Bütün Güzel Duyguları Ortaya Çıkaran ve Hikayesiyle Duyanı Hayretler İçinde Bırakan En Yüce Ağaç: Sekoya

Bugün sizlerle büyük bir ağaç türü olan sekoya ağaçlarını tanıyacağız.

Dünyanın en uzun ağaç cinslerinden!

Sekoya ağaçları 120 metre boy, 7 metre çapa ulaşabilir. Latince ismi 'Sequoia Sempervirens' olan bu ağaçlar, 'Sahil Sekoyası' olarak da anılmaktadır. Ayrıca 'Kızıl Servi' diye de anılır. Sequoiadendron cinsindeki tek canlı türüdür. Sekoyalar pek çok yerde yetişebilmesine rağmen en iyi koşullara Kuzey Amerika'da ulaşırlar.

Daha önce Çin'de de yetişen sekoyalar olmasına rağmen ana habitatları California'daki Sierra Nevada dağlarıdır.

Sekoyalar çok uzun süre yaşayabilirler, bilinen en eski sekoyanın, 3.200 - 3.266 yaşlarında olduğu varsayılmaktadır. Öyle ki Mısır Piramitlerinin yapımına hatta ilk olimpiyatlara bile şahitlik etmiş bir ağaçtır.

Gövdesini kavramak için 12'den fazla insanın el ele tutuşması gerekir!

'Sekoya' ismi Amerikan yerlileri tarafından bulunmuştur fakat ağacın ilk keşfedilişinin ise hikayesi daha farklı. 1852 kışında Doğu Kaliforniya dağlarında yaralı bir boz ayıyı takip eden Augustus T. Dowd isimli avcı, devasa bir ağaçla karşılaşır. Bu ağacın, kan portakalı renginde gövdesi ve adeta bir bulut oluşturan deniz yeşili iğneleri vardır. Gövdesini kavramak için 12'den fazla insanın el ele tutuşması gerektiğini anlayınca bunun önceden gördüğü hiçbir ağaca benzemediğini anlar.

Açgözlülüğün yenilgisi bazıları için oldukça kötü sonuçlandı...

Sekoyanın keşfedildiği 'Yosemite Vadisi' 1850'li yıllarda altın arayıcılarının ve yeni yerleşimcilerin adeta istilası altındaydı. Bu yerleşimcilerden bazıları, birkaç sekoya ağacını kesti fakat bu ağaçları odunculuk açısından işe yaramaz buldukları için kesmeyi bıraktılar.

Fakat çevreci John Muir ve arkadaşları kongrenin bu bölgeyi korumaya alması için çok uğraştılar.

En sonunda Başkan Abraham Lincoln, bu bölgeyi koruma altına alındığını ilan etti.

Son yıllarda ise küresel ısınma, mucizevi sekoya ağaçlarını da kötü etkiledi.

Sekoyalar bin yıllar boyu ayakta kalmış olmasına rağmen küresel ısınmanın etkilerini ağır şekilde hissediyorlar. 2014 yılında yaşanan büyük kuraklık nedeniyle hiç kimsenin daha önce görmediği şekilde iğneleri dökülmüş.

Kendini 2 yıl sonra ancak toparlayabilen sekoyalar, yağmurun ve karın yeniden hissedildiği 2017 yılında yeniden iğnelerini çıkarabildiler.

Umarız insanın doğaya zararı önlenebilir, bu ve bunun gibi muhteşem güzellikteki canlıları hayatta tutabiliriz.

Siz ne düşünüyorsunuz?

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
YORUMLAR
23.05.2020

Ülkemizin toprağı sekoya için elverişli mi acaba ?

24.05.2020

Odun için elverişli olmaması iyi olmuş.Yoksa o Amerikanlar bizi bu doğa harikasından mahrum bırakabilirlerdi.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ