Cem Uzan, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en sansasyonel isimlerinden bir tanesi. En son Paris'te yaşadığını bildiğimiz Uzan, özellikle 90'lı yıllarda en çok konuşulan isimlerden bir tanesiydi. Daha sonra hakkında çıkan dolandırıcılık iddiaları sebebiyle yurt dışına gitti. O gitti ama hafızalarımıza bıraktığı bir dolu ilginç şey hala daha yerinde duruyor. Bakalım sizde de kalmış mı bu ilginçlikler :)
Magic Box adlı yabancı şirketin, Türkiye temsilciliğinde oluşturulan ilk özel kanal Star 1, 1990 yılında yayına başladı. Sahipleri de Cem Uzan, Hakan Uzan ve Ahmet Özal'dı. İlk açıldığı dönem günde 12 saat yayın yapmasıyla herkesi şaşırtmıştı.
'MTV yapıyor da biz neden yapmıyoruz?' düsturuyla yola çıkıldığı düşünülen ödül töreni aslında birçok ilginçliğe de ev sahipliği yaptı o dönem. İlk SMS uygulaması, 1995 yılında gerçekleşen törende yapıldı örneğin. Bir ara Hakan Uzan ile evli olan Yeşim Salkım da durmadan ödül alan isimlerden biriydi. Hakan Uzan'dan boşandıktan sonra Yeşim Salkım bir canlı yayına bağlanarak ödüllerin Hakan Uzan'ın keyfine göre dağıtıldığını ve hakkı yenen isimleri tek tek açıkladı. Olaylar sonra karıştı tabii...
Bu kısım gayet net gördüğünüz üzere. 1998 yılının başlarında yapılan bu görüşme, Cem Uzan'ın Yeşim Salkım'a kardeşinden ayrılması üzerine yapılmış. Hatta öyle ki, Cem Uzan'ın daha önce kimse tarafından söylenmemiş küfürleri barındıran bir insan olduğunu da bu deşifre sayesinde öğrendik.
Kocasını banyodan çıktıktan sonra araba almaya ikna eden kadının kısa hikayesine tanık olduğumuz reklam, İmar Bankası'nı unutulmaz kılan detaylardan biri. 1994'de bankadaki hisselerinden ayrılan Uzan, banka kaynaklarını zimmetine geçirdiği gerekçesiyle yargılandığında ise o dönem şöyle bir açıklama yapmıştı: 'O tarihten (1994) sonra benim durumum bankada hesabı bulunan herhangi bir kişi konumundadır. Yani kredi kartı borcum ve vergi borcum da kişisel hesaplarımdan ödenmiştir.'
Telsim, Türkiye'nin ilk GSM operatörlerinden bir tanesiydi. Reklamlarında Cem Yılmaz'dan, Yılmaz Erdoğan'a ve Fatih Terim'e kadar birçok ünlü isim oynadı. Epey fazla abonesi olduğunu da söylemek lazım. Ancak aboneliği sonlandırmak istediğinizde mümkün değil gitmenize izin vermiyordu. Bu da böyle bir ayrıntıdır.
Normal şartlar altında bir konser için bile inanılmaz detaylarla uğraşılması gerekirken, Cem Uzan ünlü sanatçıyı sadece birkaç şarkı söylemesi için ikna edebilmişti. Tabii ki bunun tadını programda ailece oynayarak çıkardıklar.
Bu vaatler o kadar çok konuşuldu ki, insanlar sosyal medyada buna benzer şeyler üretmeye başlamıştı. Bunlardan en güzeli de 'Hamilelik 3 aya düşecek!' benzetmesiydi.
Cem Uzan ile ilgili şaibeli olaylar gündeme geldiğinden beri bu manşet gazetelerden bir gün olsun eksik olmadı. Hala daha ara ara görebilmek mümkün.
Mali şube ekiplerinin Cem Uzan'ın villasına yaptığı baskında birçok değerli eşyaya el konulmuştu. Villada bulunan havuzun gizli bir bölmesi olduğu ve o bölmede o zamanki değeri yaklaşık 300 trilyon olan Telsim kontörleri de bulunmuştu. Bu ilginç durum da Cem Uzan ile birlikte hafızamıza kazınanlar arasında.
Siyasilerin seçim propagandası zamanlarında giydiği kıyafetler, verdiği mesaj anlamında oldukça önemli. Cem Uzan da seçim çalışmaları sırasında kollarını kıvırdığı beyaz gömlek giymeyi tercih etmişti. Bu beyaz gömlek, uzun süre onun üstünden hiç çıkmadı. Şu an çoğu gömlek modeli, onun ismiyle anılıyor.
Bunun detayını tam olarak bilmiyoruz ama internette yayılan fotoğraflar, ünlü aktör ile Cem Uzan'ın felekten bir gece çaldığı izlenimini veriyor bizlere. Kim bilir neler yaşadılar...
Bir ara herkesin kendisinin yazdığını düşündüğü bu hesap gerçek değil. Ancak sahte olması, bizim gülmemize de engel değil. Çok eğleniyorduk açıkçası.
İnsan gerçekten de hayret ediyor...
En azından gün karaya çalıncı yine aydınlığa çıkarken vatan "Ne Mutlu Türküm diyene" derdi. Sayın apo çekmezdi, kardeşim esad diyip kalleş eset demezdi, işide silah göndermizdi, güneydoğuyu kan gölü yapmazdı, bi bomba patlasa patlatanın 7 ceddini yok ederdi.. zaten dandik bi ülkeyiz. en azından şerefemizden ödün vermezdik.
Bi fıkra vardır. Zamanında bi köyde muhtarlık seçimi olur. Yeni muhtar adayı çıkıp şöyle yapcam böyle yapacam diye vaadlerde bulunur. Sonra eski muhtar çıkıp der ki evet bunca zaman çaldım çırptım ama ben küpümü doldurdum ama bu yeni gelenin küpü boş olacak der. Velhasıl kelam erdoğan küpü boş gelmiş 15 yılda zengin olmuştur. Artık onun gemicikleri, arsaları hatta sarayı bile vardır. Cem uzanın küpü zaten doluydu. Velev ki çalsaydı yine de bugün Türkiye tecavüzcülerin, din istismarcılarının, teröristlerin cirit attığı bi yer olmazdı.
Çok kafa bi adamdı. İlk oyumu da ona vermiştim. Eğer kuyusunu kazıp göndermeselerdi şimdiye başa geçmiş olurdu ve biz de gereksiz cahilce konular için tartışmak yerine Hollanda yaşam standartlarına erişmiş cool bir toplum olmaya doğru giderdik. Adam bi Motorola'yı dolandırdı diye demediklerini bırakmadılar. Halbuki ne güzel milli servetimizi arttırmıştı (!). Eninde sonunda ülkeye girişinin yasal olacağına ve eskisinden daha iyi bi şekilde siyasete atılacağına inanıyorum ya da inanmak istiyorum.