Burak Vega: "Oynamayı Bıraktığınız Gün Oyuncu Olursunuz.”

Son dönemde Türk dizileri, dikkat çekici başarılarıyla adından söz ettiriyor. Türk halkı olarak bizler, dizi izlemeyi seviyoruz ve her hafta evlerimize konuk olan karakterleri hayranlıkla izliyoruz. Özellikle favori oyuncularımızın dizilerini asla kaçırmamak için heyecanla bekliyoruz. Bu dizi fenomeninin arasında yer alan Burak Vega, Çukur, Yasak Elma, Alsancak, Ben Bu Cihana Sığmazam gibi sevilen yapımlardan tanınmaktadır. Türk halkı, dizilerdeki oyuncularla bir bağ kurarak onları birer aile ferdi gibi benimserken, Burak Vega gibi yetenekli sanatçılar da bu sevgi ve ilgiyle büyüyor. Oyunculuğuyla göz dolduran Vega, her karakteri ustalıkla canlandırma yeteneğiyle büyük bir takdir topluyor. Sahne performansı, duygusal derinlik ve karakter analiziyle izleyicilerin gönlünde taht kuruyor. İnanıyorum ki Türk dizileri, izleyicilerine kaliteli yapımlarla unutulmaz deneyimler sunmaya devam edecek ve Burak Vega gibi sanatçılar da bu yolculukta bize eşlik edecektir.

Öncelikle biraz geriye gidip kariyerine nasıl başladığını daha doğrusu oyunculuğa olan tutkunun nasıl başladığını öğrenmek isterim. Dizi setlerinde en çok hayranlık duyduğunuz veya sana ilham veren bir meslektaşın oldu mu?

Oyunculuk, benim çocukluk yıllarımda içimde kalan bir ukdeydi aslında. Hayat şartları 24 yaşımdan sonra yapmama olanak sağladı. Küçük yaşlarda sayısız tiyatro oyunu izleyerek başladı bu mesleğe sevgim. Bugün kendimi ait hissettiğim mesleği yapıyorum. Genelde bütün oyunculardan ilham almaya çalışırım, çünkü hepsinin kendine has bir aurası var. Enerjiye olan ilgimi bilen bilir. Bunu doğru kullanmaya çalışırım.

İzlenme rekorları kıran, oldukça başarılı bir kadroya sahip 'Çukur' dizisi ile oyunculuk kariyerine başladın ve iyi bir ekiple kamera karşısına çıktın. Peki bu ilk rolünü nasıl bulmuştun ve bu deneyim sana ne hissettirmişti?

Çukur projesi, A'dan Z'ye her bir detayıyla harika bir işti. İlk dahil olduğum projenin böylesine izleniyor olması beni çok heyecanlandırmıştı ve bu konuda kendimi çok şanslı bulurum, çünkü gerçekten iyi oyuncularla ve iyi bir ekip ile çalışma imkanı buldum. İlkler unutulmazmış, bu yüzden Çukur'un yeri bende her zaman ayrı kalacak.

Bir dizi sahnesi veya karakteri canlandırırken, sıradanlığı aşarak o anı unutulmaz kılan bir şey yapmaya çalışıyorsun. Bunu nasıl başarıyorsun ve şunu da merak ediyorum: Hiç bilmediğin belki de hiç yaşamadığın bir hayatı oyunculuk sayesinde yaşıyor ve deneyimliyorsun. Başka birinin hayatını yaşamak sana ne hissettiriyor? 

İçselleştirebilme yeteneğimiz ne kadar gelişirse, karaktere de o kadar rahat yaklaşırız. Kalbinde hissetmediğin hiçbir duyguyu izleyiciye yansıtamazsın. Bu hissi tamamen yaşamak gerekir, çünkü kendi duygularımıza hükmediyoruz. Bunun hazzı bambaşkadır.

Peki bir dizi karakterini canlandırırken, onunla bağ kurmak veya empati yapmak için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz? Hangi duygusal veya psikolojik süreçleri yaşadığını anlatabilir misin? Bu süreçte nasıl odaklanıyor ve motive oluyorsun?

Bu karakter benden ne istiyor, beklentisi ne? Bunlara bakarım. Karakterin bana olan yakınlığını, hangi özelliklerinin bana benzediğini ölçerim. Eğer bana çok uzak bir karakterse gözlem kütüphanemden yararlanırım. Bütün bunları tamamladıktan sonra onun duygusunu içselleştirmek için kendimle yalnız kalır, iç dünyama odaklanırım ve karaktere uygun müzikler dinleyerek kendimi motive ederim. Senaryo da bize bu konuda destek olur. Olayın içine girdikten sonra zaten akıp gidersin...

Oyunculuk kariyerinde seni en çok etkileyen veya ilham veren bir replik veya monolog oldu mu? Olduysa sana ne hissettirdi ve neden önemli olduğunu düşünüyorsun?

Şu ana kadar olmadı.

Normalde nasıl bir kişisin, dizilerde genellikle sert karakterleri oynadığını görüyoruz. Gerçekten öfkeli misin? Komedi veya derin dram dizilerinde rol almak seni mutlu eder mi? Şöyle de sorayım: İdeal bir senaryo veya dizi projesi için hayalini kurduğun rol veya karakter tipi nedir?

Normal hayatta kendi halinde biriyim. Sakin ve soft takılmayı seviyorum. Fazla gürültü ve kalabalıktan hoşlanmıyorum. Sinirli bir yapım olabilir, ani çıkışlar yapabiliyorum, ama benim sinirim saman alevi gibi 5 dakika sonra yelkenleri suya indirebilirim. Tipik Boğa burcuyum :) Eğer birini istemeden kırdıysam hemen özür dilerim. Komedi ve dram türlerini deneyimlemek istiyorum. Özellikle dram bir karakterde kendimi görmeyi çok istiyorum. Kötüyü oynamaktan sıkılmadım, çünkü oyunculuk her şey olabilmektir. Bir oyuncunun her duyguyu tatmak istemesi de en doğal hakkıdır. Gerçek yaşanmış hikayeleri çok samimi buluyorum. Bu yüzden gerçek bir karakteri canlandırmayı çok isterim.

Bu arada Türk dizi sektöründe yaşanan değişimleri nasıl değerlendiriyorsun? Sana göre en önemli trendler nelerdir? Yeni trendler veya hikaye anlatım şekilleri seni heyecanlandırıyor mu?

Dijital çağda yaşıyor olmanın televizyon piyasasına da artıları olduğunu düşünüyorum. Teknolojiyi olumlu yönde kullanmak, izleyiciye daha kaliteli bir seyir zevki sunuyor. Ne kadar doğal bir yaşam akışı sağlayabilirsek, o kadar gerçekçi olabiliriz. Dünya sineması bu konuda bizden daha rahat ilerleme kaydedebiliyor, diyebilirim.

İzleyicilerin mesajları veya hayranlarının etkileşimleri sana nasıl bir his veriyor? Sosyal medya ve dijital platformlar, oyuncular için hem büyük fırsatlar sunuyor hem de bazen zorluklar çıkarabiliyor. Sen bu konuda nasıl bir denge sağlamaya çalışıyorsun?

Bir oyuncunun en büyük motivasyon kaynaklarından biri sevgi görmesidir. Çünkü kalabalığın içinde yalnız yürüyorsunuz. Hayranların göstermiş olduğu sevgi ve destek işimize çok olumlu yansır. Bir şeyleri başarmaya başladığınızın en büyük sinyalidir onlar... Onlar büyüdükçe siz de büyürsünüz, siz büyüdükçe onlar da büyür... Ben olumlu yönünden bakıyorum bu yüzden, negatif tarafından olabildiğince uzak kalmaya çalışıyorum.

Oyunculuk dışında ilgi duyduğun başka alanlar veya hobilerin var mı? Bize bunlardan biraz bahseder misin?

Futbol maçlarını izlemeyi çok seviyorum. Koyu bir Galatasaray taraftarıyım ve mümkün olduğunca maçları kaçırmamaya çalışıyorum. Bunun dışında, kişisel gelişim, meditasyon ve enerjiler üzerine çalışmayı seviyorum. Bir de profesyonel olarak bateri çalıyorum.

Oyunculuğa dair bir miti çürütecek veya yanlış bilgiyi düzeltecek bir şeyler söylemek istersen, ne söylemek istersin?

Taklit yapmak oyunculuk değildir. Oynamayı bıraktığınız gün oyuncu olursunuz. 

Oyunculuğun sana sağladığı en büyük kişisel veya profesyonel gelişmeler neler oldu? Bu deneyimler sana nasıl bir perspektif kazandırdı?

Oyunculuk, kendi farkındalığımı artırmada ve kendimi tanımada çok yardımcı oldu. Hayata farklı açılardan bakabilmeyi, olgun düşünebilmeyi öğretti. Profesyonel anlamda ise, insanlarla iletişimimi çok değiştirdi.

Son olarak, hayatın her alanında desteklenmenin hissinin büyük olduğuna inanıyorum. Bu sektörde, seni destekleyen veya işini kolaylaştıran kişiler var mı?

Sadece annem diyebilirim. Bugün buralara gelebilmemde tek büyük güç kaynağım oldu. Kararlarım da her zaman arkamda destekçi oldu. Ona çok teşekkür ederim.

Röportaj: Hande İpekgil

Fotoğraflar: Ediz Arslan 

Instagram

Twitter

Burak Vega Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti