Burak Öge Yazio: Ekonomik ve Politik Stresin Etkileri ile Nasıl Baş Edilir?

Günümüzde doların yükselmesiyle birlikte birçok ürüne zam gelmektedir. Hal böyle olunca geleceğe dair endişeler artmaktadır. İnsan doğası kaygıları arttıkça azaltma eğilimi içerisine girer. Kaygı ile sağlıklı baş etmek için kendisini anlık haz yaşatacak durumlara yöneltir.  Anlık kaygı yatıştırıcılar size iyi hissettirse de uzun soluklu size zarar verir. Ekonomik ve politik kaygıların temellerini, nedenlerini, bize etkilerini ve nasıl daha sağlıklı baş ederiz onları konuşalım.

Öncelikle ekonomik ve politik endişenin mekanizmasını bir inceleyelim.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra erkek nüfusunun azalmasıyla birlikte insanlar neslinin tükeneceği endişesi ile çocuk sahibi olmaya başlamıştır. Aynı durum 2. Dünya Savaşı’ndan sonra da ortaya çıkmıştır. Hatta bu duruma babyboomer (bebek patlaması) denen bir kuşağın doğmasına sebep olmuştur. Bebek patlaması, bebek doğumlarında yaşanan ani patlamaların demografi terminolojisinde ve de halk arasındaki adıdır. Aynı durum Suriye savaşından sonrada ortaya çıkmıştır. Suriye savaşından önce doğum oranı 3 ile 4 arasındayken ortalama birden 7’ye fırlamıştır. Bunun konumuzla ne alakası var diyeceksiniz. Gelelim alakasına. İnsanlar savaş durumlarında canları tehlikeye gireceği için ve neslini bir sonraki kuşağa aktaramayacağı endişesi ile doğurmaya başlar ve kontrolsüz bir şekilde üremeye devam eder. Bu davranış farkında olmadan ilkel olarak gerçekleştirilir. Beyin kontrolsüzce “neslim tükeniyor harekete geç” mesajı verir.

Ekonomi korkusu da aynı mekanizmaya sahiptir. İnsanlar bugün kendileri için yarattığı konfor alanını yarın bulamayacağım endişesi ile hali hazırda çok fazla tüketim yapmaya çalışır. Beyin burada “yarın alamayacaksın harekete geç” mesajı verir. Son zamanlarda ev ve araba fiyatlarının artmasıyla birlikte bunların satışları da artmıştır. İnsanlar yarın araba ya da ev alamam korkusu ile bugün haddinden fazla kredi çekerek ev ve araba telaşına girmiştir. Aynı şekilde eğlence sektörü de nasibini almaktadır. “Yarın nasılsa eğlenemeyeceğim” endişesi ile daha çok kendisini eğlenceye vermektedir.  Bu iki konunun ortak noktası ise “bir şey azalmaya başladığında daha çok ulaşma arzusu” devreye girer.

Ekonomik ve politik kaygının yükselmesine sebep olan başka etkenlerden bir tanesi ise “doomscrolling” ve “FOMO” dur.

Nedir bu doomscrolling? Türkçesi felaket kaydırmasıdır. Sosyal medyada en kötü ve iç karartıcı haberleri bulana kadar ekranı kaydırma davranışı ve bu felaket haberlerini tüketmeye dayalı bağımlılık durumudur. Çünkü tehlikeyi takip etmek beyin ve sinir sistemimizin bir parçasıdır. İlkel zamanlarda insanlar kendilerini hayvanlardan ve diğer insanlardan koruma dürtüsüyle felaketi önlemek için tetikte dolaşırlardı.  Modern zamanda yaşasak da bu sistem işlevini hala korumaktadır. Zihnimiz fiziksel tehlikeler ve olumsuz haberler arasında ki farkı ayırt edemez. Bedenimiz savaş ya da kaç tepkisi ile sürekli tetiktedir. Bir olumsuz haber okuduğumuzda korku tepkimiz tetiklenir ve adrenalin hormonu salgılanmaya başlar. Daha sonra kendimizi korumaya almak için stresle başa çıkma hormonu devreye girer. Eğer kişi günlük hayatında aktif değilse, evden çıkmıyor ve sürekli bu tarz olumsuz haberleri inceliyor ve sosyal medyada vakit geçiriyorsa vücut yeteri kadar stres hormonu salgılamaz. Olumsuz haberlere maruz kaldıkça adrenalin yükselir ve az miktarda stres hormonu salgılanır. Kişi BÖYLECE depresyon ya da kaygı bozukluğu yaşamaya başlar.

FOMO (Fear of Missing Out) ise psikolojide fırsatı kaçırma korkusu olarak tanımlanıyor. Sosyal medyadaki gelişmeleri takip edememe endişesi ve gelişmeleri kaçırma korkusudur. Birçok insanın sahip olduğu bu endişe sürekli telefonlarına bakmasına neden olmaktadır. Günde 2 saatten fazla telefonuna ve sosyal medyaya bakar ve günlük olayları takip etmeye çalışır. Kişi hayattan kopmak istemez. Günlük olayları anbean takip eder.

FOMO ve doomscrolling bir arada insanlarda ekonomik ve politik stresin ortaya çıkmasına neden oluyor. İnsanlar gündemde neler oluyor merak ediyor ve daha çok olumsuz haberleri izliyor. Son zamanalar insanlar doların dalgalı bir hal almasıyla daha fazla Twitter’da güncel haber aramakta. İnsanlar hem gündemi kaybetmek istemiyor hem de daha fazla olumsuz haberlere maruz kalıyor. İkisi bir arada insan psikolojisini bir yıkıma sürüklemektedir.  Daha çok maruz kaldıkça baş etme mekanizmasını kaybetmekte. Sürekli felaket haberlerini takip etmelerinin bir başka sebebi ise kendilerine benzeyen ve kendisi gibi düşünen insanları arıyor olmasıdır. Benzer düşüncelere sahip insanları gördüğü zaman insan zihni kısa da olsa rahatlama yaşar. Ama maalesef çözüm değildir.

FOMO ve doomscrolling uzun süre sonra psikolojik rahatsızlıkların çıkmasına neden olur. Bu iki durumdan mustarip kişiler belli bir zaman sonra depresyon ya da kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıkların zeminini hazırladığı görülmektedir. Fomo ve doomscrolling bir tür bağımlılık kriterlerine girmektedir. Bağımlı kişilerde en sık tolerans geliştirme (doz arttırma), yoksunluk gösterme, sosyalleşmede azalma, fiziksel  ya da psikolojik rahatsızlıklar  ortaya çıkar.  Ayrıca psikolojik ve fiziksel ihtiyaçların karşılanmasında  azalma,  yalnızlık, yorgunluk, uyku ve dikkat problemleri gibi çeşitli rahatsızlıklar da ortaya çıkar.

Ekonomik ve politik stresle nasıl başa çıkarız?

İnsanlar bir yandan telaşlanırken diğer yandan bu telaşın rahatlığını arama eğilimine giriyor. Ekonomik kaygı ile aşırı tüketim ve gerekliliğinden fazla alışveriş yapılıyor ve stok yapmaya başlıyor. Hal böyle olunca bir sağlıklı bir de sağlıksız baş etme mekanizmaları devreye giriyor. Anlık haz ve rahatlama için yaptığımız satın alma davranışları, aşırı tüketim, sürekli sosyal medya inceleme, telefonu bırakmama gibi sağlıksız baş etmeler anlık iyi hissettirse de uzun vadede büyük zararlara neden olur.

Daha sağlıklı baş etme için;

1. Telefon ve sosyal medya kullanın azaltılması.

Bir anda kökten uzaklaşmak size çok yoğun kaygı yaşamanıza neden olabilir. O yüzden azaltarak bağımlılığınızdan kurtulmanız daha sağlıklıdır. Bunu yapmak için kendinize limit koyabilirsiniz. İlk gün ya da hafta sadece 1 saat bakma sözü vermelisiniz. Daha sonraki haftalar ise 30 dakikaya düşürebilirsiniz. Ya da gün içerisinde belli saatler arasında bakmak onun dışında elinize almamak gibi.

2. Olumsuz haberlerin paylaşıldığı sayfaları takipten çıkmak ya da susturmak. 

Çok fazla olumsuz haberlere maruz kaldığınızda maalesef kendinizi daha kötü hissedeceksiniz. Ne kadar az haber o kadar çok mutluluk demek

3. Aşırı ve gereksiz harcamalardan kaçının.

Günümüz şartları zorda olsa işinize yaramayacak ürünleri satın almaktan kaçının. “Ayağını yorganına göre uzat” atasözü bize burada çok şey ifade ediyor. Gelecek yıllarda nelerle karşılaşacağımız belli olmadığı için yüksek krediler çekerek ödeyemeyeceğimiz borçların altına girmelisiniz. Anlık haz veren alışkanlıkları en aza indirmelisiniz. Haftada 3 kez eğlenceye gidiyorsanız bunun sayısını azaltmak sizlere daha iyi gelecektir. Bir ürün satın alırken “benim buna ihtiyacım var mı?” sorusunu sorarak satın alın.

4. Okuduğunuz haberlerin doğruluğundan emin olun.

Sosyal medya da o kadar çok uydurma haber bulunmaktadır ki, çoğu kişi doğruluğunu teyit etmeden inanmaktadır. Bu tarz hezeyanlara kapılmadan araştırma yaparak doğru bilgiye ulaşmanız daha doğru adımlar atmanıza yardımcı olacaktır.

5. Para kazanacak eylemlere girişin. 

Sorunu düşünmek sorunun büyümesine sebep olur bu sebepten ötürü sizlerin daha fazla çözüm düşünmesi gerekir. Kendi yeteneklerini ortaya çıkart ve nasıl paraya dönüştüreceğini düşün. Hala harekete geçemiyorsan, senin iş dalında diğer insanlar neler yapıyor onları gözlemle ve ilk adımını oluşturmaya çalış. Bekledikçe daha fazla kaygılanmaya devam edeceksin. En küçük adımla eyleme başla.

6. Bilgi sermayedir. 

Bir işte çok bilgin olsun ki oradan para kazanmaya çalış. Yaptığın işte yeniklikleri sürekli takip et. Eski bilgilerinle sadece olduğun yerde ilerlersin. Yeni bilgilerle kendine yeni yollar ve fırsatlar oluşturursun.

7. Ruh sağlığın için kişisel gelişimine katkıda bulun.

Akıl sağlığını en iyi koruma yollarından bir tanesi ise günlük olarak kişisel gelişimine katkı sağla. Günde en az 15 video izle, kitap oku ya da sesli kitap dinle. 

8. Harekete geç. 

Beden tembelliği alışırsa içinden çıkamaz. Vücudunu günde en az 10 ile 15 dakika harekete geçir. Yürüyüşe çık, meditasyon, yoga, spor gibi aktiviteleri eksik etme.

9. Dengeli beslenme ve uyku. 

Sağlıksız yiyeceklerden uzak dur. Bolca meyve sebze tüketin. Günde en az 6 saat uykuyu ihmal etmeyin ve uyku hijyeninizi önemseyin.

10. Sosyal çevrenizi genişletin ve kaliteleştirin. 

Çok fazla insan demek çok fazla bilgi demek. Fakat bu sıradan şeyleri konuşacağınız kişiler olmamalı. Bilgi transferi yapacağınız insanları çevrenize toplamaya çalışın. Yakınınızdaki insanların sizleri geliştirdiğine emin olun.

Bu 10 maddenin her birini azar azar hayatınıza soktuğunuzda yavaş yavaş daha iyi hissetmeye başlayacaksınız. Fakat şunu unutmayın değişim bir anda olacak bir şey değildir. Bunun için azimli ve çalışkan olmalısınız. İlk adımı atmaya başladığınızda düzelmeler kendini gösterecektir.

Instagram

Popüler İçerikler

Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
Cübbeli Ahmet Çakarlı Araçla Geldiği Etkinlikte Şeriatı Savundu: Skandal Sözlere Tepki Yağdı!
YORUMLAR
24.01.2022

yazı fazlasıyla ilkel geldi bana. daha yaratıcı ve özel dokunuşlarla hayatlarımızda yazılarınız daha fazla dikkat çekebilir. Emeğiniz için teşekkürler.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ