Bütün işçiler, geleceğin işçileri ve işsizler çabuk toplansın! İş hayatının en kanser eden şeyi olan KENDİNİ SAHİP SANAN PATRON'un anatomisi bu içerikte.
Bütün işçiler, geleceğin işçileri ve işsizler çabuk toplansın! İş hayatının en kanser eden şeyi olan KENDİNİ SAHİP SANAN PATRON'un anatomisi bu içerikte.
Oranı yüzde elliye düşürse şirket şimdiye uçmuştu. Ama hayır, ona göre sadece elemanların köpek gibi çalışması şirketi kurtarır.
Madem erken geldin bir kaç işin ucundan tut değil mi? Yok canım ne münasebet! Gelen herkese kaş göz yapıp saatini göstermek zorunda. Beylikdüzü'nden metrobüsle işe gelen adamın saat sabah beş buçuktan beri yollarda olmasının bir önemi yok. Paşa o gün erken kalkıp gelmiş ya, herkesin gözüne sokacak.
Ölmüşlerinin canına değsin bir gün 'Eline sağlık çok güzel olmuş.' deyiver bir iş için. Tabi sen de haklısın. Yıl sonu zam ister bunlar şimdi, gerek yok.
Ağzından çıkan iş de hani en az 3 hafta sürecek iş. Kendisi yapmaya kalksa 5 hafta süründürür. Hazret olduklarından ol deyince olsun ister.
Yediğini içtiğini o veriyor, arayacak tabi değil mi? Zaten bu şirket olmazsa sen aç kalır sokaklarda sığır gibi yaşarsın. Tabii ki ailenle ilgilenmeyecek, hemen yüce patronunun dediklerini yapacaksın. Allah başımızdan eksik etmesin hiçbirini.
Maaşlar 2 ay geriden yatar, zamlar her sene eksik yapılır fakat paşa hazretleri her sene ne tatilinden ne de yediğinden içtiğinden ödün verir. Lafa gelince hepimiz aynı gemideyiz. Evet ben geminin kıç tarafındayım.
Onu öyle yap, bunu böyle tut, masanı böyle düzenle, bana böyle yalakalık yap diye uzar liste. Patronun isteklerinin olması elbette çok doğal ama bunlar artık kaprise giriyor. Evde eşine yapsa kapıya konur.
Kırk yılda güzel bir şey söylerken bile karşısındakine mülkü gibi davranır. Bazı sınırları geçmemesi gerektiğini bilmez. Fakat o bizi hayatta tutandır ne derse teşekkür edip geçeceğiz ve minnettar kalacağız.
Sen onun verdiği üç kuruşla faturalarını ödüyor, taksitlerini veriyor ve çocuklarını büyütüyorsun. Tabii ki onun malısın. Bu tip patron bir de sen iş bulup çıktığında mavi ekran verir. Nasıl oluyor da onu bırakıp gidersin havsalası almaz.
Tasarımcı olarak girdiğini ya da muhasebeciyken kendinizi beyefendiye ya da hanımefendiye kahve taşırken, evinden unuttuğu dosyayı koşa koşa gidip alırken bulursun. Çünkü ağanın verdiği maaşa özel asistanlığı da muhakkak ki dahildir.
Her daim köpek gibi sadık olman, şirkete asla zarar vermemen ve tüm hayatını işine adaman beklenir. Fakat şirketin SGK'nı maaşından az yatırmasında hiçbir sıkıntı yoktur. Çünkü paşaların parası her şeyden kıymetlidir.
O maaşla hem karnını doyuracak, hem de her daim mutlu olacaksın, işini de seveceksin. Bu devirde kim bulmuş o parayı? Şükredeceksin hep! Şükretmezsen patron çok kızar.
Sanki biz bilmiyoruz iyi giyinmeyi. Paşa yolunu bildiği için iyi mağazadan alışveriş yaptığını sanıyor.
Babandan para alıp kurduğun şirketin tafrası ile ömrümüzü ne kadar yiyeceksin acaba? Hayır altı üstü iş gücümü satın alıyorsun. Gören de aş evi işletiyor da hepimize tek başına bakıyor, bizi de çok nankör ve beceriksiziz sanacak.
'Her ay maaşınızı alıp gidiyorsunuz, benim derdim hiç bitmiyor.' gibi akıl durduran bahanelerle hep ağlar. En mağdur odur. Sanki biz yeyip içip yatıyoruz da o hep sefillik, yokluk içinde.
senin bi aylık maaşını bi gecede yer ama 250 lira zam istersin vermemek için kırk bahane uydurur
Al bende de o kadar, bizde de var bi tane p*şt.
onedio adminleri benzer haberler için devamlı şirket içi örnekler ile anlatıyor. biraz çeşitleri çoğaltırsanız iyi olur.