Burçak Yüce Yazio: Bulut Tohumlama İle Yağmurumuzu Çalabilirler mi?

Son zamanlarda yapay yağmur yağdırma ile ilgili haberlere sıkça rastlıyoruz.

Dubai yapay yağmur yağdırdı,

Bulut tohumlama uçağı ardından gelen dolu yağışı,

50 derece sıcakta drone ile yağmur yağdırdılar gibi…

Ve son olarak İstanbul’da aniden ve kısa süreli yaşanan fırtına ve şiddetli yağmur tekrar akıllara benzer soruları getirdi.

Acaba bu durum fırtına esnasında bulutlarda silueti beliren meşhur fizikçi Nikola Tesla ile bağlantılı mı?

Ya da bu teknolojiyi kullanan ülkeler dünyadaki yıllık yağış oranlarını etkileyebilir mi?

Yani daha direkt bir ifadeyle yağmur hırsızlığı yaşanabilir mi?

Elektrik ve manyetizma üzerine zamanında başarılı çalışmalar yapmış merhum Tesla ve icatları yapay yağmurla ne kadar bağlantılı bilemem ama su savaşlarına kadar gidebilecek bir meseleden bahsediyoruz.

Malumunuz dünyamızdaki su, yeryüzü ile gökyüzü arasında sürekli devir daimdedir.

Biz buna su döngüsü diyoruz ve temiz su kaynakları insan faktörünün etkisiyle gün geçtikçe azalıyor.

Bu aşamada “ülkelerin birbirinden çalmadığı bir bu kalmıştı” dediğinizi duyar gibiyim.

Çok da haklısınız.

Sömürgecilikle zengin olabilmiş ülkelerin yüzyıllardır güya iyilik adı altında özellikle petrol zengini ülkeleri nasıl sömürdüğünü tarih sahnesinde izledik. Yapay yağmur ile ilgili tedirginliğimiz de bu sebepten. Çünkü yağmur yani su, milyonlarca yıldır içinde yaşadığımız dünya için olmazsa olmaz etkenlerden biri. Hem toprağın üstü hem de altında oluşan canlılar için son derece kritik. Su döngüsünün yıllık ortalaması ise sabit. Bir ülke yağışları kendi topraklarına çektiğinde özellikle komşu ülkeler bundan muhtemel ki etkilenecek. Küresel çapta bizleri nelerin beklediği ise henüz muamma.

Bu uygulamanın bizi tedirgin etmesinin yanı sıra avantajları da yok değil.

Son zamanlarda bazı ülkeler iklim değişikliği yüzünden az olan yağmuru artırmak için veya yağışın olması gerekenden daha önce gerçekleşmesi için dışarıdan müdahale etmekte.

Mesela ülkemizde de azda olsa uygulanan bu yöntem yağmur bombası olarak bilinmektedir.

Bu yöntemde suyu dağıtmak veya kuraklığı önlemek amacıyla gökyüzünde fırlatılan veya bir uçaktan fırlatılan gümüş iyodür kullanılarak yağmur yağması sağlanır. Tabi bunun için öncelikle gökyüzünün bulutlu olması gerekir.

Burada sakıncalı olan şu;

Malum insanoğlu açgözlü.

Hep kendine yetecek miktardan fazlasını ister, hemen ister.

Gönül ister ki hiçbir ülke kuraklık çekmesin. Tetikleyici dış faktörlerle yağmur yeryüzüne eşit dağılsın.

Teknolojiyi güzel amaçlar için kullanalım.

Ama biliyoruz böyle olmayacak.

Atom bombası örneğinde gördük. Teknolojiyi kötülüklerimize alet ettik ve edeceğiz.

Misal bazı ülkeler ihtiyaç anında değil, sistematik olarak bulut tohumlama, bulut ekimi gibi farklı yöntemlerle topraklarına yağmur yağdıracak.

Hem ülkemizde hem de dünyadaki birçok bilim insanı bu yöntemin faydasız ve zararlı olduğu düşünüldüğü halde bu yöntemi sistematik hale getirmek üzere çalışan bir ülke var,

Çin.

Gerek başkent Pekin’de gerekse diğer şehirlerinde görülen hava kirliliği ve kuraklıkla mücadelede bu yöntemi geçmişte en sık tercih etmiş ülkelerden.

Aralık 2021’de Çin’in komşu ülkelerini de korkutan bir gelişme yaşandı. Çin’in ulusal iklim yönlendirme doğrultusunda yapay olarak yağmur yağdırmayı planladıklarını ve uygulamayı 2025’e kadar ülkenin yüzde altmışlık bir kısmına yayacağını bildirdi.

Komşu ülkelerden biri olan Hindistan ise gelişmelerden en çok endişe duyan ülke. Çünkü halk ve tüm tabiat yılın belli dönemlerinde muson yağmurlarından istifade ediyor. Uygulama ile dengelerin bozulmasından ve Muson yağmurlarının kesilmesinden korkuluyor.

Bu arada Çin kadar olmamakla birlikte ABD’de ve Kanada’da benzer çalışmalar yürütüyor.

Kısacası benim fikrim şu yönde;

İlerleyen çağın ve teknolojinin getirisiyle, orman yangınlarının veya kuraklığın önüne geçmek ve kasırgaların başlamadan önlenmesi gibi faydalarının yanı sıra zararlarını yadsıyamayacağımız, komşu ülkeleri hatta tüm ülkeleri etkileyecek bu tarz bağlayıcı kararlar verirken ülkeler birbirine danışmalı, ekosistemin ve insanlığın lehine sonuçlanacak ortak kararlar almalı.

Yoksa bu duruma yağmur hırsızlığı demek çok olası.

Facebook

Instagram

Popüler İçerikler

Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
06.10.2021

Bu yeni bir şey degil yıllardır kullanılan bir yöntem. Sorun yeni bir şey yapıldıgında buna mutlaka karşı çıkan birilerinin olması. Bu teknoloji yeni degil yeniymiş gibi algılayan insanlar bagırmaya başlayacak çok gereksiz. Ne kadar istersen o kadar yagdırırsın insanın yaşamadıgı yerlere yagmasındansa işe yarayacak yerlere yagdırmanın neresi kötü olabilir.

09.10.2021

Katılıyorum yeterki iyi niyetle kullanılsın

06.10.2021

One piece animesinin alabasta sezonunda bu konu çok iyi işlenir, hatta animede ki rotacı ve hava bilimcisi olan "nami" adlı "beybi" çok güzel açıklar bu konuyu.. Mantığını anlamayan varsa otursun animeyi izlesin aq.

06.10.2021

Gerçekten güzel bir konuya odaklanılmış. Tebrik ediyorum! Ben de bir güncel durum ve "dedikodu" ekleyeyim. Dubai yukarıda bahsedilen tohumlamayı 2020'den beri yapmayı bıraktı. Dedikodu kısmı ise başlıktaki soruyla direkt ilgili. Bunun sebebi olarak Umman'a giden yağmur bulutlarının büyük bölümünün Dubai'nin üzerinden gitmesi ve tohumlama yapıldığı dönemde Umman'daki yağmur oranında azalma olması, bu sebeple Umman'ın uyarısı / ricası üzerine Dubai'nin şimdilik tohumlamaya ara verdiği konuşuluyor.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ