Burçak Yüce Yazio: Kuantum Dünyası! Bu Yazıdan Sonra Hayata Bakış Açın Değişecek- 2. Bölüm

Evet, ilk sorumuz neydi?

Her şeyin yapıtaşı “belirsiz mi”?

Aynen öyle.

Bu görüşü çürütmek için sürüyle deneyler yapıldı ve yapılmakta ama sonuç değişmiyor.

Atomaltı parçacıkların dünyası “süperpozisyonda”.

YANİ AYNI ANDA HER YERDE!

İşte bu bilgi ve özellikle parçacıkların bir nevi “izlendiğini” anladığında davranışını değiştirme hali bilim dünyasının pek de hoşuna gitmiyor çünkü bunu formül ile izah etmek mümkün görünmüyor.

Bilim insanlarını endişelendiren diğer husus ise bunun suiistimale son derece açık bir alan olması!

Dışarıdaki fiziksel dünyayı düşüncelerimizle kontrol etmek.

Ne kadar büyüleyici değil mi…

Zaten büyülü, gizemli hadiseler hep ilgimizi çekmez mi?

Aslında burada mevzu tam olarak taneciklerin aynı anda her yerde olması değil de taneciğin gözlemlendiğinde bilinçlice davranışını değiştirmesi. Yani ölçüm de parçacığın davranışını değiştirebiliyor.

Nasıl mı?

Vereceğim örneği bir videoda izlemiştim ve aynen aktarıyorum,

Şimdi büyük bir havuz düşünün. Tam ortasında da bir top olsun. Bu top da bizim parçacığımız olsun. Foton. Elektron. Fark etmez.

Ve bu topun tam konumunu ölçmek için topun üzerindeki bir düğmeye basmanız gerektiğini hayal edin.

Bu düğmeye basmak için de havuza girmeniz gerekiyor. İşte bu anda o topun o anki konumunu etkilemeye başlıyorsunuz. Girdiğinizde başlattığınız dalgalar topa ulaşıyor ve onun konumunu değiştiriyor. Yaklaştıkça daha güçlü dalgalarla ilk başta ölçmek istediğiniz konumunda değil artık. Ve son olarak ölçmek için düğmeye bastığınızda topu biraz daha itiyorsunuz. Haliyle top siz havuza girmeden önceki konumundan çok farklı bir yerde oluyor.

Çok basit şekilde parçacıkların ölçümünü böyle düşünebiliriz.

Bu aşamada bilim insanlarının aklına birbirine dolanık yani eş parçacıklar geliyor.

Kuantum dolanıklığını hiç duymuş muydunuz?

Konuyla alakalı “Mesafeler arası korkunç olay” demişti Einstein.

Bilim insanları işin ucunu bırakmıyor.

“Madem çift yarık deneyinde parçacıklar karşıdaki duvara çarpmadan önce ölçtüğümüzde ne yaparsak yapalım bir şekilde dalga fonksiyonu çöküyor, parçacıklar parçacık gibi davranıyorlarsa, duvara çarpacak parçacıkları değil de onlar ile dolanık parçacıkları, yani benzer özelliklere sahip, birini ölçtüğünüzde diğerinin de durumunu öğrenebildiğiniz eş parçacıkları kullanırsak ne olur?”

Bir sonraki aşamada bu deneniyor.

Bir kristalden geçerek bölünen ve dolanık hale gelen iki fotonun biri karşıdaki ekrana diğeri detektöre gidiyor. Yani doğrudan ekrana çarpan foton ölçülmüyor. Onun dolanık ikizi ölçülüyor. Ekrana doğru giden fotona müdahale söz konusu değil.

Ve tahmin edin ne oluyor?

Sonuç inanılmaz!

Dalga fonksiyonu yine çöküyor.

İkizinin ölçüldüğünü biliyor ve parçacık gibi davranıyor.

Ama bu nasıl oluyor?

Çıtayı bir adım daha yukarı çıkaralım.

Fizikçiler durur mu?

Tabi durmuyor.

Ne yapalım bizler biraz ilginciz.

Bu kez detektörü biraz daha geri çekiyorlar. Amaçları birbirine dolanık iki fotondan birinin önce ekrana düşmesi, detektöre gelerek ölçüm yapılacak fotonun ölçümünün diğer fotonun ekrana düştükten sonra yapılması. Yani ekrana çarpacak fotonun ölçüm yapıldığından haberi bile olmayacak.

Ve tam olarak bunu yapıyorlar.

Buna “Delayed Choicer Experiment” yani “Gecikmiş Seçim Deneyi” de deniyor.

Artık taneciğin dalga fonksiyonu mantıken çökmemeli.

Ama ne oluyor biliyor musunuz?

Çöküyor!

Ekrana bakıyorlar. İki çizgi.

Yani foton yine tanecik gibi davranıyor.

Akıl alacak gibi değil!

Geçmiş ve gelecek algısının yıkıldığı acayip bir evren…

Gelecekte yaptığımız ölçüm, fotonun geçmişte parçacık mı yoksa dalga gibi mi davranacağını belirliyor.

Bilim insanları bunu “nedenselliğe” vurulmuş bir darbe olarak yorumluyor.

Neden-Sonuç ilişkisi.

Yani bugün yaptıklarınız yarınınızı belirler görüşü vardır ya!

Ama kuantum dünyası bunun tersini söylüyor.

Yarınki tercihleriniz bugünümüzü belirliyor…

Nereden bakarsak bakalım akıl bir noktada iflas ediyor.

Yoksa kuantum Spiritüalistler haklı mı?

Zamandan ve mekândan bağımsız parçacıkların oluşturduğu bir evrenin parçaları mıyız biz?

Eğer öyleyse buradan hangi çıkarımları yapabiliriz?

Geçmiş ve gelecek yerine zaman sadece anlardan mı ibaret?

Anlayacağınız üzere kuantum yolculuğu tüm eksantrikliğiyle hız kesmeden devam ediyor ve konular iyiden iyiye derinleşirken mikro alem ve makro alem yasaları keskin hatlarla birbirinden ayrılmayı sürdürüyor.

Bildiğimizi, anladığımızı, çözdüğümüzü zannettiğimiz her şey suni,

Bu dünya anlardan ibaret rüya alemi!

Hayat yeterince karmaşıkken kafalar iyice karıştı değil mi?

Matrix’e hoş geldiniz!

Sizleri yeni gelişmelerden haberdar edeceğim.

Sevgiler.

Facebook

Instagram

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı