Burçak Yüce Yazio: Yeni Kitabım, Su’yun Yolculuğu

Bundan yaklaşık 4 yıl önce 8 sene işlettiğim butik bir mağazam vardı. Bir gün butiğimde huzurla sokağı izliyorken aklıma şu dizeler geldi;

*

Onun serüveni bir bilinmezlik içinde milyarlarca yıl öncesinden başladı…

Birbirinden çok farklı özellikteki iki taneciğe artık uslanmasını “söyledi” Yaradan…

Ne yak dedi ne de yan!

Ak dedi gönülden gönüle arındır, ferahlat, yardım et senin gibi yolu bulsun beni arayanlar…

Bana aksınlar, cennet bahçelerimdeki berrak nehirlere karışsınlar…

Ve biliyor musunuz bu dizelerden yaklaşık 250 sayfalık bir kitap çıktı!

Evet, kitabımı 4 yıl içinde tamamlamıştım.

2020 yılının sonlarıydı...

Henüz herhangi bir yayıneviyle görüşme dahi yapmamışken kitabımın 2021 yılında çıkacağına emindim. Adına ne derseniz deyin, içimden bir ses bu kitabın çok sırlı ve özel olduğunu, kitapla ilgili her gelişmenin su gibi akacağını söylüyordu.

Ve öyle de oldu.

Yazarken su gibi aktı,

Yayınevi sürece su gibi geçti ve şimdi sizin ellerinize, yüreğinize akmaya geliyor.

Kitabım artık satışta.

Bu kitap sırlı!

Kitabın cümleleri yukarıdaki dizelerden itibaren ötelerden kulağıma fısıldandı.

Ben ise sadece yazdım…

Kitabım, Su gibi bir yolunu bulacak ve bizi arındırarak her zaman bir yolunu bulmamızı sağlayacak.

Nereden mi biliyorum?

Kitabı yazdığım dört yıl içinde kitapla ve özellikle suyla ilgili yaşadığım sırlı olayları, harikulade anıları, şaşırdığım tevafukları yazsam ayrı bir kitap olur da ondan.

Size bir dost tavsiyesi alın okuyun hatta fazla fazla alın sevdiklerinize okutun. Çünkü #Suyunyolculuğu hepimize iyi gelecek.

Su’yun yolculuğunu merak edenler için kısa bir ön söz;

Yaratılmış tüm varlıklar gibi küçücük taneciğin de yolculuğu başlamıştı “an” da. Üstelik o, yolculuğuna hepimizden evvel başlamış ve hepimizden sonra varmıştı son zannedilen yeni başlangıçlara…

O minik hidrojen atomunun da herkes gibi önemli bir amacı vardı sırlı yolculukta. Önce kendini sonra etrafındakilerin var oluş amaçlarını “okudu” sırayla. Ardından yaratılmışların en üstününü tanıyıp, ona karışmayı gaye edindi.

Ama insana karışmak o kadar kolay değildi!

Bunun için değişmeyi, dönüşmeyi, kendinden, benliğinden, ona has özelliklerinden vazgeçerek durulmayı, sakinleşmeyi, saflaşmayı, sadetle Su olmayı kabul etti.

Bu dönüşüm kendi kendine başarabileceği bir iş değildi. O nedenle önce hasretiyle yandığı eşi oksijeni buldu. Onunla Suya dönüştü. Sonra çeşitli canlılara ve sonunda peygamberlere ve diğer insanlara karıştı.

Gördüğü ilk peygamber Hz. Nuh idi. Nuh tufanıyla celal sıfatı yeryüzüne serildi.

Ateşe atılmak üzereyken İbrahim peygamberin ateşini göle çevirdi.

Hz. Yusuf düşürülmeden yağmur damlasıyla gökyüzünden kuyuya düşüverdi. Daracık kuyudaki zor anlarında ve sonrasında hayat boyu O’na arkadaşlık etti.

Balık Hz. Yunus’u yutmadan evvel deniz suyuna karışıp balığın midesine giriverdi. Peygamberin balığın karanlık midesindeyken Yaradan’dan af dileyişini bizzat dinledi.

Musa peygamber asasıyla denizi yarmadan o Kızıl denizdeydi.

Süleyman peygamberin hükmettiği bir bulutla gökyüzünde süzülüp diyar diyar gezdi.

Yıllar sonra içilmeyi beklediği bardağa Muhammed peygamberin dudağı değdi. Rahmet rahmeti yudum yudum sindirdi. Ayrılığa hazır değilken bir damla teriyle yerlere düşüverdi…

Derin kederle bir süre çaresizce gezindi…

Mevlâna hazretlerinin hisli gözyaşlarından süzülürken de aynı çaresizlik ve

güçsüzlükteydi…

Elbette onlara layık olmak için çektiği sıkıntılar mühim değildi! Marifet yolunda en çok arzu duyduğu isteği geri çevrilmemişti ya! Bu ona yeterdi.

Ardından kıyamete değin karıştığı, yapısına katılmaktan şeref duyduğu insanoğluyla beraberce bir süre daha ilerlemeyi sürdürerek yolculuğunu tamamladı. Tabi etrafını “okumaya”, okuduğunu “anlamaya” devam ederek…

Teşekkürlerimi bir de buradan iletmek istediklerim var.

Başta kitabımın isim annesi çok sevgili Yelda hanıma, Kitabıma cansuyu olan tatlı editörüm Cansu’ya,

Keyifli sohbetler eşliğinde toplantı yaptığımız genel yayın yönetmeni Ertürk beye ve kitabımda emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim.

İyi ki varsın destek yayınları.

Veee

Yıllardır kendilerini severek takip ettiğim, benim için çok kıymetli üç isim sevgili Kemal Sayar, Uğur Batı, Kubilay Aktaş,

Ellerimizden su gibi akıp giderken zaman, su gibi değerli vaktinizden ayırıp kitabımı okuyarak kapak yazılarınızla bende ölümsüz bir hatıra bıraktınız.

Çok teşekkür ediyorum iyi ki hayatımdasınız.

Toparlarsak,

Su demek hedefe rahatlık kalkıp gitmek ona usulca karışmak demektir.

Şekli yoktur.

Tadı, rengi, kokusu yoktur.

Ama bu yoklukta değeri ile öylesine vardır ki.

Su, saflığın en güzide hali canlılara ulaşmanın en naif şeklidir.

Su gibi sadelikle, saflıkla, naifçe yolumuzu bulmak dileğiyle…

Bu arada kitabı almak için mühim bir nedenimiz daha var.

Kitabın tüm geliri daha önceki kitaplarımda olduğu gibi su kuyuları için harcanacak. Siz de bir damla olmak ister misiniz?

Kitabımı okuyunca lütfen sosyal medya aracılığıyla bana kıymetli yorumlarınızı yollayın. Şimdiden gösterdiğiniz teveccüh için sonsuz teşekkür ediyorum.

Facebook

Instagram

Popüler İçerikler

Zeynep Sönmez'den İlk WTA Şampiyonluğu Geldi
TÜİK, Ekim Ayı Enflasyonunu Açıkladı: Yıllık 48,58'e Geriledi! Kira Zam Oranı da Belli Oldu
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı
YORUMLAR
06.07.2021

Tebrikler 🎈 merakla bekliyorduk elinize emeğinize sağlık :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ