2022’de haberlerde sonuçlarını duyabileceğimiz çok sayıda arkeolojik kazı projesi gerçekleşecek. Ancak biz bunların hepsini değil en merak edilen, en çıkanlarını sizin için listeledik. Bu kazı çalışmalarının neler olduğunu ve neler bulunacağını merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇
2021’de arkeologlar Mısır’daki Luksor yakınlarında Aten diye adlandırdıkları kayıp bir altın şehir bulduklarını duyurmuştu. Bu keşif dünya çapında gündem olurken arkeologlar bu şehrin yalnızca ufak bir bölümünü kazabildi. Tarihi kayıtlara göre firavun III. Amonhutep’in (MÖ 13981–1353) şehirde üç tane sarayı vardı.
Yapılacak yeni keşiflerin III. Amonhutep’in oğlu Akenaten’un neden Mısır’da dinî bir reformasyon süreci başlattığı ve mitolojiden bildiğimiz tanrıların yerine güneş olarak geçen Aten’e tapınmaya başladığı konusundaki tarihi gizemlere ışık tutabilir.
Koronavirüs pandemisi tam gaz devam ediyor ve omicron varyantı da yayılıyor. Dolayısıyla seyahat kısıtlamaları ve karantina uygulaması kimi ülkelerde yeniden başladı. Enflasyonun artması da işin içine girince yolculuk ve ekipman ücretleri, özellikle de elektronik satış ücretleri artıyor. Hükûmetler ve üniversiteler bu durumdan ötürü hibeleri kesiyor.
Tıbbi ve ekonomik zorluklar birçok denizaşırı arkeolojik keşif projesinin iptal edilmesi veya yavaşlatılması, küçültülmesi anlamına gelecek. 2022’de arkeologlar çoğunlukla kendi ülkelerinde çalışma yürütmeyi tercih edecek. Bu anlamda “yaşadığınız yeri kazın” anlayışı popülerlik kazanabilir.
Ülkemizdeki Karahantepe’de yapılan kazılar, yaklaşık 11.000 yıl önce bu bölgede hayatın nasıl olduğuna dair bize yeni bilgiler sunuyor. Arkeologlar şimdiye değin insanların muhtemelen fallus şeklindeki sütunların ve oyulmuş insan başlarının yanından geçtikleri bir oda keşfetti.
Yani bu sene çok daha fazla şey öğrenebiliriz. Karahantepe bir diğer ayin alanı olan ve tarihi 11.000 yıldan öteye dayanan Göbeklitepe’den çok da uzak değil. Burada yaşayanların Göbeklitepe’yle de ilgisi olabilir. Bu insanlar kimdi? Böyle kaç tane alan inşa ettiler? Bunlar ve daha pek çok sorunun yanıtını zamanla almayı umuyoruz.
Taliban geçtiğimiz yılın Ağustos ayında Afganistan’ı tamamen ele geçirmişti. Dünyanın dört bir yanındaki hükûmetler Afganistan’a yapılan yardımları askıya almış, ülkenin gıda alımı gibi en temel faaliyetlerini bile kısıtlamıştı. Ekonomik çaresizliğin artmasıyla birlikte, insanların kendilerini ve ailelerini beslemek için yağma faaliyetlerine yoğunlaşması olası.
Geçmişte Taliban’ın eserleri yok ettiği bilindiğinden hükûmetlerin eserleri Afganistan’a iade etmesi durumunda ne olacağı belirsizliğini koruyor. Elbette bu eserler yıllarca depolarda saklanabilir veya kanun uygulayıcı kurumlar ikna edilerek bu eserler “hiç yokmuş gibi” davranılabilir ve görmezden gelinebilir. 2022’de bu konuda gelişmeler yaşanmasını ve arkeoloji dünyasının da bir duruş sergilemesi bekleniyor.
Şeria’nın Kumran bölgesinde, Ölü Deniz yazmalarının gömülü olduğu mağaralarda kazı çalışmaları yürüten arkeologlar için yoğun bir yıl olacak. Daha önce keşfedilmeyen bu mağaranın her bir köşesini kazmayı ve Kumran yakınlarındaki diğer mağaraları da araştırmayı planlıyorlar. Ekip önceki kazılarında yazmaların bulunduğu mağarayı da ortaya çıkarmıştı.
Sadece Karahantepe değil sevgili içerik hazırlayıcı. O sit alanı topluluğunun adı Taş Tepeler ve Göbeklitepe de dahil olmak üzere Sayburç, Harbetsuvan, Yoğunburç, Kurttepesi gibi bir sürü yer var ve hepsinde i-na-nıl-mazz buluntular var. 2022'de kazılar devam edecek. Hep dandik bir tercümeyle copy past yerine biraz proaktivite olsa keşke.