Değerini içeriği okuyunca anlayacağınız muhteşem icat buzdolabı yokken insanların yiyeceklerini nasıl sakladığına çok şaşıracaksınız! Buyurun içeriğimize👇
Değerini içeriği okuyunca anlayacağınız muhteşem icat buzdolabı yokken insanların yiyeceklerini nasıl sakladığına çok şaşıracaksınız! Buyurun içeriğimize👇
Gıda kaynaklı hastalıkların ve yiyeceklerin çürümesinin önüne bu harika icatlar sayesinde geçiyoruz. İnsanoğlu yıllar içerisinde soğutmanın yanı sıra başka muhafaza etme yöntemleri de geliştirdi. Bunlardan birkaçını; tuzlama, kurutma, fermente etme ve turşu yapma olarak sıralayabiliriz. Peki bu yöntemlerden ayrı olarak, antik zamanda yaşayan insanlar yiyeceklerini nasıl saklıyordu? İlkel avcılar, yiyeceklerin raf ömrünü uzatabilmek için oldukça yaratıcı yöntemler buldular ve geliştirdiler.
Uzun süren paleontolojik ve arkeolojik araştırmalar sonucunda gerçekler ortaya çıkarıldı. 11.000 yıldan daha fazla bir süre önce Kuzey Amerika'da mamut sürüleri dolaşıyordu. Ve o zamanki avcılar için bu hayvanı avlamak kaybetmek istemeyecekleri bir piyango gibiydi. O yüzden bazı yerli insanlar kalan mamut etlerini daha sonra yiyebilmek için göle saklarlardı.
Michigan Üniversitesi profesörü ve Paleontoloji Müzesi yöneticisi Daniel Fisher 'Göl vücudun parçalarını saklayabilmek için uygun bir yerdi.' diyor. Etler büyük parçalara bölünerek sığ göllerde muhafaza edilirdi. Böylece hem bozulmaları engellenirdi hem de başka avcı hayvanların ete saldırması önlenirdi. Ama elbette etin o kadar uzun süre korunabilmesi göl sayesinde değil, bakteriler sayesindeydi.
Fisher, avın sonbaharda gerçekleştiğine ihtimal veriyor. Hemen yakındaki gölde muhafaza edilen etler, bir sonraki yaza kadar bozulmadan saklanmış. 'Laktik asit eti yumuşatıyor. Bir Limburger peyniri gibi güçlü bir koku ve tat veriyor. İlginç bir yemek ortaya çıkıyor.'
Yiyecekleri gömmek, taze kalmalarını sağlamak için bir diğer yöntem olarak kullanılıyordu. Gömülen yiyecek güneş ışığı, ısı ve oksijenden mahrum kalıyordu. Bu sayede bozulması da gecikiyordu.
Toprağın aşırı ıslak ve yumuşak olduğu bataklıklar, serin, düşük oksijenli ve yüksek asidik olması sayesinde çabuk bozulan yiyecekleri saklamaya birebir alanlardır. Kuzey Avrupa'da yaşayan antik medeniyetler, tereyağı dahil olmak üzere tüm yiyeceklerini bataklıklarda saklardı. Arkeologlar bir bataklıktan balmumuma ve parafine benzer bir madde çıkardı. Bu yapışkan maddenin kimyasal analizi yapılarak bir mandıra ürünü olduğu anlaşıldı. 'Bataklık yağı' ismi verilen bu madde yıllar önce muhafaza edilmek için gömülen tereyağı.
Çabuk bozulabilecek yiyeceklerin saklanılmasında öne çıkan bataklıklar, elbette en çok süt ürünleri için kullanılıyordu. Dublin Üniversitesi Arkeoloji bölümü asistan profesörü Jessica Smyth'in dediğine göre etnografik araştırmalardan yola çıkılarak insanların yağlarını yaz aylarında bataklığa sakladığı düşünülüyor. Elbette ki saklanılan yağ yenilebilir ancak gömüldüğü bataklıktaki yer tezeğinin ekşi tadını almış oluyor...
Sizin bu konudaki düşünceleriniz neler? Günümüzde buzdolabı olmasaydı bu yöntemlerden hangisini tercih ederdiniz? Yorumlarda buluşalım!