Burçak Yüce Yazio: Motivasyon İçin Ödül Gerekli midir?

Haydi, eğri oturup doğru konuşalım. Hatta niye eğri oturalım canım, doğru oturup doğru konuşalım. 

Ödül ve ceza sistemi ta Âdemoğlunun dünya yolculuğunun başından itibaren her zaman harekete geçirici tetikleyici unsurlar olmuştur. 

Önce Yaradan Hz. Adem ile Havva’ya yasak ağaçtan uzak durmalarını emretmişti. Kendini Hz. İnsandan üstün görerek emre itaatsizlikten gözden düşen İblis ise yine bir ödülle kandırıvermişti kıskandığı Hz. Havva ile Adem’i. Vaat ettiği ödül ise cennette geçecek sossuz bir ömür idi.

Sonsuz bir ömür,

Son derece cazip bir ödül.

Uzağına düşürmeye yetmişti bu teklif.

Şunu kabul edelim ödül de ceza da günah da sevap da insanı motive ediyor.

Belki ödülü, yani cenneti kazanmak için iyi insan olma gayreti çıkarcı bir ilişki gibi gelse de bu cazip vaat bizlere alacağımız kararlarda yön veriyor.

Tıpkı cehennemden korunmak için günahlardan sakınmaya çabalamamız gibi.

Burada Allah rızasını verilecek nimetlerden üstün tutsak dahi cenneti düşündüklerinde mutlu olduğumuzu ve aklımızın bir köşesinde duruverdiğini dürüstçe itiraf etmeli.

Diyet yapıyoruz, kilo verince o bir dilim yaş pastayı gönül rahatlığıyla yiyebilmek için,

Dürüst oluyoruz, etrafımızdan takdir görmek için,

Ders çalışıyoruz, istediğimiz okulu, üniversiteyi kazanmak için,

Anne, babamızın sözünü dinliyoruz, az sonraki isteğimizin reddedilmemesi için.

Sabahtan akşama kadar çalışıyoruz, en azından temel ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için,

Efendim bu liste uzar gider…

Biz biraz da işin bilimsel yönünü nörolojik ve karar bilim açısından inceleyelim.

“Ödül beynin iç motivasyon ve isteğini bitirir. Kişinin kendini motive etme kapasitesini azaltır. Hatta kendi sorumluluğundaki işler için dahi ödül bekler hale getirir. Bu da kişide sorumsuzluk bilinci geliştirir.” Fikri genel kabul olsa da burada motivasyonu içsel ve dışsal olarak ikiye ayırmak gerekir.

İçsel motivasyon, bir faaliyeti ya da bir verilen bir görevi yapan bireyin faaliyetin kendisini ilgi çekici bulması ya da faaliyetin kendisinden haz duyması, doyum almasıdır. 

O halde cennete girme düşüncesinden önce iyi bir insan olmanın erdeminden aldığın doyum gibi. 

Ya da öğrencilerinin gerek akademik, gerekse diğer disiplinlerde başarıyı yakaladığını gördüğünde duyduğun haz gibi.

İnsanı besleyen asıl motivasyon da bu olmalıdır.

Yoksa ödül mamasını kapmak için “sahibinin” komutlarını harfiyen uygulayan hayvan dostlarımızdan ne farkımız kalır.

Peki, içsel motivasyonu ne artırır?

Mesela yaşadığımız olumsuzlukları denge noktasında gerekli görüp aşabilmek ve bu durumdan ders çıkarabilmek yöntemlerden biridir. Bu sebeple ilk zorlukta hemencecik vazgeçmeden ve pes etmeden yaşadığımız problemleri aşmaya çalışalım. Aşamazsak bunun da bir tecrübe olduğunu unutmadan yolumuza devam edelim.

“Dışsal motivasyon nedir?” Dediğimizde, bireyin yapmakta olduğu işi ve bu işten doyum sağlaması arasında bir aracıyı ifade eden durum diyebiliriz. Bu motivasyon faktörlerinin örgütsel boyutu ise iş performansını artırmak için örgüt tarafından sunulan olanaklarla ilgilidir. Bu araçlar somuttur ve çalışma ortamındaki kaynakların yeterliliği, ücret eşitliği, yükselme fırsatı, ek yararlar ve iş güvencesi yada başa dönersek Şeytanın sonsuz hayat vaadi, iş hayatında kazanılan primler, ödül törenlerinde verilen plaketler, çocuklarımıza verdiğimiz çikolatalar, şekerler dışsal motivasyon olarak değerlendirilir.

The Game filmini izleyenler hatırlayacaktır.

Her şeyi olan bir kişiye ne verebilirsiniz? Temalı filmde tüm hayatını kontrol ederek yaşayan Nicholas, engel olunamaz bir kontrolsüzlük ile karşı karşıya gelmek üzeredir. Hayatındaki başarıları, maddi refahı ile hayatının monotonlaştığı sıralarda Kardeşi Conrad’ın doğum günü hediyesi ile beraber değişecektir.

Baş rollerinde Michael Douglas ve Sean Penn’i gördüğümüz filmle ilgili daha fazla spoiler vermeyerek sadede geleyim,

Motivasyon kaynağımızın içsel olması öncelikli ve doğru olanıdır ve lakin motivasyonumuz gerek dışsal gerek içsel olsun bence bize fayda sağlar, enerjimizi yükseltir.

Bu noktada ben de Mayıs ve Haziran aylarında eğitimci-yazar kategorisinde aldığım iki muhteşem ödül için sayın Alper Alp ve Moon Life dergisine, ayrıca sayın Ada Demir ve Gossipmag dergisine tekrar çok teşekkür ediyorum. 

Sayenizde dışsal motivasyonum tavan bu sıralar.

Ve son olarak hayatta dert de bitmeyecek, sıkıntı da.

Ama derdimiz ne olursa olsun bir gün nihayet bulacak.

Ölümlü dünya nihayetinde. 

Hülasa siz siz olun ne olursa olsun kuyruğunuzu dik, modunuzu, motivasyonunuzu yüksek tutun.

Facebook

Instagram

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
ICC Kararını Verdi: Netanyahu ve Gallant Hakkında Tutuklama Emri!
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
YORUMLAR
15.06.2022

Güzel bir yazı 👍🏻

16.06.2022

çok teşekkür ederim 🌸

16.06.2022

Ellerine emeğine sağlık Burçak hanım

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ