Büyük Bir Zihinsel Yanılgı: Meşgul Olma Sendromu

Elimizde bir sorun var ve yapılması gerekeni biliyoruz. Bu durumda hayat kolay değil mi? Çöz ve geç.

Ancak hayat denen karmaşık mekanizma bize çetrefilli yollar sunma konusunda muhteşem bir uzman.

Bu nedenle kendimizi, elimizde düğümlenmiş bir sorun kümesi ile bulmamız pekala mümkün.

Asıl karmaşa ise burada başlıyor:

Sorunu çözmek için gereken eylemler kafamızda net olmamasına ya da tek başına altından kalkamayacağımız bir konu olmasına rağmen, dürtüsel olarak bir şeyler yapma ihtiyacı hissediyoruz. Herhangi bir şey!

Çünkü çoğumuz hareket etmenin; hiçbir şey yapmayıp oturmaktan daha iyi olduğuna inanırız.

Ancak aslında seçmemiz gereken eylem veya eylemsizlik arasında değildir. Çünkü daha anlamlı olan üçüncü bir seçeneğimiz var.

Şimdi varsayalım:

İş yerinde oldukça düşük performans gösteren bir bölümün yöneticisi olarak atandınız. İşi başarma baskınız yüksek. Size bunun büyük bir fırsat olduğu söylenmiş durumda.

Sorumluluk almanız ve liderlik etmeniz bekleniyor.

Doğal olarak hemen harekete geçmek istersiniz. Bu da genelde bir şeyleri değiştirmeye başlayarak olur. Kişileri, rolleri, iş yapış şekillerini.

Oysa tüm bu hareket halinin nihai sonuç üzerindeki etkisi çok azdır. Belki de sorun aslında sadece ekibin önceki yöneticisi ile ilgiliydi. Ekibi o kadar demotive etmişti ki kimse doğru düzgün iş yapmaya hevesli değil...

Hemen harekete geçmeye çalıştığınız zaman, bu gerçeği görmeniz zordur. Ayrıca aksiyonlarınız asıl soruna yönelik olmadığından bir netice de getirmez.

Bir şeyler yapmaya çalışmanın; başarısızlığın üstünü örttüğünü düşünürüz. Hareket halindeyken, bir şeyler yapıyormuş gibi hissederiz.

Bir şey, herhangi bir şey, yaptığımız sürece başarısızlık bizi gerçekten bulamaz diye düşünürüz.

Hareket egomuzu besliyor gibi. Mutlaka birilerine, bir şeyler yaptığımızı ya da meşgul olduğumuzu göstermeliyiz sanki, değil mi? Evrimsel programlanmamız, başkalarının onayını almamızı istiyor ne de olsa..

Başkalarına bir şey yaptığımızı söylemek hiçbir şey yapmamaktan çok daha kolaydır. Bizim için de öyle.

Yıllardır ilk çıkaracağı kitap üzerinde çalışan insanlar tanıyorum.

Sorduğumda kitapla ilgili sürekli bir eylemleri var. Metinleri düzenliyorum, biraz sadeleştiriyorum, bir kişiye daha okutuyorum.. Ve bir türlü o kitabı çıkaramamalarını bir mantığa bürümüşlerdir. Çünkü aslında kitapla ilgili hareket ediyorlar, değil mi?

Ya da işte terfi almak isteyen birini düşünelim. O kadar çok yeni proje üstlenir, o kadar çok çabalar ki, istediği pozisyona ulaşma yolunda her zaman çok meşguldür. Evet meşgul ama istediği sonucu alabiliyor mu?

Sürekli bir şeyler yapıyor olmamız, ilerlediğimiz anlamına gelmiyor. Bu bir yanılgı!

Bir seçenek daha var: Daha fazla doğru bilgi toplayıp, onu doğru işlemek

Ömrünüz boyunca bir şeylerle meşgul olup, sonuçta da hayal ettiğiniz o insana dönüşmemek yerine, akıllı bir plan yaparak yola çıkmak daha iyi bir yoldur.

Ne için ve nasıl hareket edeceğini bilmekten bahsediyorum. Ve sonrasında gerçek aksiyonlar almaktan.

Bir iş kurmak istiyorsak, sadece girişimcilik kitapları okuyarak (bu da bir hareket hali) bunu başaramayız.

Elbette hazırlık yapmamız gerekiyor. Ancak önce üzerinde düşünerek ve planlayarak. O konuyla ilgili doğru bilgi toplayıp o bilgileri kullanarak..

-     Müşterim kimler olacak?

-     Bu insanların ihtiyacı ne?

-     Benim ürünüm hangi ihtiyacı karşılayacak?

-     Neden alsınlar?

Bu gibi bilgileri toplamaya başlamak, 10 tane daha girişimcilik kitabı okumaktan daha anlamlı olabilir.

Çünkü elde ettiğiniz bu veriyi kullanarak bir sonraki adımları planlamak için harekete geçmek sizi doğru sonuca götürür.

Unutmayın, sürekli bir şeyler yapmak, sonuç almakla aynı şey değildir.

Bir dahaki sefere 'bir şeyi yapmış olmak için yapmak' dürtüsü hissettiğinizde, Thoreau'nun şu sözünü hatırlayın:

Meşgul olmak yeterli değildir; karıncalar da öyle.          

 Soru şu: Neyle meşgulüz?

LinkedIn

Web

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio 

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Zehir Zemberek Sözler: ''Teraziden Kaçan Bir Takım Görüyoruz''
Köylü Fenomenlerin İçerik Kavgası Tartışma Yarattı
Prof. Dr. Celal Şengör'ün Atatürk ile İlgili Sözleri Gündem Oldu: "Atatürk'e Laf Edenin Şempanzeden Farkı Yok"