Burak Öge Yazio: Neden İnsanlar Otoriteye Körü Körüne İnanır?

Birçok insan ne söylediğine bakılmadan kimin söylediğine bakarak o düşünceye inanma eğilimindedir. Birçok röportajlarda gördüğümüz durumda bu şekildedir. İnsanalar A parti lideri bunu diyor dediğinde karşı çıkarken, aynı sözü B partisi dediği zaman kabul etme eğilimde oluyor. Artık gerçekleri sorgulamadan insanlar inanma eğilimi içerisinde oluyor. Bu durumun iki sebebi olmaktadır. Birincisi, takipçisi olduğu liderin çekici özelliklerinin olması. İkincisi ise takipçilerin bağlılığı arttıran belli

özelliklerinin olmasıdır.

Otoriter Kişinin Çekici özellikleri

Otoriter kişilerin insanlara çekici gelmesini sağlayan kendilerine has özellikleri vardır. Bu yüzden insanlar otoriteye körü körüne inanma eğiliminde olurlar. Bu özelliklerden dolayı insanlar otorite figürüne sorgulamadan inanma eğilimde olurlar.

Otoriter çekici özelliklere sahip kişilere siyaset, iş, okul, takım ya da etnik gruplarda sıkça rastlanır. Şimdi bu gruplarda liderleri etkili yapan özelliklere yakından bakalım;

1.  Belirli değerlere, adetlere ve ideallere sahip olmak

Otoriter bir lider takipçilerinin genel özelliklerini çok iyi tanır. Takipçilerinin değer bildiği şeyleri önemser. Örneğin, aile kavramına, gelenek göreneklere ve dine önem verilen bir toplumda liderde kendi sloganını bu değerlere göre şekillendirir. Bu sayede ben de sizden birisiyim diyerek onlara kucak açmış olur. Takipçilerde bu tarz kişilere empati duydukları için o kişi rol model olarak seçerler ve sorgulamadan her söylediğine güvenirler.

2. Otoriter kişi ben merkezcidir

Otoriter liderler benmerkezcidir ve kendilerinin en iyisini bildiklerini söylerler.” Benim kültürüm, fikrim, değerim akla en yatkındır” düşüncesine sahiplerdir. Bu tutum aynı kişilerle çok fazla uyum sağlarken farklı kişilerle kargaşa ortaya çıkartır.

3. Korku kültürü

Otoriter kişilerin çoğunlukla başvurduğu yöntemlerden bir tanesidir. Takipçileri daha fazla korktuğu taktirde uyum davranışı o kadar artar. Örneğin, iş yerinden işten çıkarılmakla tehdit edilen bir kişi daha çok uyum gösterme eğilimde olacaktır. Aynı şekilde etnik gruptan dışlanmak, ayrıştırılmak da korku yaratacağı için kişiler bu durumdan kaçmak için daha fazla itaat edecektir. Bu korku kültürü aile ve romantik ilişkilerde çok sık yaşanır. Kontrolü elinde tutmaya çalışan kişiler karşısındaki kişiyi terk edeceğim sinyalleri vererek karşı tarafın uyum içerisinde olmasını sağlar.

Uluslar kapsamında ele alındığında, liderler ise ekonomik iflas, terör olayları vb. durumlarla algı yaratıp halkı panik içerisine sokar ve seçimlerini etkilemeye çalışır.

4. Ben daha üstün ve başarılıyım

Otoriteye sahip kişiler kendilerini diğer kişilerden daha üstün görme eğiliminde olurlar.

Otoriter kişiler kendilerinin yücelterek bu konuda ne kadar haklı olduklarını inandırarak takipçilerini ikna etmeye çalışır. Takipçiler hem otoritenin statüsüne hem de bilgisine güvenerek koşulsuz uyum içerisinde olurlar.

Örneğin; iş yerinde müdür, altında çalışan personellerine sürekli kendisinin daha çok şey bildiğini ve altında çalışan personelinin ise daha az şey bildiğini ima ederek personelin itaat etmesini artırır.

İtaati Arttıran Takipçilerin Özellikleri

Takipçilerin belli başlı özellikleri otoriteye karşı olan bağlılığı ve uyumu artırmaktadır. Aşağıda belirtilen özelliklere sahip olan kişiler daha fazla uyum ve bağlılık sergilemektedir;

1. Otoriter kişiliğe sahip olmak

Otoriter kişilik muhafazakâr toplum normlarına ve geleneklerine aşırı bağlı olan kişilerin özelliğidir. Bu kişiliğe sahip kişiler inandıkları şeylerin katı savunucu olan kişileri sorgusuz sualsiz bağlanma ve inanma eğiliminde olunur. Bu yaklaşım aşırı dindar olan kişilerde yaygın olarak görülmektedir.

2. Dış denetim odağı (external locus of control)

Dış denetim odağı olan kişiler itaat etmeye ve uyum sağlamaya daha fazla yatkındır. Bir başka deyişle, başlarına gelen olayların ya da şeylerin kendilerinin kontrolünde olmadığına inan kişilerin özelliğidir. Bir örnekle açıklarsak, yaşadığı bir felaketin ya da kötü bir deneyimin kötü şans ya da kaderi olduğuna inanma eğilimi. 

3. Düşük akıl yürütme becerisi

Yaşadığı olay ya da bir durum hakkında sebep-sonuç ilişkisini kurmakta zorlanan ve anlam veremeyen kişilerin itaat etme ve uyumu daha fazladır. Bu tarz kişiler yaşadıkları ya da duydukları şeyleri sorgulamadan inanma eğilimde olurlar.

Sonuç olarak, bireyler olarak bizim otoriteyi nasıl ele alacağımızı öğrenmemiz gerekir. Bir düşünce ya da fikri kimin söylediğinden ziyade gerçekler kapsamında değerlendirmek hem kişisel hem de toplumsal huzuru sağlamaya yardımcı olacaktır. Bir düşünceyi kimin söylediğinden ziyade o düşüncenin gerçekliğini tarafsız şekilde sorgulamalıyız. 

Instagram

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
Elektrik Faturasında Yeni Dönem: 1.050 Lira Üzerinde Tüketimi Olan Yandı!
59 Yıl Sonra Bir İlki Başardı: Kerem Aktürkoğlu Benfica Tarihine Geçti
YORUMLAR
31.03.2021

Özet : Dağdaki çobanla benim oyum eşit olamaz. Demokrasi cahil toplumlar çok ama çok tehlikelidir. Bu kafadaki insanların düşüncelerine saygı duymanın ülkeyi getirdiği durumu hep birlikte acı çekerek izliyoruz.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ