Sıcaklıklar giderek artıyor. Haliyle terleme sorununu da beraberinde getiriyor. Terleme birçok açıdan hepimizi rahatsız eden, hatta yaz ayından soğutan bir etkiye sahip. Peki terleme hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? 💦
Sıcaklıklar giderek artıyor. Haliyle terleme sorununu da beraberinde getiriyor. Terleme birçok açıdan hepimizi rahatsız eden, hatta yaz ayından soğutan bir etkiye sahip. Peki terleme hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? 💦
Herkesin vücuduna yayılmış 2 ila 5 milyon ter bezi bulunuyor. Bu kadar terlememizin haklı bir sebebi var!
Aslında kadınların erkeklerden daha fazla ter bezi bulunsa da erkeklerin ter bezi kadınlarınkinden daha fazla ter üretiyor.
Çevrenizdeki yaşlıların durumu nedir bilemiyoruz tabii ama bilim böyle olduğunu söylüyor! Yaş aldıkça ter bezleri küçülür ve hassasiyeti de azalır.
Ter kokusu özellikle de yazın toplu taşımada bizi mahvetse de aslında terin kokusu da rengi de yok. Kıyafetlerimizde çıkan iz ve kokuyu cildimizdeki bakteriler veya cildimizdeki kimyasallarla reaksiyonları yaratıyor.
Vücudumuzda ter bezlerinin en az yoğun olduğu bölge ise sırtımız. 👣
Bebeklerin çok tatlı göründüğü konusunda hemfikirizdir herhalde. Ancak iş ter konusuna geldiğinde bizden pek de farklı değiller. Doğduğumuz andan itibaren sahip olduğumuz ter bezlerinin sayısı ile erişkin olduğumuzdaki ter bezlerinin sayısı aynıdır.
Terleyerek vücuttaki mikrop ve bakteriler temizlenir, vücudun sıvı dengesi korunur, gözenekleriniz açık kalır ve çok daha fazlası!
Bir iş görüşmesinde veya topluluk önünde sunum yapmadan önce terlediğiniz zamanlar ile yazın güneş altındaki terlemeniz elbette ki bir değil. Bu iki ter türü aynı kimyasallardan bile oluşmaz. Stres anındaki terlere yağ asitleri ve proteinler sebep olurken, normal terleme anı ise su, tuz ve potasyumun birleşimiyle oluşur.