Gündelik hayatımızda bahsettiğimiz ya da dilediğimiz kadar kitap okuyamıyoruz.
Bunun sebeplerini sıralamaya kalksak say say bitmez... Fakat çok kısa zamanınızı alacak beş çocuk kitabını önermek isteriz. Listedeki kitaplar gözünüzden kaçmış olabilir ama onlarla tanışmak için asla geç kalmış sayılmazsınız.
Pöti, bir barınak köpeğinin hikayesi. Gerçek bir karakter aynı zamanda. Hikaye ise onu sahiplenen kişiyle yakın arkadaş olan yazarı Gökçe Gökçeer'in kaleminden aktarılıyor, kitaptaki görseller de Mustafa Gündem'in elinden çıkıyor. (Yazarın adına, hayvan hakları ve köpeklerle iletişim konuları hakkında gerçekleştirdiği atölyelerden aşina olabilirsiniz). İlk kitapta bizi Pöti ile tanıştıran yazar sonrasında iki kitap daha yazdı. Dolayısıyla Pöti'nin en yakın arkadaşı Dede ve Bolik Gezegeni'nden gelen Astro ile olan maceralarını da okumak mümkün. Dede ve Astro'nun da Pöti ile aynı evde yaşayan, gerçek karakterler olduğunu söylemeye gerek var mı?
Hikayelerin her biri, birbirinden eğlenceli ve samimi; aynı zamanda bir hayvana nasıl yaklaşmamız gerektiğini hatırlatıyor. Bu kitabı neden okumanız gerektiği sorusuna ise ABD'li mizah yazarı Josh Billings cevap versin: 'Dünyada seni senden daha çok seven tek şey bir köpektir.'
İnsanoğlu çiğ sütü emmiş, dolayısıyla hiçbir şekilde güven vermiyor. Nitekim uzay çalışmaları için 1957 yılında Ruslar tarafından Sputnik 2 roketiyle fırlatılan Laika da acıklı bir hikayeye sahip. Sebebi ise biziz, insanoğlu yani! Tarihe yazdığımız çoğu şeyle övünemeyiz, fakat buna rağmen Laika'dan gerek sinemada gerek edebiyatta, sıklıkla bahsedildiği bir gerçek. En son, bu sene Oscar kazanan Shape of Water filminde de bir alıntı vardı. Dünya'nın yörüngesi etrafında dönen ilk hayvan olan Laika ne yazık ki 'yanımıza' dönemedi; fakat kitabın yazarı Owen Davey, bunun daha iyi bir sebebi olabileceğini yazıyor. Umuyoruz ki öyledir. Ağlayabilirsiniz, şimdiden uyaralım... Bu arada kitap dilimize çevrilmiş, meraklıları için linkini bırakalım.
Ferdinand'ın filmi çıktı -ki bu animasyon izleyicilerinin dikkatini çekmiştir. Ferdinand, boğa güreşi saçmalığına karşı duran bir boğanın hikayesi... Evet, o baştan beri çiçekleri koklamayı ve ağacın dibinde oturmayı seviyor. Ne var yani?
Bu hikayenin en güzel yanı alıştığımız canlı profillerinin kırılmasını bir hayvan ve hala popüler olan bir eylem üzerinden anlatması. 'Dişiler pembe, erkekler mavi sever,' gibi genellemelerden artık ziyadesiyle sıkılmadık mı? Sıkılmış olduğumuzu varsayıyoruz; çünkü birçoğumuz umudu 'betondan fışkıran yeşillik' örneği üzerinden anlatıyoruz. Ferdinand da bir nevi betondan fışkırıyor. Şiddetin tam göbeğinde yetişen narin bir ruh... Aynı zamanda dilimize çevrilen eserlerden biri.
Shaun Tan hem yazabilen hem çizebilen bir yetenek. Onun yazdığı hikayeleri okuyabilmemiz de bir mutluluk sebebi. Çünkü filme çekilip Oscar kazanan Kayıp Şey'den Uzak'a yazarın bütün öykülerinde ne kadar yalnız görünsek de birbirimize bağlı olduğumuzu anlayabiliyoruz.
Kızıl Ağaç ise ilham veren görselleriyle başlı başına bir başucu kitabı. Hepimiz güne nasıl başlarsak, kitap da öyle açılıyor: 'Bazen gün doğar ve hiç umut getirmez beraberinde ve gitgide kötüleşir her şey, bir kasvet çöker üstüne.” Baskısı tükenmiş olabilir ama bunun sahafı var, elinde kalmış kitabevi var. Aramaya değecek bir kitap. Görsellerine şuradan bakabilirsiniz.
Catarina Sobral, 1985 doğumlu bir yazar ve illüstratör. Denizkızı ve Aşık Devler ise Sobral'ın ödüllü kitaplarından biri. Konusuna baktığımızda hikayenin klasik bir masal olduğu söylenebilir. Çünkü içinde aynı denizkızına aşık olan iki devi ve onların arasında kalan bir denizkızını barındırıyor; fakat bunun bir kadının gözünden aktarılması ve resmedilmesi heyecanı artırıyor. 15 dakikalık güzel bir dinlenme seansına dönüşüyor. Yine dilimizde okuyabileceğimiz eserlerden. Fragmanı da şöyle.