Can Atalay, Gezi Parkı'na AVM yapılması adına girişime karşı kurulan Taksim Dayanışması'nın avukatlığını üstlendi. Daha sonra Gezi Davası'nda sanık olarak davaya dahil edilerek gözaltına alındı. Ancak yargılandığı iki davadan beraat etti. 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlamasıyla yargılandığı davanın 25 Nisan 2022'da Silivri Kampusundaki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasında 18 yıl hapis cezası aldı. 28 Eylül 2023 tarihinde hapis ceza, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onandı.
Ancak, Anayasa Mahkemesi (AYM), Atalay'ın milletvekili seçilmesi nedeniyle 25 Ekim 2023'te hak ihlali kararı verdi. Yüksek Mahkeme, yargılamanın durdurulması, vekilliğinin kabulü ve Atalay'ın tahliyesine hükmetti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kararı uygulamayı reddetti ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne başvurdu. Daha sonra 8 Kasım 2023 tarihinde AYM'nin temyiz mahkemesi gibi hareket edemeyeceği gerekçesiyle kararı uygulamayacağını duyuruldu ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
AYM, 21 Aralık 2023'te ikinci kez hak ihlali kararı vererek anayasal yükümlülüklerini hatırlattı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise 3 Ocak'ta AYM'nin kararının geçersiz olduğuna hükmetti. Yargıtay'ın kararı, 30 Ocak'ta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda okundu ve böylece Atalay'ın milletvekilliği düştü.
Atalay'ın avukatları, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Demokratik Emek Partisi (DEMP), bu kararın iptali için AYM'ye başvurdu. 1 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayımlanan kararla, Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşmesinin 'geçersiz' olduğunu belirtildi.
Böylece gözler bir kez daha TBMM'ye çevrildi.
Millet için böyle fedakarlık yaparsan cezasını da çekersin. Bak tek yorum bile yok. Yok olmaya mahkum kalırsın. Bu halk sen onun için canını bile versen önemsemez. Siz 2 günlük fenomenleri hak ediyorsunuz.