Katherine Switzer maraton koşmayı çok istiyordu fakat o dönemde kadınların bu spor için uygun olmadıkları düşünüldüğünden, kadınların maraton koşmalarına izin verilmiyordu. Katherine, bulunduğu üniversitenin erkek koşu takımıyla antrenmanlar yaptı.
Switzer, antrenörüne Boston Maratonu’na katılmak istediğini açıkladı. Antrenörü, yasal yollardan katılmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu Katherine’i durdurmaya yetmedi. Başvuru formuna ismini Kathrine Virginia Switzer yerine K.V. Switzer olarak yazı ve o şekilde gönderdi.
Maraton günü Katherine başlangıç çizgisindeydi. Tam olarak kılık değiştirmedi ama dikkat çekmemek için bol bir sweatshirt giymiş, şapkasını da yüzü net görülmeyecek şekilde kapatmıştı.
Yarış başlayana kadar kimse onun bir kadın olduğunu fark etmemişti fakat yarış sırasında bir adam durumu anlayıp Katherine’i tartaklamaya başladı. Katherine’in antrenörünün araya girmesine rağmen öfkeli adam yatışmadı. Katherine’nin erkek arkadaşı buna daha fazla dayanamayarak duruma müdahale etti ve adamı oradan uzaklaştırabildi.
Katherine’in bu durumda yarışı kazanmasına imkan yoktu ama o bitiş çizgisine kadar inatla koştu. Çünkü az önce ona öfkeyle bakan kalabalık bir anda ona destek vermeye başlamıştı.
İlk maratonunu birincilikle bitiremedi ama maraton koşan ilk kadın oldu. Daha sonra sayısız büyük maratonda koştu ve en önemlisi koşu dünyasındaki erkek egemenliğini yıktı…
Ne yazik ki geri kalmiş toplumlarin ahlak ölçüsü kadinlarin yaşantilari oldu.Geceleri kadinlar geziyorsa ,erkek arkadaşi varsa .çalişiyorsa , tek başina yaşiyorsa, bara kafeye gidiyorsa bunlar ahlaksizlik oldu. Ne yazik ki her gün yaşam şartlari daha da zorlaşiyor .Türkiyede sadece kadin degil erkek bile dişarida dolaşamaz oldu.