İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Sanat Tarihi Derneği’nin konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı alıntılayarak şöyle dedi:
“Ayasofya’nın tarihi kapısının özel bir çaba ile tahrip edilmesi çok acı. Bu tahribatı yapan kişi veya kişiler kamera kayıtları ile tespit edilmeli. 1. Derece tarihi yapı Ayasofya’ya kasten zarar vermeleri nedeniyle konu 2863 sayılı Kanun 65. maddesi uyarınca savcılığa taşınmalı. Bu işlem tarihi yapıya kasten zarar verme ve tahrip etme suçudur. Kanunda karşılığı ‘iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası’dır.”
Binayı korumakla görevli olan bekçileri "başınızı kapatın, şortla girmeyin" diyen kıyafet bekçilerine çevirin, içeriye gerizekalı bir sürü insan bebek arabasıyla girsin, ondan sonra neden öyle oldu... Dünyanın en büyük kubbelerinden biri kesif ayak kokuyor, eminim ki fresklere bile sinmiştir. Zaten üç kişi namaz kılsın bahanesiyle güzelim binanın içine ettiniz, kapısının tahrip olması da dikilen tüyü olsun.
Bir yeri müzeden camiye çevirdiğinizde oranın bir sürü güvenlik önlemini de bertaraf etmiş olursunuz. Sonuçta artık gecenin bir yarısı bile ne olduğu belirsin insanların elini kolunu sallayarak girmesine izin verirsiniz. 1500 yıldır dimdik duran eseri 2 sene de pert etmeye başladılar.
Ayasofya camiye çevrilmiş, dünyanın en önemli mimari eserlerinden biridir. Toplu ibadet ihtiyacını karşılamak için değil bir "eser" olarak muhafaza edilebilmeliydi. Suleymaniye camii akustik olarak dünyada ender örneklerdendi. Annesinin mevlidi için restore etmeye kalktılar. Ve tabii ki bu işi bir bademe verdiler. Akustik gitti. Geri de gelemez. Tavandaki altın kaplamayi calmazlarsa ben de bisey bilmiyorum.