"Bütün Kadınlar Çiçektir" Diyenleri Tekrar Düşündürtecek Gelmiş Geçmiş En Şeytani 10 Kadın

Hayatlarını kötülüğe adamış, tarihin en acımasız, en şeytani, en kötü kadınları kimler bilmek ister misiniz?

İşte o kadınlar:

1. Güzel Canavar: Irma Grese

Nazi Toplama Kampında Gardiyan

Irma Grese 1936 yılında annesinin intiharının ardından, Nazi Partisi'ne üye oldu. II. Dünya Savaşı sırasında da gardiyanlık yapmaya başladı. Auschwitz'e kadın gardiyan olarak transfer edilmesinden sonra Kıdemli Amir olarak ve kamptaki ikinci en yüksek rütbeli kadın olarak yaklaşık 30.000 Yahudi kadın esirden sorumlu oldu. Savaştan sonra Almanya yenildiğinde, Grese ve bir avuç SS subayı kaçmak yerine kampta kalmayı tercih etti, sonrasında da İngilizler tarafından esir edildiler. Kampındaki Yahudiler'i zevk için öldürme, aç köpekleri onlara saldırtma, binlerce insanın gaz odalarına gitmesinden sorumlu olma gibi pek çok suçtan idama çarptırılan Grese, bukleli saçları nedeniyle 'Güzel Canavar'  lakabıyla tanınıyordu. İdam edileceği gece boyunca Nazi şarkıları söyledi, idamı sırasında da celladın yanlış hesaplamasından dolayı idam sehpasından düştüğü anda boynu kırılmadı, üç dakika boyunca yavaş yavaş boğularak öldü.

2. İngiltere'nin En Kötü Kadını: Myra Hindley

Seri Katil

Kendini seven ve üzerine titreyen bir ailesi olan ve normal bir çocukluk geçiren Myra Hindley, 17 yaşında okulu bırakıp dans derslerine başladı. İşte bu yıllarda içindeki canavar ruhu ortaya çıkaracak Ian Brady ile tanıştı ve birlikte yaşamaya başladılar. Sevgilisi Ian Brady ile birlikte, pek çok küçük çocuğa işkence edip, cinsel istismarda bulundular. Hatta bununla da yetinmeyip öldürdüler. Yaptıklarıyla  'İngiltere'nin En Kötü Kadını' lakabını alan Hindley ve sevgilisi, eniştesinin polise yaptığı ihbar ile tutuklandı. 10 yaşındaki Lesley Ann Downey'i kaçırıp tecavüz eden, pornografik pozlar vermeye zorlayan ve ardından işkence ederek öldüren cani ikili, yaptıklarını bir de kasete aldılar. Hindley'nin valizindeki bu teyp kayıtı bulunduğunda, cinayet kanıtı olarak kabul edildi.  Küçük çocuğun çığlıkları ve yakarışları mahkeme üyelerini bile göz yaşına boğdu. Fakat ikili konuşmadı ve kurbanlarından birçoğunun cesedi bulunamadı. Ömür boyu hapse mahkum edilen Hindley, 36 yıl ceza evinde yattıktan sonra sonra 2002 yılında, 60 yaşındayken öldü. Myra Hindley'ın adı İngiltere'de halen nefretle anılıyor. Hatta Hindley adı 1960'lı yıllardan beri neredeyse hiç kullanılmıyor.

3. Isabella of Castile

Kastilya ve Aragon Kraliçesi 

Hükümdarlığı sırasında Kristof Kolomb'un Yeni Dünya'yı keşfiyle güçlü bir sömürge imparatorluğunun temellerini attı ve İspanya'nın birliğini sağladı. İspanyol engizisyonunda din temelli temizlik politikası başlattı. 31 Mart 1492'de Yahudilerin ve Müslümanların sınır dışı edilmesini öngören Elhamra Kararnamesi'nin çıkmasını sağladı ve yaklaşık 200 bin kişiyi İspanya'dan kovdu. Kalanlar din değiştirmeye zorlanmış olsa da, büyük bölümü engizisyon tarafından idam edildi. Katolik Isabella’nın günümüzde bile düşmanları var. Usame Bin Ladin, Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırıların ardından El Cezire televizyonunda Kraliçe Isabella'nın İspanya'daki Müslümanları öldürüşünü ve sürgüne göndermesini unutmadıklarını ve bunun intikamını alacaklarını söyledi. Satrançta vezir olarak bilinen taşın İngilizce adı olan 'queen' de Isabella'yı simgeliyor.

4. Kanlı Mary: I. Mary

İngiltere ve İrlanda Kraliçesi

Kraliçe Mary, Protestanlığın etkisi altındaki İngiltere'nin dinini kısa bir süreliğine Roma Katolikliğine geri döndürdü ve içinde önemli dini liderlerin de bulunduğu pek çok kişiyi idam ettirdi. Hatta canlı canlı yaktırdı da. Bu dönem tarihte 'Mary'nin Zulmü' olarak işlenirken, kendisi ise Bloody Mary(Kanlı Mary) olarak anıldı. 1553 yılında 37 yaşındayken tahta geçen I. Mary, beş yıl hüküm sürdü, 1558 yılında ise kanserden öldü. Ölümünden sonra tahta geçen I. Elizabeth'le İngiltere yeniden Protestanlık'a dönüş yaptı.

5. Ölüm Meleği: Beverly Allitt

Katil

Pediatri hemşiresi olarak çalıştığı çocuk yurdundaki dört çocuğu öldüren, beşini de yaralayan 'Ölüm Meleği' lakablı Beverly Gail Allitt, 1991 yılında tutuklandı. Çocukları öldürürken kullandığı cinayet yöntemi, onlara insülin veya potasyum enjekte etmek ve kalp krizi geçirmesini sağlamaktı. Bu maddeleri temin edemediğinde ise onları boğuyordu. Allitt mahkemeye çıkmadan önce 58 günlük bir sürede bile, çoğu iki yaşında olan 13 çocuğa saldırdı, dördünü ise öldürmeyi başardı. Cinayetleri neden işlediği tam anlaşılamasa da, bir teoriye göre Munchausen by Proxy kişilik bozukluğuna sahip olduğu düşünülüyor. Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler ilgi çekmek için sorumluluğu ve bakımı kendine ait kişilere fiziksel zarar verme ihtiyacı duyarlar. Yargılanmasının ardından Beverly Allitt 2032’ye kadar Rampton Secure Hastanesi'nde tutuklu olarak kalacak. Bu süre içinde toplum için tehlike oluşturacak bir davranışta bulunmazsa, 64 yaşında iyi halden serbest bırakılacak.

6. Belle Gunness

Seri Katil

Üç çocuğu dışındaki kurbanlarını para için öldüren Gunness, 14 kişinin ölümünden sorumlu bir seri katil. Oldukça da planlı çalışıyordu. Şöyle ki kendine ait bir öldürme sistemi bile geliştirdi. İlk önce gazeteye yalnızlık çeken bir göçmen olduğunu, tercihen Norveçli bir koca adayı ile evlenmek istediğine dair bir ilan veriyordu. İlana geri dönüş yapan erkeklerden, daha zengin olanını seçip evleniyordu. Şüphe çekmeyecek kadar zaman geçtiğinden emin olduğunda, evlendiği kişiyi hayvanlar için kullanılan bir parazit ilacı ile zehirleyip, cesedini ahıra gömüyordu. Ölen kişinin paraları da haliyle kendisine kalıyordu. Buna uzun bir süre devam eden Belle, son eşini ve üç çocuğunu da öldürdükten sonra çiftlikte çıkan yangında, her şey ortaya çıktı. Yangından sonra yapılan araştırmada üç çocuk ve son kocası dışında 10 ceset daha bulundu. Bunlardan kadın bedeni olduğu sanılan cesedin kafatası yoktu. İşin garip yanı 14 cesetten sade ve sadece kadın bedeni olduğu sanılan cesedin kafatasının olmamasıydı. Gunness ise çoktan ortadan kaybolmuştu.

7. Mary Ann Cotton

Seri Katil

Britanya'da hayat sigortası yeni gelişmeye başlamıştı. Buradan kazanılan paraların çekiciliği yüzünden cinayetlerde, özellikle de zehirle işlenen cinayetlerde artış olmuştu. Arsenik suda eriyebilen, oksitleri tatsız, çok az miktarının bile öldürücü olması nedeniyle, en çok tercih edilen zehirdi. Cotton'un da cinayet silahı, otopsi yapılmadıkça arkasında hiç iz bırakmayan arsenikti.

Cotton dört kere evlendi, hayat sigortası yaptırmaya ikna ettiği üç kocasını ard arda öldürdü, sigorta yaptırmayı reddeden dördüncü kocasını ise terk etti. Ayrıca mide rahatsızlığı olduğu düşünlen(!) 10 çocuğu birer birer öldü. Şu tesadüfe bakın ki hepsinin de hayat sigortası vardı. Bu 'Talihsiz Kadın' annesi, kız kardeşi ve aşığının da dahil olduğu tam 16 tanıdığını kaybetti. Biri hariç: Yedi yaşındaki üvey çocuğu. Islah evine vermek istediği çocuk,oraya alınmayınca ne yazık ki onun sonu da aynı oldu. Cotton'dan şüphelenen ıslah evi müdürü polise ihbarda bulundu. Çocuğa yapılan otopsi sonucu, arsenikten öldüğü anlaşılınca Cotton da idam cezasına mahkum edildi.

8. Buchenwald Cadısı: Ilse Koch

Katil

Siyasi suçlu hapishanelerin komutanı Karl Otto Koch'un eşi olan Koch, Buchenwald Toplama Kampı'ndaki mahkumlara karşı sadist davranışları ve acımasızlığından dolayı Buchenwald Cadısı olarak ünlendi. Dövmeli vücutlara düşkünlüğü ile tanınıyor ve öldürttüğü esirlerin derilerindeki dövmeleri kesip çanta, eldiven, gece lambası, hatta işlemeli iç çamaşırı yapıyordu. 1951'de 50 bin cinayetten sorumlu olduğu gerekçesi ile ömür boyu hapis cezası verildi. Af kararı çıkması için verdiği mücadeleyi kazanamayacağını anlayınca, Eylül 1967'de hücresinde demir parmaklığa bağladığı çarşaf ile kendini asarak intihar etti.

9. Katherine Knight

Katil

Korkunç bir çocukluk geçiren Knight, Avustralya tarihine ömür boyu hapse mahkum edilen ilk kadın olarak geçti. Eski kocalarına ve çocuklarına işkence ediyor, ardından da bıçaklamak suretiyle öldürüyordu. Hatta kocalarından John Charles Thomas Price'ı önce öldürdü, ardından derisini yüzdü ve etini de pişirip her şeyden habersiz dört çocuğuna servis etti.

10. Kanlı Kontes: Elizabeth Bathory

Seri Katil

Macaristan asıllı seri katil Báthory, yaptıkları nedeniyle 'Kanlı Kontes' olarak da bilinir. 40 yaşına geldiğinde, yaşlanıp güzelliğini kaybedeceği telaşına düştü. O dönemde büyüye de merak salan Bathory, bir gün hizmetkarı olan genç bir kızın saçlarını tararken canını acıtması üzerine ona öyle bir tokat attı ki, genç kızın yüzünden düşen bir damla kan Kontes'in ellerine döküldü. Kontes bu kanla, kızın gençliğini ve güzelliğini aldığını zannetti ve uşağına emir vererek kızın bütün kanını bir küvete doldurtup 'kan banyosu' yaptı. Gençliğin sihrini bulduğuna inanan Kontes, 612 bakire kızı kaçırtıp, bu kızlara tepesinden asılı bir kafeste, işkence çektirdi; kafesten akan kanlarla ise yıkandı. Yaptıkları anlaşıldığında hücreye kapatıldı, 1614 yılında ise hücresinde ölü olarak bulundu.

Popüler İçerikler

"Ülkenin Seliyle Yangınıyla Neden Ben Mücadele Ediyorum?" Diyen Ali Atay'a Cüneyt Özdemir'den Sert Tepki
Rasim Ozan Kütahyalı Açıkladı: “Tuncer Bakırhan Abdullah Öcalan’la Görüşmek İçin İmralı’ya Gidiyor”
Doğu Ekspresi Seyahatinin O Kadar da Romantik Olmadığını Söyleyen Adam Bilinmeyenleri Anlattı