Burçak Yüce Yazio: Deniz Salyası Size Son Uyarım!

Merhaba ben deniz;

Yok, yanlış anlamayın bildiğiniz deniz.

Hani yazın yüzdüğünüz, 

Gemileri yüzdürdüğünüz,

Bütün mahsullerimden faydalandığınız deniz.

Ahtapotu, midyesi, istiridyesi, kefali, hamsisi…

Bak hamsi demişken tavası güzel olur, şöyle mısır ununa da bulayacaksın…

Oh misss…

Lakin size kötü bir haberim var. Bu aralar çok midem bulanıyor.

Kustum kusacağım. Öyle ki ağzımdan salyalar akıyor. Bilirsiniz, kusmadan önce tükürük birikir, sulanır ya sizin de ağzınız, salya akar işte o hesap.

Civarınızdaki sahil şeritlerinin son halini görmüş olmalısınız.

Salyalarım kıyı şeritlerimde birikti.

Attığınız onca atıkla, pislikle öyle doldurdunuz, bozdunuz ki içimi…

Artık tahammülüm de kalmadı, dayanacak gücüm de.

Küresel ısınmayla sıcaklık değerimi etkileyip,

Doyumsuz halinizle aşırı avlanarak besin zincirimi, dengelerimi değiştirip, 

Sanayi atıklarınızla, gemi trafiğinizle, petrol ve türevlerinizle, pet şişeleriniz ve daha sayabileceğim tonlarca zararlı atıkla ne bulduysanız içime attınız, bozdunuz güzelim saflığımı.

Ben içime atamıyorum artık. Bardak taştı bilesiniz!

Yıllar içinde hem beni hem ekosistemimi tahrip ettiniz.

Bencilliğiniz beni bu hale getirdi.

Sizi ne kadar sevsem de bazen öfkeme engel olamıyor ve keşke yeryüzüne gelmeseydiniz diyorum.

İlk insanla başlayan serüveniniz başlamadan bitseydi.

Âdem hazretleri yasak elmayı yemeseydi mesela… 

Dünya muhtemeldir ki siz olmadan daha zararsız bir halde olurdu.

Çünkü sizin dışınızda hiçbir canlı bozmuyor yaşam alanını.

Sadece bana ettiklerinizden değil öfkem!

Su küreye verdiğiniz zarar kadar hatta fazlasını yer küreye de verdiğinizi biliyorum.

Nereden mi biliyorum?

Siz ne kadar kulak tıkasanız, üç maymunu oynasanız da evrenin kendi içinde anlaştığı bir dili var.

Sizin dışınızda hepimiz dağ, taş, kuşlar, ağaçlar, böcekler, balıklar birbirimizden haberdarız.

Kulaklarınızı bu kadar tıkamayıp, gözlerinizi bu derece yummayıp çevrenizdeki bozuk düzene bu denli duyarsız kalmasaydınız bu dili eşrefi mahlûkat olarak rahatlıkla duyardınız.

Ah dağların, göklerin yüklenmekten kaçındığı sorumluluğu Yaradan teklif ettiği an hemencecik yükleniveren cahil insan!

Verdiğiniz sözü tutup kâinatı ayet ayet okuyup, fısıltılarını duymaya çalışsanıza…

Ama siz bırakın bu gizli dili duymayı, bu aralar gözünüzün önünde, burnunuzun dibinde olanları görmekten acizsiniz.

Farkında değil misiniz?

Beni bu kadar kirletmek, doyumsuzluğunuz, su kaynaklarını bilinçsizce tüketmek, doğayı böyle tahrip etmek yakında sonunuzu getirecek.

Ne girecek deniziniz kalacak geride, ne de yiyecek rızkınız…

Kendiniz ettiğinizi kendiniz bulacaksınız.

Uyarmadı demeyin!

Elimden geldiğince direndim, direniyorum…

Bakın salyamla ikaz ediyorum görün artık beni.

Yakında kusacağım bana ettiğiniz tüm kötülükleri.

Facebook

Instagram

Popüler İçerikler

Kayyum Atamaları Sonrası İlk Kez Konuşan Devlet Bahçeli, 'Öcalan' Çağrısını Yineledi
Hakim Sosyal Medya Hesabından Duyurdu: 17 Yaşında 70 Suç Kaydı Var
CHP'li Belediye Başkanı Burcu Köksal Canlı Yayında Atatürk İlkelerini Sayamadı
YORUMLAR
07.06.2021

Denizi de mahvettik… elinize sağlık

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ