'Ne kadar iyi olmuş. Çok iyi yapmışlar, işte cumhuriyet böyle anlaşılacak.' dedi.
O an ondan yakınındaki bürokratlara emir vermesini bekleyen kadın şaşırmıştı ama Mustafa Kemal mutluydu.
Yıllar boyu öncülük ettiği devrimler yerini bulmuştu. Hayalini kurduğu, liyakatın, bilginin yetkili olduğu bir Türkiye inşa edebilmişti...
bizde de meclis üyesinden torpilli, ayın beş günü işe gelen geldiği zaman da öğle yemeğinden sonra ofise uğramayan ve hala daha korunan işi düzgün yapmayan elemanlar var.
ben de mersinde reisimizin bir emrine karso cikarak karar veren ceza hakiminin gumushaneye direkt suruldugunu biliyorum. iste nereden nereye..
Oo ilk resimde okulumu görüyorum. O muhteşem söz 80 yıldır o okulun alnındadır. Ve ben 4 yıldır okula her girişimde, ilk günkü heyecanımla o sözü okurum, istemsizce dikilir başım. O sözün orada bulunması da tevekkeli değildir. Batı'daki fakültelerin alnında "The knowledge is power" yani 'bilgi güçtür' yazar. Bizimkilerde ise 'bilgi kılavuzdur, yol göstericidir' yazıyor. Aradaki vizyon farkını görüyor musunuz. Bir taraf, doğayla ve kendinden olmayanlarla (kendi deyimleriyle barbarlarla) mücadelesinde bilgiyi bir silah gibi görüyor. Bir tarafsa 'hak'kı arama mücadelesinde bilgiyi bir kılavuz olarak görüyor. İşte, Atatürk'ün büyüklüğü, bu sözü bir milletin felsefesi yapmak için gece gündüz uğraşmasından geliyor.