Büyücülük faaliyeti yaptığına inanılan kişiler, tarihin en eski devirlerinden beri siyasi otoriteler tarafından cezalandırılmıştır. Günümüzden bakılınca fazlaca cani ve ilkel düşünceyle yapılmış görülen uygulamalar, o devirlerdeki otoriteler tarafından gayet normal görülmekteydi. Fakat Yeniçağ'ın ilk yıllarında, cadılar üzerine yazılan ilginç bir kitap bütün uygulamaları kendince meşrulaştıracaktı.
Engizisyon, Katolik kilisesi tarafından kurulmuş bir yargılama organıydı. Bu mahkemeler dini inançlara ters hareketlerde bulunanları cezalandırıyordu. Sorgulama veya idam için tasarladıkları yüzlerce işkence aleti ve yöntemi, bugün halen insanları hayrete düşürmektedir. Doğal olarak cadıcılık ve büyücülük faaliyetlerinde bulunduğu iddia edilen insanlar da engizisyonun bir numaraları hedefleri arasındaydı.
Engizisyon temsilciği yapan Heinrich Kramer, 1485 yılında Avusturya'da yapılan bir duruşmada görev aldı. Sanıklar, hastalık veya ölüme sebebiyet verecek tılsımlar, iksirler hazırlamakla suçlanıyorlardı. Heinrich Kramer, cadı olduğu iddia edilen kadınlardan birisine, şeytanın kontrolü altındayken cinsel faaliyetlerde bulunup bulunmadığını sordu. Mahkemenin diğer görevlileri, Heinrich Kramer'ın bu sorusunu yasa dışı buldular. Duruşma sonunda ise suçlanan kadın beraat etti.
Heinrich Kramer bu duruşmayı kaybetmesini bir takıntı haline getirmiş olacak ki bu olaydan tam bir yıl sonra cadılar üzerine bir kitap yazdı. Bu kitaba göre cadılar, şeytanın yeryüzündeki gölgeleri gibiydi. Kısa süre içerisinde bu kitap, cadı avcılarının bir numaralı kaynağı ve kutsal vesikası haline gelecekti.
Heinrich Kramer'ın yazdığı bu kitabın en değerli kozu, papadan cadılar üzerine alınan fetvayı içerisinde barındırmasıydı. Summis Desiderantes namıyla bilinen bu fetvada cadıcılık faaliyetleri tanımlanmış ve cadıları öldürme yetkisi veriliyordu. Bu fetvanın gücüyle kitap kısa sürede mistik bir maiyet kazandı. Kitapta cadıları cezalandırmak için verilen tavsiyeler dört bir yanda uygulanmaya başlandı.
Heinrich Kramer, cadıların ölümcül hastalık tılsımları hazırlayabileceklerini, bebekleri çalıp kurban ettiklerini, doğal afetler yarattıklarını, kan içtiklerini, havada uçtuklarını ve kara büyü ayinleri yaptıklarını iddia ediyordu. Kramer'a göre cadılar diri diri kazığa bağlanarak yakılmalıydı.
Kramer, kitabında 1485 yılında katıldığı bir duruşmada 2 kadının cadı olduğunu tespit ettiğini söylüyordu. Almanya'nın Ravensburg şehrinde bölgeyi harap eden fırtınaların cadılar tarafından çıkartıldığı düşünülüyordu. Cadı olduğu iddia edilen 8 kadın yakalanarak engizisyona getirilmişti. Bu kadınlar suçlarını itiraz etmeleri için strappado adlı işkenceye tabi tutuldular.
Elleri arkadan bağlanıyor ve bir ip vasıtasıyla tavana doğru kaldırılıyorlardı. Bu eziyet neticesinde kurbanların omuz yuvaları zedeleniyor ve kolları ters dönüyordu. Bu işkenceye dayanamayan 2 kadın, acı çekmek yerine diri diri yakılarak ölümü tercih ederek iddia edilen suçları kabul ettiler. Heinrich Kramer bu anısını üstün bir cadı avcılığı olarak naklediyordu.
Sonraki yıllarda engizisyoncular, Heinrich Kramer'ın yazdığı bu kitabı adeta bir ceza kanunu addederek, cadı olarak nitelendirdikleri herkese çeşitli işkenceler yaptılar. Cadı olarak nitelendirilen kadınların çoğu dul ve yoksul kimselerdi. Yolunda gitmeyen her olayın müsebbibi olarak cadılar gösteriliyordu.
Skolastik düşünce ile beslenen bu uygulamaların yaklaşık 60.000 kadının yaşamına son verdiği tahmin ediliyor. Zamanla gelişen bilim sayesinde artık her şeye cadıların sebep olmadığı anlaşıldı. 17. asra gelindiğinde artık cadıların yaptığı iddia edilen olayları artık bilim mantıklı bir çerçeve içerisinde açıklamaya başlamıştı. Yapılan acımasız uygulamalar 1700'lerde son bulduysa da geçmişte yapılanlar asla unutulmadı.
Tam bir katliam. İşkence ile öldürülen binlerce masum insan. Çok mu güzel? Cadı! Çok mu çirkin? Cadı! Bahçesinde adaçayı ya da nane mi var? Cadı! Onu suya attığımızda kurtulmaya mı çalışıyor? Cadı! Bağnazlık ve katliamdan başka bir açıklaması yok bunun. Ayrıca cadıların tamamı şeytani büyüler uygulamıyor. Druid öğretileriyle yetişen cadılar da vardı. Cadılık bir öğretidir. O mahkemelerin insanlara yaptıkları o şeylerin hiçbir tarifi yok...
ürkdüm resmen adam bence kaybetmeyi hazm ede bilmeyib o dediklerini eleye bilseydiler cadılar ilk onu büyüynen öldürerdiler ben olsam öyle yapardım
Rob Zombie - Dragula Aklıma Bu Şarkı Geldi Başlığı Görünce