Soma faciasına ilişkin davanın bir numaralı sanığı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın avukatı, müvekkilinin suç işlediğine inanmadığını ve bu kişileri savunmaktan onur duyduğunu söyledi. Tutuklu sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit ise sabotaj iddiasında bulundu ve bilirkişi raporu için, 'bilimdışı sözde bilirkişi raporu' diyerek yeni bilirkişi talep etti.
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihindeki maden faciasıyla ilgili 8'i tutuklu 45 sanıklı davanın öğleden sonraki oturumunda sanık avukatları dinlendi.
Davanın bir numaralı sanığı, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'ın avukatı Kadir Çetin, müvekkili ve diğer sanıkların önlem almaması ve tedbirsizlik sebebiyle bu olayın meydana geldiğine inanmadığını söyledi. Avukat Çetin, sanık konumundaki kişilerin suç işlediğine inanmadığını ve bu kişileri savunmaktan onur duyduğunu da ifade etti.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasının 6. celsesinde sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından öğleden sonra sanık avukatları dinlenmeye başlandı. İlk olarak Av. Kadir Çetin, yaklaşık 2 saat savunma yaptı. Büyük bir olayın, facianın yaşandığını belirten Av. Çetin, üzgün olduklarını, Soma Kömür İşletmeleri'nin eskiden beri tanıdığı sağlam bir şirket olduğunu söyledi. Madenci yakınlarının, 'Ay ne kadar sağlam.' diyerek tepki göstermesi üzerine Çetin, bu şekilde savunma yapamayacağını belirtti. Soruşturma sürecinde savcının kendilerine aşırı tepki gösterdiğini iddia eden Av. Çetin, kendilerini polis zoruyla dışarı çıkarttığını anlattı.
'Müvekkilimin neden tutuklu olduğunu çözemedim'
Olayın başından beri facianın gerçek sebebine öğrenmek istediklerini ancak sorumluluğun, yürütülen linç kampanyasıyla müvekkillerinin üzerine yıkılmak istendiğini savunan Av. Çetin, 'Bu olayın nedeninin açığa çıkması gerekiyor. Müvekkilimin suçsuz olduğuna inanıyorum. Madende üste iletilecek olumsuzluk yok, üste iletilsin. Can Gürkan, ancak işinin ehli kişileri ocakta görevlendirmemekle suçlanabilir ama ocakta çalışanların tamamı işinin ehlidir. Müvekkilimin 11 aydır neden tutuklu olduğunu çözemedim.' dedi. Bilirkişinin top ve dinamit atımının ne olduğunu dahi bilmediğini öne süren Av. Çetin, ne bilirkişi heyetinin ne de TBMM Araştırma Komisyonu'nun madenden örnek aldığını, sondaj yapmadığını, sadece tahminle olayı açıklamaya çalıştığını ifade etti. Sensör değerlerinin olayın ani ve hızlı geliştiğini gözler önüne serdiğini iddia eden Av. Çetin, 'Bilirkişinin görevi açık aramak değil, doğruyu aramaktır ama ideolojik yaklaşmışlardır. Bu olayın sebebini araştırsınlar ve gerçek nedeni ortaya çıksın. Herkesin tek isteği bu.' şeklinde savunma yaptı.
Çetin, madende çalışan toplam 3 bin 367 kişinin, vardiya hesabı yapılmadan aynı anda çalışıyormuş şeklinde düşünülerek havalandırma hesabı yapıldığını da belirterek, 'Hepsi aynı anda girerse cayır cayır yanacağını bilmiyor mu?' diye sordu. Olayın ardından madenin bir anda 15-20 bin PPM gazla dolduğunu, çok yüksek orandaki karbonmonoksitin gaz maskelerini çalışmaz hale getirdiğini iddia eden Av. Çetin, birçok kişinin yer üstü işçisi olması ve zimmetlerinde gaz maskeleri bulunmamasına rağmen varmış gibi açıklamalar yaptığını, 2010 yılında kendisine gaz maskesi verilen kişilerin 7-8 yıldır maskelerinin bakımının yapılmadığı şeklinde açıklamalar yaparak yalan söylediğini belirtti.
'Bu kişileri savunmaktan onur duyuyorum'
Sanık konumundaki kişilerin suç işlediğine inanmadığını ve bu kişileri savunmaktan onur duyduğunu da ifade eden Av. Çetin, madendeki üretim artışının sebebinin zorlama değil, klasik yöntemden mekanize üretime geçilmesi olduğunu ifade etti. Sözleşmede en az üretilmesi gereken miktarın 1,5 milyon ton, 2013 planlamasının 3,5 milyon, 2014 planlamasının 2,8 milyon, 2015 planlamasının da 1,8-2 milyon ton olduğu bilgisini veren Av. Çetin, sözleşme gereği şirketin bunun altına inilmesi halinde cezayla karşı karşıya kalma durumu olduğunu dile getirdi.
'Savcılığa, 'delilleri toplamadan ocağı teslim etmeyin' dedik'
Facianın yaşandığı madende 2010 yılından önceye hiç bakılmadığını da kaydeden Av. Çetin, bunun sebebinin bilirkişi heyetindeki bir kişinin eşinin, o dönemde ocaktaki denetimlere katılması olduğunu iddia etti. Savcılığın, bilirkişi heyeti incelemesinin ardından 17 Temmuz'da, 'Bütün deliller toplandı.' diyerek madeni şirkete teslim etme kararı aldığını ifade eden Çetin, 'Deliller toplanmadan ocağı teslim etmemeleri gerektiğini söyledik ama itirazımıza rağmen teslim ettiler. Savcının yapması gerekeni biz yaptık ve lehimize olan delilleri toplamaya çalıştık.' dedi.