Erotizm porno değil, bir sanat biçimi ve sinema her zaman insanların en renkli düşlerini keşfetmek için erotizmi kullandı. Karanlık ya da duygusal, tenin gizemli dünyasında her türlü ilişki var. İşte erotizmin doruklara çıktığı, hayal gücünüzü ateşleyecek ve kalp atışlarınızı hızlandıracak öneriler.
The Duke of Burgundy
Yönetmen: Peter Strickland
Cynthia ve Evelyn, her zaman Evelyn’in cezalandırmasıyla biten ama çok haz veren, sıra dışı seks ve ön sevişme oyunlarına gömülür. Cynthia daha normal bir ilişki hayal ederken, ortak tutkuları onları hayallerinin çok ötesine taşır. Lezbiyen bir ilişkinin anlatıldığı film, izleyenlerin zihinlerinde uzun süre etki bırakıyor.
Edebiyata ve diğer entelektüel uğraşlara düşkün bir profesör olan Humbert, dul bir kadınla evlendiğinde hayatı değişir. Asıl amacı kadının genç, güzel ve baştan çıkartıcı kızı Lolita’ya yakın olmaktır.
Vladimir Nabokov’un aynı adlı romanından uyarlanan film, kahramanları arasındaki yaş farkı nedeniyle bu alandaki en tartışmalı eserlerden birisi.
The Dreamers
Yönetmen: Bernardo Bertolucci
Paris’te 1968 devriminin ortasında üçlü bir grup kendi dünyasını yaratmakla meşguldür. Biri kız, diğeri erkek iki kardeş hayatlarına bir öğrenciyi aldıklarında her şey değişir ve çizgiyi geçmelerine hiçbir şey engel olamaz.
68’in heyecan verici ve nostaljik ortamında geçen film, erotizmin doruklarında bir görsel şölen sunuyor.
Secretary
Yönetmen: Steven Shainberg
Lee akıl hastanesinden yeni çıkmış, kendine zarar veren bir kadındır. Bir avukatın yanında sekreter olarak iş bulduğunda, aralarındaki iş ilişkisi sadomazoşist bir ilişkiye dönüşür. Beklenmedik şekilde bu ilişki kadını güçlendirecek ve her iki tarafın ruh sağlığı için de bir dayanak olacaktır.
Cüretkar ve orijinal bir konuyu ele alan Sekreter, eğlenceli bir üsluba sahip. Film sadomazoşizm gibi bir meseleyi romantik komedi kategorisinde sunmayı başarıyor.
Blue Velvet
Yönetmen: David Lynch
Jeffrey sakin memleketine döndüğünde güzel bir şarkıcıyla karşılaşır ve onu düşünmeyi bir türlü bırakamaz. Bir ilişkiye başladıklarında derin sırlar ve gerçekler Jeffrey’i daha önce hayal bile etmediği fiziksel ve duygusal yerlere taşır.
David Lynch izleyenlerin filmlerini ya çok sevdiği ya da hiç sevmediği bir yönetmen. Yönetmenin üslubuna alışmaya çalışanlar için bu, izlemesi nispeten kolay filmlerinden birisi sayılıyor.
Crash
Yönetmen: David Cronenberg
Neredeyse hayatını kaybedeceği bir trafik kazası yaşadıktan sonra James, kazanın verdiği adrenaline bağımlı olur. Kendisi gibi ölümcül kazalardan hayatta kalanlarla bir araya gelen James, tehlike ve seksin iç içe geçtiği bir alt kültür keşfeder.
Çok tartışmalı bir konuyu işleyen yönetmen Cronenberg, bu filmde bir bakıma günümüzün post modern toplumunda şiddetin ve seksin anlamı üzerine keşfe çıkıyor.
Renato küçük bir İtalyan kasabasında yaşayan 13 yaşında bir çocuktur. Savaşta dul kalmış Malena adında bir kadın hayatına girene kadar her şey alışıldık ve sakindir. Her erkekte arzu uyandıran Malena, Renato’nun hayatını sonsuza kadar değiştirir.
Film görsel ve duygusal açıdan hipnotize edici bir etkiye sahip. Yönetmenin hikaye anlatma tekniği izleyiciyi çarparken, Monica Bellucci de yürekleri hoplatıyor.
Sex and Lucia
Yönetmen: Julio Medem
Depresyondaki yazar sevgilisi Lorenzo intihar edince, Lucia uzak bir adaya kaçar. Burada Lorenzo’nun geçmişine gizemli şekillerde bağlı iki kişiyle tanışır. Bir süre sonra artık neyin gerçek, neyin kurgu olduğunu ayıramaz hale gelecektir.
Lucia, cinselliğin ve karanlık geçmişin derinliklerini birlikte araştırıyor. Formentera adasında geçen film atmosferiyle izleyenleri etkiliyor.
Shame
Yönetmen: Steve McQueen
Brandon, New York’ta yaşayan başarılı ve yakışıklı bir bekardır. Mükemmel bir hayatı var gibi görünse de bir seks bağımlısıdır ve iş yerinde bile mastürbasyon yapar. Kız kardeşi haber vermeden gelip mahremiyetini bozduğunda dışarıya yansıttığı mükemmel imajı yıkılır ve çılgına döner.
Cesur bir film olan Utanç, kahramanının duygularını ve dünyasını başarıyla yansıtırken seks ve çıplaklığı hikayenin önemli unsurları olarak kullanıyor.
The Unbearable Lightness of Being
Yönetmen: Philip Kaufman
Tomas bir cerrahtır ve bir ameliyat için gittiği yerde masum, genç bir kadın olan Tereza ile tanışıp onu evine getirir. Tereza, Tom’un bir kadın düşkünü olduğunu ve metresi olduğunu öğrenir. Üçü arasında karmaşık ve tutkulu bir ilişki başlar.
Milan Kundera’nın romanından uyarlanan film Çekoslovakya’daki Sovyet işgali sırasında, 1960’larda geçiyor. Dışarıdaki politik gelişmelerin kendi romantik dünyasını kuran üçlünün hayatını nasıl değiştirdiğine tanık oluyoruz.
Bitter Moon
Yönetmen: Roman Polanski
Üst sınıftan, sofistike bir çift olan Nigel ve Fiona bir cruise tatilinde başka bir çiftle tanışır. Diğer çiftin karanlık bir erotik dünyası vardır ve bu Nigel’ı baştan çıkartır. Bu karanlık dünya Nigel ve Fiona’nın evliliğini yıkacak bir süreç başlatır.
Film ahlaki konuları, iki yüzlülüğü, cinsel özgürlüğü ve normalliğin ne olduğunu incelemeye çalışıyor. Oyuncuların (Hugh Grant, Kristin Scott Thomas, Emmanuelle Seigner) performansları ve görsellik de en az hikaye kadar etkileyici.
The Pillow Book
Yönetmen: Peter Greenaway
Bir Japon modelin kaligraflara bedenine yazı yazdırmak gibi tuhaf bir fetişi vardır. Bunu yaparken çeşitli cinsel maceralara da sürüklenir. Bir gün tanıştığı İngiliz adam beklentilerini karşılarken daha da ötesine geçecek ve karmaşa burada başlayacaktır.
Film sinema sanatının en parlak örneklerinden birisi ve “Ölmeden Önce Görülmesi Gereken 1001 Film” arasında sayılıyor. Filmdeki erotik sahnelerin çok estetik biçimde ortaya konduğunu da belirtelim.
Eyes Wide Shut
Yönetmen: Stanley Kubrick
Karısı ona tanıştığı bir adamla ilgili cinsel fantezilerini anlatınca, Bill gizli bir kültü araştırır ve kendisini erotik bir dünyanın içinde kaybeder. Bu durum aynı zamanda onun kabuğunu kırmasını sağlayacaktır.
Adının aksine, bu film gözleri tamamen açık izlenmeyi hak ediyor. Yönetmenin hayatının son filmi olan Gözleri Tamamen Kapalı, sinema tarihinde derin bir iz bıraktı. Kubrick, filmi Warner Bros’a teslim ettikten sadece 4 gün sonra hayatını kaybetti.
Blue Is The Warmest Colour
Yönetmen: Abdellatif Kechiche
Lise öğrencisi Adèle'in hayatı mavi saçlı Emma ile tanıştığında değişir. Emma, genç kızın arzuyu keşfetmesini, yetişkinliğe ve kadınlığa geçmesini sağlayacaktır. Herkesin önünde Adelé büyür, kendini arar, kendini kaybeder, aşkı ve kaybetmeyi öğrenir.
Cannes’dan Altın Palmiye ödülüyle dönen film, sadece eşcinsel aşkı yansıtmakla kalmıyor, bir insanın hayatına derin ve detaylı bir bakış sunuyor. Etiketlerin ve kategorilerin ötesinde Mavi En Sıcak Renktir bir büyüme hikayesi.
Well noted.