Cem Adler ve Armağan Uzun'un açıklamalarını okuyunca ne düşüneceğinizi şaşıracaksınız...
Cem Adler ve Armağan Uzun'un açıklamalarını okuyunca ne düşüneceğinizi şaşıracaksınız...
Fatma Adler, Bülent Ersoy'un konuk olduğu bir programa bağlanıp aynen şu sözleri söyledi:
'Ben Çeşme'de gümüşçülük yapıyordum. Cem Adler 17 yaşındaydı. Bülent Ersoy, dükkana uğramış. Bir de geldim Cem yok, alıp restorana götürmüş. Gittim beni almadılar... Bana korkma bir şey olmaz, sohbet ediyorlar dedi. Ben evime döndüm. O günden sonra birlikte gezmelere başladılar. Ben çok üzüldüm... O zamanlar yanlarında olmaya mecburdum. Oğlumu kaybetmemek adına yanlarında gözüktüm hep... Bizi tehdit ettin. Oğlumun yaptığı işlere engel oldun... Senin yüzünden oğlum homoseksüellikle suçlandı, iş kuramadı... Ve hiç sevmediği bir ülkeye, Almanya'ya gidip, 4 yıl boyunca psikolojik tedavi gördü.'
“Bülent'in benim elimden tutacağını zannediyordum. Beni kız arkadaşımla bastı. Aynı gece Bülent Ersoy'la nikahlanmaya zorlandım. Çünkü bu durumdan ancak öyle kurtulabilirdim. Evlendikten sonra ise sürekli evden kaçıyordum. Bülent beni buluyordu. Ben o dönem herkese farklı sebepten dolayı evlendiğimi söylüyordum. Kimine para için, kimine şöhret için diyordum ama asıl gerçek annemin evdeki baskısıydı.
'Ben insanlar için ancak milli piyangoyum, milli piyangoyu kaybettikten sonra böyle durumları yaratabiliyorlar. Bunlar hiçbir yerde dikiş tutturamamış, kaybetmiş insanların feryatları. Kesin ve net olarak ben insanlar için bir milli piyangoyumdur. Bir tek söz söyleyeceğim; 17 yaşındaki bir çocuk kanunlar çerçevesinde evlilik yapabilir mi? Kanunen ailesi izin vermeden evlenebilir mi? Demek ki ailesi imza vermiş de evlenmiş Cem Adler... Ben tabanca zoruyla mı imza attırdım bu insanlara? Şu anda neden ağlıyor? Ben mafya kadın mıyım? Hadi mafyayım, şimdi bunları söylüyorken korkmuyor mu? Aldatıldığım için ayrıldım dedim ama asıl şeyleri söylersem... Bana yakışmaz içimde tutacağım.”
'Ayrılmalarını istemiyorum, oğlum da istemiyor. Ben oğluma da eşine de hak veriyorum. Çünkü Armağan, evlendikleri günden beri Bülent Hanım'la birlikte olmadı, karı-koca ilişkisi yaşamadılar. Oğlum kendisini hazır hissetmiyordu. Bülent Hanım'dan sadece hoşlanıyordu. Yaşı küçük olduğu için hemen evlendi. Bize sürekli hediyeler alıyor, en son bana pırlanta yüzük getirdi. Ayrıca İzmir'de benim üzerime bir ev satın aldı ve oğlumun kullandığı Mercedes'i de benim üstüme yaptı.'
'Bülent Ersoy ile yarışmada tanıştım. Benden hemen etkilendi. ‘Sana 10 puan verilmez mi’ diyerek ilk canlı performansımda bana 10 puan verdi.
Daha sonra kim olduğunu bilmediği biri beni telefonla aradı, ‘Bülent Hanım senden elektrik alıyor. Sen ne düşünüyorsun’ diye sordu. O an çok şaşırdım. Ne diyeceğimi bilemedim. Bu kişi daha sonra yine aradı. ‘Bülent Hanım seninle birlikte olmak istiyor. İyi düşün kabul et.
Etmezsen sen bilirsin. Yarışmadan diskalifiye olursun. Piyasadan silinirsin’ gibisinden bir şeyler söyledi. O gün telefonda kitlenip kaldım ama sonra görüşmeyi kabul ettim. Çünkü arkamda öyle bir güç olmasını istedim. Sonuçta bu tarz yarışmalara katılanların hiçbirinin durumu iç acıçı değil. Bana albüm sözü verdi. Hemen evlenme teklif etti. 07.07.2007 tarihinde benimle evlenmezsen bu ilişki biter’ dedi.
Bana müzik hayatımda gelecek vaat eden biri vardı karşımda.. Ya teklifini kabul edip iyi bir yere gelecek, ya da bu piyasadan silinecektim. Çaresizlikten evlenme teklifini kabul ettim ama daha sonra çok pişman oldum.”
17 yaşında çocuk, elli yaşında sübyancı zihniyetin kurbanı olmuş.
Cem Adler'in afterına hazırlıksız yakalandım.
Ne kadar rahatsız edici ve itici gözükse de Bülent Ersoy'a biraz acımadım değil. Kadın çaresizce sevecek birisini aramış, hatta kendisini seviyormuş numarası yapan birine bile razıymış belli ki. Asıl iğrenç olan Cem Adler'in anası olacak kadının yaptıkları. Resmen küçücük oğlunu para ve mal karşılığı başkasına satmış. Adamda diyor zaten Bülent'den çok annemin baskısı yüzünden birlikte oldum diye.