Öncelikle korkmayın! Bu bildiğimiz manada metafiziksel ve ürkütücü bir şeytan değil.
Laplace’ın Şeytanı, bu düşünce teorisine göre herhangi bir anda tabiatta bulunan kuvvetlerin tümünü, kâinatı oluşturan nesnelerin pozisyonları ile birlikte bildiği varsayılan ve bu sayede geleceği de bilebilecek sanal bir varlıktır.
Geleceği öngörme anlamında Nostradamus ile bir bağı var mıdır bilinmez ama ona göre şans diye bir şey yoktur. Bizim sınırlı bilgimizle şans diye tanımladığımız olayların gerçekleşeceği önceden bellidir.
Neden mi?
Çünkü tüm olaylar bazı durumların sonucunda oluşur. Burada bahsi geçen durumlar çeşitli fizik ve doğa kurallarına bağlanmıştır.
Aslında Hiçbir Şey Belirsiz Değil midir?
Sahiden bir nevi Laplace Şeytanı gibi doğa bilimlerine dair tüm yasaları bilsek yine de şanstan bahsedebilir miydik?
Örneğin bu durumda elimizdeki bozuk parayı havaya attığımızda yazı veya tura gelmesi yüzde ellilik bir şansa bağlı kalmazdı. Elimizin parayı tutuş açısı, attığımız ortam, sıcaklık, paranın yapıldığı madde, paranın çapı, ağırlık merkezi, rüzgârın hızı, uyguladığımız kuvvet gibi parametreler bilinseydi sonucu bulmak mümkün olurdu. Ancak insan beyni henüz bunu yapabilecek işlevselliğe sahip değil.
Bu arada hiçbir şeyin belirsiz olamadığını savunan bu düşünce sistemine determinizm deniyor.
Bahsedilen görüşe göre hayatımızda şans diye bir şeye yer yok.
Hayatımızın yönünü değiştiren şey şans değil, yaptığımız ufak da olsa değişiklikler.
Bu düşünce de bizleri, çoğumuzun bildiği 'Afrika’daki bir kelebeğin kanat çırpışları zincirleme olayları tetikleyerek Amerika'da bir kasırgaya sebep olabilir.' sözüyle de anlatılan, kelebek etkisi teorisine götürüyor.
determinizm: tum parametreleri bilirsen, tum olcumlere sahibsen olacaklari mutlak dogrulukla hesaplayabilirsin. gecmiste bilim dunyasina hakim olan gorus olsada quantum teorisiyle anlamini yitirmis durumda. keza quatum teorisi deteminizme en temel dayanagindan celme takiyor, hicbir seyi mutlak kesinlikle olcemezsin, bilemezsin cunku varligin kendisi mutlak kesinlige sahip degil.
Vay be neler oluyormuş 😃 enterasan Bi yazı olmuş tebrikler
Adam Fawer'in Olasılıksız kitabında daha detaylı bilgi bulabilirsiniz