi birikimleri buraya sığdıramayacağımız kadar uzun.

Gizem Onay, üniversitede Uluslararası İlişkiler okuyup 3,5 yılda bölüm birincisi olarak bitirdikten sonra Danimarka’ya Avrupa Birliği Politikaları üzerine yüksek lisans yapmak için gidiyor ve sonraki 7 yıl boyunca da çeşitli üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinde AB Uzmanı olarak AB Merkez Direktörlüğü yapıyor. 

Bu sadece başlangıç... 

Bu sürede kadına yönelik şiddetin engellenmesinden tutun organik tarım konusunda farkındalık artırmaya kadar bir sürü konuda AB ve diğer uluslararası kuruluşlar için yüksek bütçeli projeler hazırlayıp yürütürken, bir yandan da yoğun iş stresini yönetmek için yogaya başlıyor. Bununla yetinmeyip hocalık eğitimi de alıyor.

Daha sonra, kadin sagligiyla ilgili konular basta olmak uzere sindirim, üreme ve sinir sistemleri üzerinden ilerleyen bir masaj ve manuel terapi tekniği olan Arvigo ile tanışıyor.

Türkiye’de (ve muhtemelen dünyada) ilk kez 'Sağlıklı Menstrual Döngüler Eğitimi ile Doğurganlık ve Yumurta Kalitesi Artırma Eğitimleri' veren kişi kendisi aynı zamanda.

Bitkiler konusunda eğitimler almaya devam eden Gizem Onay,  binlerce kadının hayatını etkileyen vajinal buhar banyolarının özel formülasyonunu üretiyor. 

Nisan 2019’da ise 3 yıllık Kronik Stres ve Travma Çözümleme eğitimi olan Organic Intelligence eğitimini bitirip, yeni eğitime mentor olarak seçiliyor.

Ekim 2016’da Ankara’da LUNA-Bilge Kadınların Yaşam Döngüsü Merkezi’ni açıyor.

18 Ocak 2020’de ise Ankara’da yeni yarattığı formüllerle oluşturduğu bitkisel ürünlerin de sergilendiği, sağlıklı yiyeceklerin sunulduğu, çocuklar için bitkilerle ilgili bir sürü şey öğrenebilecekleri ayrı bir alanı da içinde barındıran, 'Pachamama Herbs&Food' isimli cafesinin açılışını gerçekleştiriyor.

Bunların yanı sıra kadın cinselliği üzerine çalışmalara başlıyor ve Institute of Somatic Sexology’den önce Kanada’da sonra Almanya’da eğitimler alarak 'Somatik Seksolojik Beden Terapisti' oluyor. Bu kapsamda da gerek kadınlara bireysel seanslar gerekse de çift seanslarında danışan görmeye başlıyor. Ayrıca cinsellik konusunda eğitimler veriyor.

Kısacası, hayallerinin peşinden giden, ve giderken de öğrendiği her şeyi paylaşmayı seven biri olduğunu söylesek yanlış olmaz sanıyorum.

'Bu bana yetmedi, ben daha çok bilgi istiyorum' diyenler için Gizem Onay'ın Instagram sayfası burada.

Popüler İçerikler

Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
YORUMLAR
03.06.2020

cinsellik maalesef ulkemızde hala tabu. gercekten kendı vucudunu tanımayan yaşına ragmen cınsellıgını kesfedememıs kadınlarla dolu ulkemız ve bunların getirdiği psıkolojık sorunlarla ugrasıp duruyorlar. kadın aslında cok guzel bı egıtım vermıs. yalnız maalesefkı lınc yıyecek. bırazdan burası "bıktık onedıo sapıklıgından, herseyın boku cıktı dunyanın halını kes, boyle vıdeolar cekıosunuz sonra neden dayak yıyorsunuz dıe soruyorsunuz" dıyen kirli zihniyetlerle dolup taşıcak.. cunku bılıosunuz erkeklerın bızım vucumuzu rızamız olsada olmasada keşfetmelerı mübah ama bızım kendı vucudumuzu kesfettemız gunah ve sapkınlık !!

Pasif Kullanıcı
03.06.2020

Selen Ergunalp İnsanların çoğu vücudunu tanımıyor ki. Ülkede bilinçsizlik hat safhada. Ben şahsen okullarda cinsellik eğitimi verilmesi taraftarıyım. Üremenin işlenişinin ayıp görülebildiği okullarda, evet.

03.06.2020

çok doğru yorumlar yapmış bazı noktalarda... erkekler ergenliğe girer girmez toplu porno buluşmaları sidik yarıştırır gibi 31 yarıştırmaları vs. ile cinselliğe girişleri kızlardan çok farklı. ilk adetini olunca ağlayan kızlar biraz yaş alıp anca vücudunu tanımak istiyor ve ona doğru ya da yanlış olanı gösteren birisi pek olmuyor. bahsi geçmesi bile ayıp.. niye bu yorumu yaptım bilmiyorum ama cinsiyete göre cinsellikle tanışma durumları o kadar farklı ki...

03.06.2020

31 yarıştırma ne amk oha. Çok boktan bi lisede okudum ama o kadar da değil. 10 sene önce liseden mezun oldum herkesin değil video oynatan telefonun, telefonu bile yoktu. Yani mecburen millet birlikte izliyordu o da çok nadir. Genelde telefon sırayla el değiştirirdi. Kızılötesi ile falan bı telefondan diğerine atmaya çalışırdık. Çok rezil günlerdi.

03.06.2020

Herkes cinselliği pornolardan öğrendiği için bilimsel öğreti bize garip geliyor... Doğru olanı yadırgıyoruz...

TÜM YORUMLARI OKU (15)