Buluşlardaki Gizli Kahramanlar: Tarih Kitapları Tarafından Hak Ettikleri Değeri Göremeyen Kadınlar

Kadınlar tarafından yapılan keşif ve buluşlar yıllardır görmezden geliniyor ve erkekler tarafından yapılanların gölgesinde bırakılıyor. Cinsiyet eşitliğine katkıda bulunmak için, yaşamımızı değiştiren ama tarih kitapları tarafından yeteri kadar değer görmemiş 7 kadın buluşunu sizler için derledik...

1. Margaret Hamilton (1936-):

1969 yılında, 2 astronotun Ay'a başaralı bir şekilde gittiği Apollo 11 uzay görevini duymayan birini bulmak oldukça zordu. Bütün medya, NASA ve görevde yer alan erkeklere yoğunlaşmıştı fakat tüm bunlar olurken, görevde bilgisayar uzmanı Margaret Hamilton gibi kadınlar da vardı. Hamilton ve ekibinin hazırladığı yazılım programı astronotların Ay'a başarılı bir şekilde inmesini sağladı. 

O günlere baktığımızda, bilgisayar teknolojisi oldukça farklıydı ve Margaret, yazılım kurmanın ve test etmenin oldukça zor olduğu oda büyüklüğündeki bilgisayarlara program yüklemek için onlarca delikli kartla çalışmak zorunda kaldı. Görselde ise, Margaret'ın yanında yazılım verilerinin de bulunduğu büyük kağıt yığınını görüyoruz.

2. Margaret Sanger (1879-1966):

Amerikalı feminist ve aktivist olan Margaret Sanger, annesi Anne'in zamansız ölümünün sebebi olarak, geçirdiği 11 başarısız hamileliği gördü. Claverack College'a giden ve hemşirelik eğitimi alan Margaret, çeşitli New York hastanesinde doğum hemşiresi olarak çalıştı. Medikal bakım üstüne geliştirdiği karıyeri, yoksulluk-doğurganlık ve gebelikte anne ölümü-yasa dışı kürtaj arasındaki ilişkiyi fark etmesini sağladı.

Margaret Sanger, doğum kontrolü terimini buldu ve kadınların gebelikten koruma hakları için mücadele verdi. Ebeveynlik hakkında yaptığı yayınlar ve broşürler ahlaksız bulundu ve hatta 1914 yılında İngiltere'ye kaçmak zorunda kaldı. 1916 yılında Amerika'ya dönen Margaret, ilk doğum kontrol kliniğini açtı. Tartışmalı mücadeleleri ve suçlamaların ardından; doktorların, kadın hastalarına doğum kontrolle ilgili reçete yazma hakkına sahip olmalarını sağladı.

3. Victoria Woodhull(1838-1927):

Amerikalı yenilikçi ve kadın hakları savunucusu Victoria Woodhull, 1872 yılında, Amerika'da başkanlık için adaylığını koymuş ilk kadın...

Güçlü hitabı ile sık sık halka açık konuşmalar yaptı ve kongreler düzenledi. Politik olarak daha aktif olma girişiminde bulunarak, Eşit Haklar Parti'sini kurdu ve siyasi grup seçiminde başkanlığına adaylığını koydu. 

İlişkileri ve radikal düşünceleri yüzünden toplum tarafından çok fazla eleştirildi. Bazı kaynaklara göre, 1872 seçiminde hiç oy alamadı. Başkanlık kampanyasında başarılı olamamasına rağmen Amerika'da başkan olmayı denemiş ilk kadın olarak tarihte her zaman yer alacak.

4. Rosalind Franklin(1920-1958):

İngiliz bilim insanı Rosalind Franklin, DNA ve virüslerin moleküler yapısını anlama konusunda çığır açan bir katkıda bulundu. II. Dünya Savaş'ı boyunca Londra hava akını gözcüsü olarak görev aldı. Aynı zamanda, karbon ve kömürün savaş ihtiyaçları için, İngiliz Kömür Kullanma Araştırmaları Birliğinde çalıştı. 

1951 yılında, Londra'da bulunan King's College'a gitti. DNA yapısı hakkında bilginin kısıtlı olduğu zamanda, çalışmalarına burada başladı ve kısa bir süre ardından X-ray metodu sayesinde  DNA'nın sarmal bir yapısı olduğunu keşfetti. İki zincirin birbirine bağlı olarak oluşturduğu ikili spiral yapının DNA modeli olduğunu ortaya çıkarttıktan sonra diğer bilim insanları da bu bilgiyi kullandı.

5. Chien-Shiung Wu (1912-1997):

Amerika'da doğan Çin asıllı nükleer fizikçi Chien-Shiung Wu, nükleer fiziğe ve Kolombiya Üniversitesi'nde yapılan Manhattan Projesi'ne büyük katkıda bulundu. Uranyumu zenginleştirmenin bir yolunu buldu ve denkliğin zayıf nükleer etkileşim için muhafaza edilemeyeceğini kanıtladı. 

Tsung-Dao ve Chen Ning Yang ile yürüttüğü nükleer çalışma, Yang ve Lee'nin 1957 yılında Nobel Ödülü almasını sağladı. Fakat ne yazık ki, o zamanlarda çoğu kadın bilim insanının da başına geldiği gibi ödüle dahil edilmedi. Cinsiyet eşitsizliğini oldukça farkında olan Chien-Shiung Wu; katıldığı bilimsel bir konferansta, 'Küçük atomların, çekirdeklerin, matematik sembollerinin veya DNA moleküllerinin maskülen veya feminen bir tercih yapıp yapmadıklarını merak ediyorum' dedi.

6. Nettie Stevens (1861-1912):

Biyolog ve genetik bilimcisi olan Amerikalı Nettie Maria, kromozomların cinsiyet belirleyici faktör olduğunu keşfeden ilk bilim insanlarından bir tanesi.1904 yılında, Thomas Hunt Morgan ile hücre bilimi ve rejeneratif süreç hakkında bir araştırma yönetti ve bu çalışma sonucunda Thomas Hunt Morgan, 1933 yılında Nobel Ödülünü aldı. 1905 yılında kurtçuklarla yaptığı çalışmayla, kromozomların kesin bir kombinasyonu olan X ve Y'nin cinsiyet belirleyici olduğunu buldu.

7. Barbara McClintock (1902-1992):

Amerikalı bir sitogenetikçi olan Barbara McClintock, mobil genetik elementlerini veya genomların farklı bölgelerinde ortaya çıkabilen 'sıçrayan genleri' keşfetti. McClintock, mısır çekirdeklerinin renk değişiklikleri üstünde yaptığı çalışma esnasında bunu buldu ve 1983 yılında Nobel Ödülü aldı. McClintock'ın mısırlarla yaptığı deneyler, genetik bilgilerin sabit olmadığını ve yanında bulunan genleri de etkileyerek kromozomlar arasında hareket edebileceğini ortaya çıkardı.

McClintock'ın buluşu zamanın ötesindeydi ve yıllar boyunca diğer bilim insanları tarafından kabul edilmedi. Bu durum karşısında oldukça sinirlenen McClintock, ders vermeyi ve çalışmalarının sonuçlarını yayınlamayı bıraktı. Çalışmalarının sonuçları; 1960'lı ve 1970'li yıllarda bilim insanları tarafından kabul edene kadar kullanılmadı.

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"