Kur’an-ı Kerim’de burçlar doğrudan burç isimleriyle geçmez, yani günümüzde bildiğimiz Koç, Boğa, İkizler gibi zodyak burçları tek tek anılmaz. Ancak 'burç' kelimesi Kur’an’da birkaç ayette farklı anlamlarda geçer ve gökyüzüyle, yıldızlarla ve göksel düzenle bağlantılı olarak kullanılır.
Kur'an-ı Kerim'de Buruc suresi de vardır. Fakat Buruc suresinin adındaki burç, bugün kullandığımız 'burç' anlamına gelmez. Buradaki 'burç' kelimesi, astronomi bilimiyle ilgilidir. Burçlar ve astroloji ise bilim dünyası tarafından da kabul görmez.
Peygamber Efendimiz Burçlara İnanır mı?
İslam dini, falcılık, büyücülük medyumluk gibi 'gelecekten haber getiren' eylemleri yasaklamıştır. Yıldızların insanların kaderini belirlediği bir sisteme dayanan burçlar da İslam'da kabul görmez. Dolayısıyla Peygamber Efendimiz de burçlara inanmazdı.
Astroloji, geleceğe dair bilgilere sahip olduğunu iddia eder ancak İslam'a göre geleceği yalnızca Allah bilebilir. 'Geleceği sadece Allah bilir (Lokman Suresi, 34. Ayet)' Bu nedenle yıldız falı gibi geleceği önceden bildiğini iddia eden yöntemler de Kur’an’a aykırıdır.
Yıldızlar, Kur’an’da yön bulmak (Nahl 16/16) ve gökyüzünün süsü olmak gibi fiziksel ve estetik amaçlarla yaratılmış varlıklar olarak anlatılır.