Onedio Logo

Çalışan Bebekli Annelerin En Zorlandığı 12 Şey ve Bunlar İçin Çözüm Önerilerimiz

Kapak Görseli

Sabah uyanır uyanmaz hem bebeğinizi doyurmaya çalışıyor hem de işe yetişmeye mi çalışıyorsunuz? Annelik zaten başlı başına büyük bir emekken bir de çalışma hayatı eklendiğinde işin rengi değişiyor. Üstelik kimse size bunun kolay olacağını da söylemedi. Fakat şunu bilin ki bu süreçte yalnız değilsiniz. Zorluklar gerçek ama çözüm yolları da var. Gelin onlara birlikte bakalım!

1. Sabahları işe yetişmek için maraton misali hazırlanma ritüeli.

Sabah saatleri tam bir yarış! Bir yandan bebeğinizin altını değiştiriyor bir yandan kahvaltısını hazırlamaya çalışıyor bir yandan da kendi hazırlığınızı araya sıkıştırıyorsunuz. Bu yoğunluk içinde hep kendinizi en sona bırakmanız oldukça doğal. Oysa bu süreci kolaylaştırmanın yolu akşamdan hazırlık yapmaktan geçiyor. Giysiler, çantalar, hatta kahvaltılıkları bile önceden hazırlarsanız, sabah stresinizi minimuma indirirsiniz. Mümkünse eşinizden veya yakınlarınızdan sabah saatleri için destek isteyebilirsiniz. Malum, bebekli hayat mümkün mertebe bir takım oyunu! Akşamdan hazırlanmış çantalar, planlanmış giysiler ve arabaya kolayca takılan ana kucağı gibi pratik çözümler sabah maratonunu epeyce kolaylaştırır, bunu unutmayın!

2. Gece uykusuzluğu.

Gece boyunca sık sık uyanıyor olmak hiç kolay değil. Sabahları enerjinizi toplamak da pek kolay olmuyor haliyle. Ertesi gün işe gittiğinizde odaklanmak ise ayrı bir mücadeleye dönüşüyor, biliyoruz. Bu döngüden çıkabilmek için eşinizle dönüşümlü bir gece nöbeti düzeni kurmalısınız. Sizin de dinlenmeye ihtiyacınız var. Her şeyi tek başınıza sırtlanmaya çalışmayın. Bunun yanında gün içinde fırsat buldukça mini molalarla kendinize birkaç dakikalık dinlenme alanları yaratın ki enerjinizi toplayabilin. Uykusuzluk bir kader değil! İyi planlama ile hafifletebilirsiniz. Ve bilin ki en önemlisi, bu süreç geçici… Kendinizi suçlamayın.

3. Süt sağmak için uygun ortam bulamamak.

İş yerinde bebeğiniz için süt sağmak, zaman ve mahremiyet açısından ciddi bir planlama gerektiriyor. Hijyenik bir alan bulmak da çoğu zaman kolay olmuyor. Bu konuda yöneticinizle veya insan kaynaklarıyla açıkça konuşmanız çok ama önemli. Size özel, temiz, kilitlenebilir bir alan talep etmelisiniz. Bir de kaliteli bir göğüs pompası, süt saklama kapları ve mini bir taşıma çantası edinmeniz gerek ki her şey elinizin altında olsun. Tabii ki saatlerinizi de bir rutine oturmalısınız. Ayrıca pompa sütyeni gibi elleri serbest bırakan pratik ürünler de günlük rutininizi oldukça kolaylaştırır. Sizin konforunuz, bebeğinizin sağlığı için de çok kıymetli.

4. Aklınızın hep evde kalması ve bununla birlikte gelen suçluluk duygusu.

İş yerindeyken aklınızın sürekli bebeğinizde kalması sizi çok yoruyor, farkındayız. Yeterince iyi anne miyim sorusu içinizi kemiriyorsa asla yalnız değilsiniz. Bu duygunun normal ve insani olduğunu kabul etmek bu süreçte çok önemli. Çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanın süresinden çok, kalitesi esas olmalı. Günde 30 dakikalık tatlı bir oyun saati bile ikiniz arasındaki o güçlü bağı perçinler. Suçluluk yerine sevgiye odaklanın. Siz minik kelebekleriniz için çok önemlisiniz.

5. İş yerinde yaşanılan performans kaygısı.

İş yerinde performans kaygısı bırakın sizin gibi çalışan anneleri, herkesi fazlasıyla etkileyen bir gerçek. Uykusuzluk, stres ve zaman yönetimi gibi sebeplerle eskisi gibi enerjik hissedememeniz çok normal. Bebeğiniz var ve aynı anda pek çok şeyi birlikte halletmeye çalışıyorsunuz. Bu noktada hem kendinize hem de yöneticilerinize karşı açık olun. Beklentileri netleştirin, görevlerinizi önceliklendirin ve destek istemekten çekinmeyin. En önemlisi de kendinize karşı şefkatli olun.

6. Kreş veya bakıcı seçimi endişesi.

Bebeğinizi bir başkasına emanet etmek, hele ki henüz çok küçükken içinizi kemiren bir endişeyi de beraberinde getiriyor. Bu duyguyu azaltmanın yolu ise iyi bir araştırma yapmaktan geçiyor. Güvendiğiniz kişilerden referans alabilir, görüşmelere zaman ayırabilirsiniz. Kreş veya bakıcıdan beklentilerinizi açıkça dile getirin. Günlük raporlar, fotoğraflar veya kısa videolar iletişiminizi kuvvetlendirin.

7. Ev işlerine yetişememek.

Hem bebek hem iş hem de ev işleri... Üzerinizde ne çok sorumluluk var öyle değil mi? İşten döndüğünüzde sizi bekleyen çamaşır, bulaşık ve oyuncak yığınları... Bu noktada her şeyi kendiniz yapmak zorunda değilsiniz. Görev paylaşımı yaparak yükünüzü azaltmalısınız. Eşinizden, aile bireylerinden gerekirse yardım alabileceğiniz profesyonellerden destek istemek sizi yetersiz yapmaz, aksine daha da güçlü kılar. Haftalık temizlik rutinleri oluşturarak ve işleri parçalara bölerek işlerinizi kolaylaştırın. Mükemmel olmasa da olur. Yeter ki eviniz huzurlu olsun.

8. Kendinize zaman ayıramamak.

Kahvenizi sıcak içtiğiniz günleri özlüyorsanız bilin ki bu sadece sizin değil, birçok annenin ortak hissi. Oysa kendinize zaman ayırmak asla lüks değil! Buna ihtiyacınız var bir insan olarak. Bu zamanı yaratmak için saatlerce yalnız kalmanıza gerek yok. Gün içinde 15 dakikalık kısa bir yürüyüş, sevdiğiniz bir müziği dinlemek hiç olmadı kitap okumak size iyi gelecek. Siz iyiyseniz, bebeğiniz de iyi olur.

9. Sosyal hayattan kopmak ve ilişkilerin zayıflaması.

Bebek, iş ve ev derken arkadaşlarınızla vakit geçirmek hayal gibi gelebilir. Oysa açık iletişim bu süreçte en büyük kurtarıcı. Sevdiğiniz insanlara durumu anlatırsanız, sizi anlayacaklardır. Bunun yanında fiziksel olarak dışarı çıkamıyor olabilirsiniz ama dijital çağdayız. İnternet üzerinden arkadaşlarınızla plan yapabilirsiniz. Biraz kahve her şeyi çözer!

10. Toplumdan gelen yargılayıcı sözlerle baş etmenin zorluğu.

Çocuk doğurmuşsun, hala çalışıyor musun gibi cümleler kulağınıza çalınıyorsa lütfen hiç ama hiç üzülmeyin! Zira bu yargılar sizinle ilgili değil. Toplumun kalıplarıyla kendinizi değerlendirmeyin. Oysa siz, hem çalışan hem sevgi dolu bir annesiniz! Bir çocuğun her zaman iyi bir anneye ihtiyacı var, sürekli evde olan birine değil. Kendi doğrunuzu bilin ve kimsenin söylemlerinin içinizi bulandırmasına izin vermeyin. Hayat sizin, seçimler sizin!

11. Yoğun geçen bir günün sonunda dışarı çıkmanın zorlaşması.

Tüm yorgunluğa rağmen yapılması gerekenler var, malum. Ancak bebeğinizle kısa bir yürüyüş hem size hem ona iyi gelecek. Tam yatış pozisyonu sunan, tek elle açılıp kapanabilen, yaz-kış uyumlu hafif bebek arabaları bu noktada en büyük destekçiniz olur. Hava almak, rutini değiştirmek ve birlikte dış dünyaya çıkmak ruh halinizi de fazlasıyla olumlu yönde etkiler.

12. Büyük çocuğa yetememek…

Yeni doğanla ilgilenirken büyük çocuğunuzu ihmal ettiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Ama birlikte yapılacak minik aktiviteler ile bu dengeyi rahatlıkla kurmanız mümkün. Ayarlanabilir, uzayabilen scooter veya dönüşebilen bisikletler sayesinde büyük kardeş de bebek arabası yürüyüşlerinize eşlik eder. Hem eğlenir, hem bağ güçlenir. Yani bir taşla iki kuş!

Popüler İçerikler

Asal Araştırma’nın “Sizce Türkiye’nin En Güvenilir Kurumu Hangisidir?” Anketinden “Güvenmiyorum” Çıktı!
Asal Araştırma’nın “Sizce Türkiye’nin En Güvenilir Kurumu Hangisidir?” Anketinden “Güvenmiyorum” Çıktı!
Cezaevinde Bulunan Fatih Altaylı'nın Mektubunu Kızı Zeynep Altaylı Seslendirdi
Cezaevinde Bulunan Fatih Altaylı'nın Mektubunu Kızı Zeynep Altaylı Seslendirdi
Kurtlar Vadisi Dizisinde Cevat Akarsu Rolüyle Tanınan Şekip Taşpınar Hayatını Kaybetti
Kurtlar Vadisi Dizisinde Cevat Akarsu Rolüyle Tanınan Şekip Taşpınar Hayatını Kaybetti