Samimiyetsiz tebessümler, içten gülümsemeler, sinsi sırıtmalar ve şen kahkahalar…
Duygu durumumuza ve çevresel faktörlere göre değişen istemli veya istemsiz tepkilerimizin dışa vurumu.
Bir de gülmeye hazır olup olmama durumu.
(Burada yine Cem Yılmaz’ın kulaklarını çınlatacağım. Muhtemelen onca parayı verince salonda topluca ‘çok gülmeliyim’ moduna giriyoruz.)
Basit bir refleks deyip geçmemeli.
Allah muhafaza… Gülme hastalığı bile var!
Hatta gülmenin bir bilimi varmış. Gülme bilimi ve vücuttaki etkileri Gelotoloji olarak adlandırılıyormuş.
Bu bilginin pratikte bir faydası var mı bilmem ama şu bir gerçek ki canlılar arasında insana özgü kılınan nadide eylemlerden birisi.