Bu serüvende kimi önemli isimler belki de yılgınlıktan Newton fiziğinde takılı kaldı; kimiyse Einstein, Max Planck, Schrödinger gibi isimlerin peşinden sürüklenerek kuantum yani atom altı parçacıklar dünyasına daldı.
Dünyamızı, ardından güneşimizi evrenin merkezi sanırken bırakın merkezini bulmayı, teleskop sayesinde henüz sınırlarının bile belirlenemediğini idrak ettik.
Şimdiyse makro âlemi yakından incelemek üzere uzaya yolladığımız uydular, teleskoplar, robotlar sayesinde diğer gök cisimlerinin özelliklerini inceler olduk, bizden çok uzaktaki galaksileri keşfettik ve gözümüzü daha da ileriye diktik.
Orada da mikro âlem gibi âlemler içinde âlemler saklandığını ve bu yolun sonunun nereye varacağını kestirememeye başladık.
Biz teknolojik ve bilimsel açıdan geliştikçe evren içindeki evrenler de bizlere kapılarını açtı.
Bu heves, heyecanla ve motivasyonla bu yıl başta Amerika, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere birçok ülke Mars’a keşif araçları göndermek üzere sıraya girdi.
Hatta Amerika Mars’a uzay aracını indirerek yüzeyinden görüntü almayı başardı.
Ben yeni keşifler için son derece heyecanlıyım. Bilimin son yüzyılda kat ettiği mesafeyi gördükçe heyecanım artmakta.
Hatta hayatta en çok istediğim şey uzay seyahati.
Umarım ömrüm vefa eder de bu hayalimi gerçekleştirebilirim.
Bilim insanları size sesleniyorum!
Elinizi çabuk tutun biraz canım :)
Facebook
Instagram