Entropi zamanın okurudur.” (Arthur Stanley Eddington)
Kar yağmasa, çiçekler solmasa, hava soğumasa mevsimlerin değiştiğini, yılların geçtiğini nasıl anlayacaktık?
Kıyafetlerimiz eskimese dolabımızda yenilerine nasıl yer açacaktık?
Her bozulma hoşumuza gitmiyor elbette. Arabamızın motorunun bozulması, cep telefonumuzun kırılmasından hiçbirimiz keyif almayız lakin hayatın stabil kalması, değişmemesi de bizi sıkıcı bir kısır döngü içerisine sokardı. İş yerinden yorgun argın çıkıp o sanayiye, teknik servise gitmek bile rutinimizi bozar. Rutinin bozulması ise iyidir.
Bu arada düzenden düzensizliğe akış bu evrenin bir gün mutlaka sonunun geleceğine de işarettir.
Yani entropi o kadar da masum değil!
“Entropi, dünyayı organize edecek kadar akıllı olduğu için sana kızgın yumruğunu sallıyor.” (Brandon Sanderson)
Eee hiçbir şey topyekûn iyi ya da kötü olmuyor.
Hülasa, eskimek, bozulmak, yıpranmak, yaşlanmak, kirlenmek güzeldir. (Köşe yazımın arasına reklam alıyorum efendim duyurulur J)
Annemizle, babamızla, çocuğumuzla aynı yaşta görünmek kaçımızın hoşuna giderdi?
Biz kendimizi avuttuğumuz “yaşlanmıyor, yaş alıyoruz” cümleleri kurmayı sürdürelim ve yaş almanın tadını çıkaralım.
Bırakalım birbirimizden farklı görünelim.
Saçlarımız beyazlasın, tırnaklarımız uzasın, mimik çizgilerimiz olsun, cildimiz sarksın...
Oh ne şahane!
Çeşitlilik olsun, çevremizdeki her şey değişsin, dönüşsün…
Böyle daha güzel ve anlamlı.
Öbür türlüsü hiç keyifli olmazdı.
Facebook
Instagram
Her yazınız ayrı bir güzel... Güzel yolculuklar yaşatıyorsunuz. Kaleminiz daim okurunuz bol olsun inşallah
Yaşlandığımıza üzülmüyoruz artık 😍
Burcak Yuce Hanim muhtesem bir 'Tenet' yazisi,sukran duygularimizla.