Günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarına duyulan ihtiyaç her zamankinden fazla. Sahra Çölü gibi devasa alanlar ise bu ihtiyacı karşılayabilecek güneş ışığıyla dolup taşıyor. Ancak çölü panellerle kaplama fikri sanıldığı kadar kolay değil.
Sahra Çölü, her yıl yaklaşık 22 milyon teravat-saatlik (TWh) güneş enerjisi alıyor. Bu miktar, insanlığın yıllık enerji tüketiminin tam 100 katına eşit!
Her gün yaklaşık 80 dereceye ulaşan sıcaklıklarla birlikte çöl, güneş enerjisi üretimi için neredeyse kusursuz bir alan gibi görünüyor. Ancak bu verimlilik fikri, pratikte bir dizi teknik ve çevresel engelle sınırlı kalıyor.
Güneş panelleri, üzerlerine gelen ışık parçacıkları sayesinde elektronları serbest bırakıp elektrik üretiyor. Ancak bu teknoloji, çöl gibi yüksek sıcaklık ve yoğun ışığa sahip bölgelerde bazı sorunlarla karşılaşıyor.
Paneller, gelen ışığın yalnızca belirli dalga boylarını dönüştürebiliyor ve aldıkları enerjinin yarısından fazlasını kullanamıyorlar.
Daha da kötüsü, çöl ortamındaki aşırı sıcaklıklar panellerin verimliliğini ciddi ölçüde düşürüyor.
Soğutma sistemleriyle bu sıcaklığı kontrol etmek mümkün ancak bu da ek enerji tüketimine ve altyapı maliyetlerine neden oluyor.
Sahra Çölü’nü kaplamak için devasa bir güneş paneli alanı kurmanın çevresel etkileri oldukça büyük olabilir. Güneş panellerinin çoğunluğu dönüştüremediği ışığı ısı olarak emer ve bu da ortam sıcaklığını artırabilir.
Böylesine büyük bir projeyle, çölün iklim yapısında ciddi değişimler meydana gelebilir. Ayrıca inşa süreci yerel ekosistemlerin bozulmasına neden olabilir. Çöl peyzajı ve buradaki yaşam, dramatik bir şekilde değişebilir.
Çöl olmaz ise, Amazon da yok olur. Aman diyim onedio bilim insanları....
ayrıca her yıl milyonlarca ton kum taneciği amazon ormanlarına uçarak gübre görevi görür