Selamsız, şehre çok uzak bir kasabadır. Kendi halindedir, kendi halinde çok sıradan dertleri, tasaları ama her daim umutları vardır. Mesela en büyük dertleri o sene en iri ineğin kimden çıkacağıdır. Şehre ne vali, ne kaymakam, ne milletvekili uğrar. Bir gün cumhurbaşkanı trenle geçecek olur, o da selam bile vermeden gider. Peki bütün memleket acılarının uzağında şu 10 sahnelik selam bile verilmeyen köyde doğsaydık daha mutlu olur muyduk?