Burçak Yüce Yazio: Olasılıklar, Şans ve Laplace Şeytanı

Sence gerçekten şans diye bir şey var mı? 

Yani geleceği isabetle öngörebilirsen şans faktörü ortadan kalkar mı kalmaz mı?

Şimdi sana konu ile ilgili şaşıracağın bir örnek vereceğim.

Kendi Ölüm Tarihini Hesaplayan İstatistikçi

“Hiçbir şey belirsiz değildir; her şey kendinden önceki sebebin bir sonucudur, biz bu sebebi bilsek de, bilmesek de...”

Teorisini benimseyen istatistikçi Abraham de Moivre, hayatının son günlerinde her gece 15 dakika daha fazla uyuduğunu fark eder. Bu veriye göre 24 saat uyuduğu gün ölecektir. Bu günü ise 27 Kasım 1754 olarak hesaplar ve hakikaten o gün ölür. Rastlantısal mıdır bilinmez lakin onun olasılık konulu ‘’Şansın Doktrinleri’’ eseri de Laplace'in dikkatini çekmiştir.

Peki, kimdir bu Laplace ve onun meşhur Şeytanı?

Öncelikle korkmayın! Bu bildiğimiz manada metafiziksel ve ürkütücü bir şeytan değil.

Laplace’ın Şeytanı, bu düşünce teorisine göre herhangi bir anda tabiatta bulunan kuvvetlerin tümünü, kâinatı oluşturan nesnelerin pozisyonları ile birlikte bildiği varsayılan ve bu sayede geleceği de bilebilecek sanal bir varlıktır.

Geleceği öngörme anlamında Nostradamus ile bir bağı var mıdır bilinmez ama ona göre şans diye bir şey yoktur. Bizim sınırlı bilgimizle şans diye tanımladığımız olayların gerçekleşeceği önceden bellidir.

Neden mi?

Çünkü tüm olaylar bazı durumların sonucunda oluşur. Burada bahsi geçen durumlar çeşitli fizik ve doğa kurallarına bağlanmıştır.

Aslında Hiçbir Şey Belirsiz Değil midir?

Sahiden bir nevi Laplace Şeytanı gibi doğa bilimlerine dair tüm yasaları bilsek yine de şanstan bahsedebilir miydik?

Örneğin bu durumda elimizdeki bozuk parayı havaya attığımızda yazı veya tura gelmesi yüzde ellilik bir şansa bağlı kalmazdı. Elimizin parayı tutuş açısı, attığımız ortam, sıcaklık, paranın yapıldığı madde, paranın çapı, ağırlık merkezi, rüzgârın hızı, uyguladığımız kuvvet gibi parametreler bilinseydi sonucu bulmak mümkün olurdu. Ancak insan beyni henüz bunu yapabilecek işlevselliğe sahip değil.

Bu arada hiçbir şeyin belirsiz olamadığını savunan bu düşünce sistemine determinizm deniyor.

Bahsedilen görüşe göre hayatımızda şans diye bir şeye yer yok.

Hayatımızın yönünü değiştiren şey şans değil, yaptığımız ufak da olsa değişiklikler.

Bu düşünce de bizleri, çoğumuzun bildiği 'Afrika’daki bir kelebeğin kanat çırpışları zincirleme olayları tetikleyerek Amerika'da bir kasırgaya sebep olabilir.' sözüyle de anlatılan, kelebek etkisi teorisine götürüyor.

Minik bir kelebek cidden üzerimizde bu denli etkili olabilir mi?

Yapılan en küçük bir eylem ya da alınan en küçük bir karar bile hayatımızın gidişatını etkileme yetisine sahip. Bu etkenlerden belki de en önemlisi zaman kavramı.

Mesela sen şu an bu yazıyı okurken bile iyi ya da kötü bir seçim yapmadın mı?

Vaktinin üç beş dakikasını yazımı okumaya ayırarak hayatında farkına varmadan küçük ya da büyük bir değişikliğe sebep olmadın mı?

Ya da yolda yürürken mağazanın vitrinine bakarak oyalandığın iki dakika, yolda kontrolden çıkarak son hızla üzerine gelen bir araçtan santim farkı ile kurtulmanı sağlamadı mı? Ve bu iki dakika aslında senin için kayıp değil kazançtı. Misal ben üniversite yıllarımda belediye otobüsünün bana çarpmasından kıl payı kurtulmuştum.

Peki ya mağazadaki o çok da tarzın olmayan kıyafete bakmasaydın ne olacaktı?

Biz bunu daha çok şans olarak adlandırıyoruz fakat her şey bu kadar basit mi acaba?

Seçimleri Yapan Kim?

Ağacın dalları gibi her an farklı istikamette çatallanan hayatımızdaki ihtimaller o kadar çok ki insan, tüm bu olasılıkların toplamını beyninde tahayyül dahi edemiyor.

Bir düşün! Geçen gün ayağın kaldırıma takılmadan önce gözünün takıldığı ve önünüze bakmanı engelleyen sevimli kedi olmasaydı yine de düşme tehlikesi geçirir miydin?

Başka bir gün havanın yağmurlu olduğunu fark edip şemsiyeni almak için eve geri dönmek zorunda kalmasaydın duraktaki otobüsü kaçırmayacak mıydın?

Üniversite sınavında istediğin bölüm yerine bir alt tercihine yerleşmek devamında eş seçimini dahi etkilemedi mi?

Farklı biriyle evlenseydin veya bir yerine iki çocuğun olsaydı yaşamın nasıl şekillenirdi?

Bu ihtimallerin sonu yok…

Ve hayatımız da bu ihtimaller sonucu bir zincir gibi şekilleniyor. Maalesef insan, iyi ya da kötü ihtimalleri yalnızca seçimini yaptıktan sonra başına gelen hadiseleri analiz ederek görebiliyor ve birçok kez de seçim yaptığının farkında bile olmuyor.

Sürekli Bir Kelebek Etkisi İçindeyiz

Tabi bu arada kolektif hayatımız sadece kendi yaptığımız eylemlerden oluşmuyor. Şöyle ki, iş görüşmenden evvel senden önceki eleman daha nitelikli olmasaydı ve senin yerine işe o alınmasaydı yine önünde çok farklı ihtimaller oluşacaktı ve belki şimdi çok farklı bir pozisyonda bulunacaktın.

Tüm başlıkları harmanlarsak her şey birer sebep sonuç ilişkisinin ürünüdür.  Yani bugün seninle ilgili tüm bilgilere vakıf üstün bir zekâ, bir süper bilgisayar algoritmik hesaplarla senin on yıl sonra nerede ve ne yapıyor olacağının olasılıklarını bilebilir.

İşin özü bilinebilirsin ve hayatın o kadar da sürpriz değildir senin için.

Peki, geleceğini bilebilmeyi ister miydin?

Kar-zarar hesabından hangisi galip çıkar?

Şahsen ben sürprizleri severim ve böyle bir şeytanı hayatımda istemem.

Konular biraz karmaşık değil mi?

Belki yazıyı bir kez daha düşüne düşüne okumalısın.

Ama unutma! Tekrar okurken harcayacağın vakit hayatının istikametini değiştirebilir.

Karar senin.

Haydi, kolay gelsin.

Facebook

Instagram

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
YORUMLAR
28.12.2020

determinizm: tum parametreleri bilirsen, tum olcumlere sahibsen olacaklari mutlak dogrulukla hesaplayabilirsin. gecmiste bilim dunyasina hakim olan gorus olsada quantum teorisiyle anlamini yitirmis durumda. keza quatum teorisi deteminizme en temel dayanagindan celme takiyor, hicbir seyi mutlak kesinlikle olcemezsin, bilemezsin cunku varligin kendisi mutlak kesinlige sahip degil.

28.12.2020

bir firtinanin gidisatini hesapliyabilmek icin icindeki tum atomlarin parcaciklarin konumlarini ve hareketlerini bilmen gerekir, quantum teoriside burda isin icine giriyor, heinsenberg'in belirsizlik ilkesi bir parcacigin konumunu ve hareketini mutlak dogrulukla asla bilemiyecegini soyler. konumunu biliyorsan hareketini, hareketini biliyorsan konumunu bilemezsin. bu olcumun basarisizligindan ziyade altom alti parcaginin kendi belirsizliginin sonucu. gerceklik kesin bir nokta olarak degil, bir olasilik bulutu olarak dagilmis halde. yani herseyi olusturan parcaciklarin davranislari mutlak kesinlikle bilinemez, bu yuzden o parcaciklari olusturdugu butunun gelecekte nereye gidecegini mutlak olarak hesapliyamazsin, cunku en temelinden dogasi belirsizdir. ancak belli bir noktaya kadar yakinsama yapip tahmin edebilirsin. en hassas hesaplarinin icinde bile her zaman olasilik ve belirsizlik olacaktir ve sure uzadikca kelebek etkisiyle belirsizlikler tamamen tahmin edilemeyen yerlere gidecektir.

22.12.2020

Vay be neler oluyormuş 😃 enterasan Bi yazı olmuş tebrikler

Pasif Kullanıcı
28.12.2020

Adam Fawer'in Olasılıksız kitabında daha detaylı bilgi bulabilirsiniz

04.02.2021

Kesinlikle 👌

TÜM YORUMLARI OKU (16)