1954 yılında katıldığı Cumhuriyet Halk Partisi’ne yıllarca hizmet etti, 1957’de Ankara’dan milletvekili seçildi ve Türkiye için bambaşka bir siyaset defteri açıldı.
Kurucu meclis üyeliği yaptığı ve yıllar boyunca farklı şehirlerden milletvekili seçildiği CHP’nin 33 yıllık başkanı İsmet İnönü’yü devirdi ve 1972 yılında partinin başına geçti.
1960 ve 1961 yılında kurucu meclis üyeliği görevini yürüten Bülent Ecevit, 1961 yılında Ankara’dan ve 1965 yılında Zonguldak’tan milletvekili seçildi. 1961-1965 yılları arasında İsmet İnönü başbakanlığında Çalışma Bakanı olarak görev yaptı. İşte bu dönemde Türkiye değişimle tanışmaya başladı: Toplu sözleşme ve grev hakları yasalaştı, sendika özgürlüğü sağlandı, çalışma hakları ve sosyal güvenlik genel anlamda genişletildi. 1966 yılında başladığı parti genel sekreterliğini, 1971’de askeri yönetimce oluşturulan hükümete katkıda bulunulduğu gerekçesiyle bıraktı.
Genel başkan olduğu ilk seçimde oyların yüzde 33’ünü aldı, 1974 yılında başbakan oldu ve bu ilk döneminde Kıbrıs Barış Harekatı ile Türk tarihine silinmez bir iz bıraktı.
Ve 12 Eylül1980 askeri darbesiyle siyaseten yasaklandı, Hamzaköy'de gözetim altında tutuldu, yargılandı ve mahkum edildi.
Askeri yönetimin siyasal çalışmalarını yasaklaması üzerine genel başkanlık görevini bıraktı, ‘Arayış’ dergisiyle siyasal yaşama katkılarını sürdürdü ancak bu dergi de askeri rejim tarafından kapatıldı.
Yasaklı olduğu dönemde eşi Rahşan Ecevit’le birlikte Demokratik Sol Parti’yi kurdu ve 1987’deki halk oylamasıyla siyasal haklarına yeniden kavuşunca partinin genel başkanlığına seçildi.
1991 yılında Zonguldak’tan milletvekili seçilerek meclise yeniden girdi, 1997-1998 yılları arasında kurulan hükümette başbakan yardımcılığı yaptı, 28 Şubat sürecinde kurulan Mesut Yılmaz başkanlığındaki hükümet gensoru ile düşürülünce 1999’da kurulan azınlık hükümetinin başbakanı oldu. Dördüncü kez oturduğu başbakanlık koltuğunda Türkiye tarihine damgasını vurdu ve PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’ın Kenya'da yakalanarak Türkiye’ye getirilmesini sağladı.
1999-2002 yılları arasında MHP ve ANAP ile birlikte kurduğu 57. hükümetin başbakanı olarak görev yapan ve bu dönemde sık sık eleştirilen Bülent Ecevit’in en önemli özelliği hatalarıyla ve yanlışlarıyla barışık olmasıydı.
19 Şubat 2001 günü gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile arasında bir tartışma yaşandı, anayasa kitapçığının fırlatıldığı bu tarihi olay sonrası Türkiye büyük bir krize sürüklendi.
Borsa düştü, repo faizleri fırladı, döviz önünü alamayacak şekilde yükseldi, yüz binlerce insan işsiz kaldı ve krizin tüm faturası Bülent Ecevit'e kesildi.
Uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Danıştay 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in cenazesinde beyin kanaması geçirdi ve 5 Kasım 2006 günü aramızdan ayrıldı.