Son yıllarda Türkiye’nin verdiği beyin göçü en önemli gündem maddelerimizden biri. Çok sayıda Türk vatandaşı sosyal, siyasî ya da ekonomik sebeplerle Türkiye’den ayrılıyor veya ayrılmayı düşünüyor. Özellikle gençler arasında bu eğilimin çok daha yaygın olduğunu hatta tabir-i caizse bir “salgın” hâlini aldığını da söylemek mümkün.
Fakat belki de kamuoyunun daha çok gidenlere odaklanması sebebiyle gözden kaçırdığı bir hakikat var: Son yıllarda Türkiye’nin yurt dışından aldığı göç de artıyor; üstelik istatistiklere yansıdığı kadarıyla, verdiği göçten çok daha fazlasını alıyor Türkiye.
Klişe tabirle, Türkiye Doğu ve Batı, Asya ile Avrupa arasında “köprü” niteliğinde olan bir ülke olması sebebiyle uzun zamandır göç yollarında “transit” ülke konumundaydı. Türkiye bu niteliğini hâlâ sürdürmekle beraber, son yıllarda bir “hedef ülke” olmaya evrildi.
TÜİK ilk kez 2017 yılında idarî kayıt ve istatistiklerine dayalı olarak bir göç bülteni yayımladı. 2017 öncesindeki verilere ise Göç İdaresi tarafından hazırlanan raporlarla ulaşmak mümkün. TÜİK 2020 yılının bültenini ise Temmuz 2021 tarihinde yayımlayacak.
Şimdi gelin detaylara birlikte bakalım.
Dünyanın en büyük çöplüğü olduk resmen. Bu rakamlar gerçeği uzaktan yakından yansıtmıyor. Ayıca şu saatten sonra kim yönetirse yönetsin düzelmez bu ülkenin durumu bence.
Heryer doldu taştı lanet olsun!
Buna şaşıranlar kaçak gelenleri öğrense kalp krizi geçirir