Söylentiye göre çocukların maske takması ölümcül derecede zararlı. Peki bilimsel araştırmalar bu konuda ne diyor?
Söylentiye göre çocukların maske takması ölümcül derecede zararlı. Peki bilimsel araştırmalar bu konuda ne diyor?
Uzun bir süre de olduğu yeri koruyacak gibi görünüyor, hele ki koronavirüs salgınında ikinci dalganın tam ortasında olduğumuz gerçeğini hatırlayacak olursak. Açık kapalı fark etmez, her yerde yetişkinler olarak maske kullanıyoruz, buna da alıştık.
Ancak madalyonun öteki yüzü olabilir mi?
Bilimsel araştırmalar bu görüşün doğru olmadığını net bir biçimde gösteriyor ve yayılımı azaltmak için şimdilik elimizdeki en iyi yolun bu olduğu konusunda hemfikirler. Komplo teorilerinin bize ne söylediğinden bağımsız olarak uzmanlara kulak vermemiz gerektiğini son yedi ayda öğrendiğimizi varsaysak da şimdilerde yeni bir söylenti daha karşımızda.
Uzmanlar ya da güvenilir kaynaklardan ziyade sosyal medya gönderilerinde bu konuda bolca paylaşım var. Hatta bir çocuğun sadece maske kullandığı için yaşamını yitirdiği de bu söylentinin peşine takılmış, hızla yayılıyor. İşin aslı neymiş, gelin söylentilerden sıyrılıp bilimsel araştırmalar ışığında masaya yatıralım.
Özellikle bu konuda yapılan soruşturmalar maske kullandığı için yaşamını yitiren çocuklara dair hiçbir kanıt bulamamış, olayın yaşandığı bölgedeki polis teşkilatı da maske bağlantısıyla olayın bir bağlantısı olmadığını söylemiş.
Yani maske nedeniyle bir çocuğun yaşamını yitirdiği söylentisinin gerçeklikle herhangi bir bağı yok.
Kurum beş yaşından küçük çocukların maske takmasının zorunlu olmasına gerek yok ancak altı - on bir yaş arası çocuklarda duruma göre değişken olduğunu ancak on iki yaş üstü tüm çocuklarda maskenin faydalı olacağını söylüyor. Herhangi bir zarardan bahsedilmiyor.
Kara, iki yaş altındaki çocukların maske takmaması gerektiğini, üç ve beş yaş sonrasında takılmasının faydalı olacağını ancak on iki yaş ve üzerinin takmasının hayati olduğunu söylüyor. Zaten on iki yaştan sonra virüsün etki etme oranı da arttığı için neredeyse bir yetişkin kadar risk altında olabiliyorlar.
Komplo teorileri koronavirüs salgını ortaya çıktığından bu yana sürekli türemeye devam etse de bilimsel araştırmalara dayanan sonuçlarla Dünya Sağlık Örgütü ve Koronavirüs Bilim Kurulu'nun önerilerine kulak vermekte fayda var.
Yeni araştırmalarla mevcut görüşler güncellenebilir belki ancak elimizdeki veriler ışığında salgın önlemleri almaktan başka çaremiz yok.