Bilinç, beyindeki kaynağı uzun yıllardır araştırılan, kimileri tarafından insan bedeni içinde dâhi olmadığı, tek bir kaynaktan gelen kollektif bir yapı olduğu iddia edilen ilginç bir konsept sevgili dostlar. Hakikaten, bir farkındalığımız olması, farklı deneyimler yaşamamıza ve bu içerikte buluşmamıza imkân tanıyan bir benlik algımızın bulunması nasıl mümkün oluyor? Bilim insanları şimdi bu soruya cevap bulduğunu düşünüyor...
Ancak içeriğini düzgün bir şekilde oluşturduğumuz ve gündelik yaşamda sık sık kullandığımız bu kelimenin işaret ettiği mekanizmaya dair pek bir fikrimiz bulunmuyor. Kısacası bizler nasıl biziz, bilincin merkezi neresi ve nasıl çalışıyor gibi sorular bizim için yıllardır bir muamma olmayı sürdürüyor.
Bunlardan ilkinin beyinsapı tarafından düzenlendiğini biliyoruz ancak ikincisinin fiziksel kökenine dair hiçbir bilgiye sahip değildik. Değildik diyoruz, çünkü geçtiğimiz günlerde Harvard Üniversitesi'nden bir ekip, beyinde beyinsapıyla birlikte işlev gösteren ve farkındalığımızı mümkün kılan bölgeleri tespit ettiğini düşünüyor.
'İlk kez, uyarılmanın merkezi olan beyinsapı bölgesiyle farkındalığımızda rol oynayan bölgeler arasında bir bağlantı bulduk; bunlar, bilincimizi oluşturan iki temel bileşen. Üstelik kurduğumuz bu bağlantıyı destekleyen pek çok öncül çalışma da bulunuyor.'
Ekibin böyle bir çalışma yürütmesinin sebebi, beyinsapındaki yaralanmaların neden bazı hastalarda bilinç kaybına sebep olurken bazılarında olmadığını ortaya çıkarmaktı. Bu yüzden incelenen hastaların 12 tanesi bilincini yitirmiş olanlar arasından, geri kalan 24'ü ise beyin lezyonuna rağmen bilincini koruyan hastalar arasından seçildi.
Bilincini kaybetmiş 12 hastanın 10'unda, beynin rostral dorsolateral pontine tegmentum adı verilen bölgesinde hasara rastlanması ilginçti. Bu bölge, beyinsapında bulunan küçük bir bölgeydi ve bilinci yerinde olan 24 hastadan yalnızca bir tanesinin beynindeki aynı bölgede hasara rastlandı. Böyle bir oran, ekibin rostral dorsolateral pontine tegmentum ile bilinç arasında bir ilişki bulunduğunu düşünmesi için yeterliydi.
Amaç, beynin söz konusu bölgeyle ilişki içinde olan diğer kısımlarını ortaya çıkarmaktı. Rostral dorsolateral pontine tegmentum ile ilişki içinde olduğu tespit edilen iki farklı bölge, ekibe beyinde insan bilincini oluşturan noktaların net bir biçimde tespit edilmesi olanağını sağladı.
Şimdi ise Harvard Üniversitesi'nde yürütülen çalışma sayesinde, beyin zarında bulunan iki farklı noktanın bilincimizin oluşumunda rol oynadığına dair elimizde sağlam kanıtlar mevcut. Ancak ulaşılan bu sonuçlar şimdilik yalnızca bir başlangıç adımı sayılabilir. Çünkü elde edilen bulguların ilerleyen zamanda farklı araştırma kurumları tarafından onanması ve daha büyük katılımcı gruplarıyla çalışılarak bilgilerin sağlamlaştırılması gerekiyor.
Eğer beynin bilinçten sorumlu noktaları doğru şekilde tespit edilebilirse, bu bulgu komada ve bitkisel hayatta olan hastaların tedavisi için yeni tekniklerin geliştirilmesinde kullanılabilecek. Konuyla spiritüel boyutta ilgilenen kişilerin ve her şeyi bilmek isteyen insanoğlunun yaşayacağı tatminden söz etmeye ise gerek dâhi yok...
Son yılların "EN Haber" haberi! Çok ama çook farklı bir geleceğin kapılarını aralayabilir..
Bilincin bulunduğu nokta tespit edilemedi. Sadece bu araştırma değil daha bir çok bilim insanı çeşitli varsayımlarda ve tahminlerde bulunuyor. Çeşitli şeyleri kanıt niteliğinde gösteriyor fakat hepsi birbiriyle çelişme içerisinde. Bilinç hala tespit edilemedi. Kısacası her ağızdan bir şey çıkıyor , hala çok tartışılıyor fakat kaydedilen bir ilerleme malesef yok.
O kısım eksik bende ya.garanti kapsamındanıyım acaba.🤔🤤