Buket Harıkçı Yazio: Eylül’e Dönüş

Selam.

Kendimi bir süreliğine sessize almışım haberim yok.

Kafa tatili miydi, yazı yazacak ilhamın gelmesini beklemek miydi bilmiyorum ama işte Eylül, işte yeni yazımla ekranınızdayım.

Sohbet etmeye geldim.

Şimdi bir kahve yapıp geliyorum ve arkadan bir şarkı seçeyim izin verin.

Evgeny Grinko’dan açtım.

Ne zaman bir şey dinlemek istesem bestelerinde sözü olmayan bu ezgilere gidiyor elim.

Sözlerini bana yazdırıyor diye olabilir mi? Siz de deneyin. Müziklerin içinde, tuşlarda, tellerde gezerken seçtiğiniz kelimeler neler? Kendinizi o kelimelerin içinde nereye yazıyorsunuz, duygularınızı tanımlayacak harflerinizin içi nelerle dolu?

Şimdi dün yaşadığım hatta fark ettiğim bir durumdan söz edeyim.

İstinye’de bir Avm’deydim.  

Arkadaşımla yalnızca o dükkan, bu marka, şu yeni sezon sohbetlerini ettiğimi düşünüyorsanız yanılırsınız. Biz hayallerimizden, hayal kırıklıklarımızdan, yeni bir ilişkiye başlayan arkadaşımızın heyecanlı anlatımından, derslerimizden, eğitimlerimizden de bahsediyorken bir anda ikimize birden bir farkındalık geldi; Avm’nin bizim üzerimizde bıraktığı fiziksel değişiklik.

“Bir saniye benim başım ağrımaya başladı” derken yakaladım kendimi.

O da ‘’Evet bende de bir şeyler oluyor’’ derken çoktan içimde cevapları bulmuştum.

Meditasyonlarımda en çok ‘’5 duyu farkındalığı’’ üzerinde yoğunlaştım tüm yaz boyu.

Dokunma, görme, koklama, tatma ve ses.

Avm’nin tüm bu duyuları nasıl hırpaladığını anlamış ve bunu fark edip  neden orada kalmaya devam ettiğimi sorgulamadan, direnmeden süreci özümsemeye devam ettim.

Binanın içindeki elektrik, ışık, dükkanlardan yükselen müzik, her dükkana has koku, seçenekler arasında dolaşırken dokunduklarımız, gereksizce aldığımız uyaran bilgiler bize kendimizi bir an için ‘’sosyalleşiyoruz biz’’ hissini verse de; bu kadar uyaranın içinde hafızamızı, dikkatimizi bozduğumuzu bunu bir yaşam şekline dönüştürdüğümüzde başımıza neler geleceğini zamanla anlayacağız.

Seçenekler çoğaldıkça ihtiyaçlarımızın sonunun hiç azalmadığını, kaç kapaklı dolaplarımız tıka basa doluyken ‘’giyecek hiç bir şeyim yok’’ cümleleriyle arsızlığımız ve Avm’ye  varmak için çektiğimiz trafik çilesinin farkına varmadığımız sürece biz sosyalleştiğimizi düşünmeye devam edeceğiz.

Ayağımız topraktan, kulağımız rüzgardan uzaklaştıkça aç gözlülüğümüzde artıyor, kibrimiz de…

“Hadi bir yere oturup bir şeyler yiyelim” dedik ve o kadar seçenek arasında kaç dakika uğraştığımızı birisi gelsin anlatsın Afrika’da aç kalan çocukları düşünürken bize…

Hayır amacım vicdan yaptırmak veya arabesk olmak değil ama biraz fazla olmaya başladı onu ifade etmeye çalışıyorum.

Hasta ediyoruz kendimizi, bağımlısı oluyoruz bir şeylerin.

Bunları fark ededuralım size belki daha önce karşılaştığınız belki ilk kez burada okuyacağınız bir yazıdan bahsedeceğim. Söyleneni Columbia Üniversitesi’nin Nobel ödüllü öğretim üyesi Prof. Stiglitz’in yazısı şöyle başlıyor:

‘’Merhaba Ben Kapitalizm!

Küçük kızlarınızı Barbie bebeklerle büyüttüm, bugün sizden estetik operasyon için para istiyorlar diye neden şaşırıyorsunuz!

Çıkarlarım uğruna kocaman bir moda endüstrisi yarattım! İstediğimi de elde ettim, 17 yaşındaki kızların çoğu dış görünüşlerinden rahatsız.

Ben Kapitalizmim! Bir kadının bir moda dergisini 15 dakika karıştırması kendi vücudunu beğenmemesine yetiyor!

Ben Kapitalizmim ve bakış açınızı öyle bir değiştirdim ki, hırsız bir CEO’nun hayat hikayesi sizin için “azim ve başarı hikayesi” olabiliyor.

Ben Kapitalizmim ve ortalama bir insanın günde 5.5 saat TV izlediği, kitap okumadığı, tiyatro ve sinemaya çok az gittiği bir toplumda alaşağı edilmek gibi bir kaygım yok!

Ben Kapitalizmim ve Steve Jobs tabii ki çok önemli biriydi, ancak %1’inizin ihtiyacı olan makineleri 3. Dünya Ülkelerinde, ucuz işçilerle üretmekte çok başarılıydı…

Elbette bütün kapitalistler birer “aziz” gibi konuşacaklar, tıpkı Bill Gates gibi, 150 milyon dolarlık 66.000 m2 bir evde yaşayan bir aziz!

Ben Kapitalizmim ve benim yüzümden ortalık miras kavgaları yüzünden kanlı bıçaklı olmuş akrabalarla dolu.

Her yıl 20 milyon çocuk açlıktan ölürken siz bir koşu bandının üstünde fazla yağlarınızı eritmek için ter döküyorsunuz!

Ben Kapitalizmim ve benim yüzümden dünyada 600 milyon obez ve 1.4 milyar aç insan var!

Ben Kapitalizmim ve Starbucks için kahve üreten bir çiftçinin oradan bir bardak kahve satın alabilmesi için 3 gün çalışması gerek!

Ben Kapitalizmim ve Uzak Doğu’da 12 -18 yaş arası kızlar $200 gibi komik bir paralarla seks kölesi olarak satılıyorlar.

Ben Kapitalizmim ve “serbest piyasa ekonomisi” dünyanın en büyük yalanı.

Ben Kapitalizmim ve Amerikalıların % 24’ü eğer milyarder olmaları için bütün ailelerini reddetmeleri gerekecekse, bunu yapabileceklerini söylüyor.

Ben Kapitalizmim ve kadınlara sesleniyorum!

Lütfen birer obje haline geldiğinizi aklınıza getirmeden Victoria’s Secret’a koşun. Victoria’s Secret ülkelerine Türkiye de eklendi, avuç içi kadar çamaşıra $80 verince çok mutlu olacağınızı garanti ediyorum!

Ben Kapitalizmim ve 15 yaşındaki bir çocuğun iPad alabilmek için böbreğini sattığını duyunca zevkten dört köşe oldum!

Ben Kapitalizmim ve Madonna’nın sadece Londra’da 8 evi var, ortalama 600 evsize barınak olabilecek büyüklükte.

Ben Kapitalizmim ve Tayland’da Disney fabrikası için çalışan bir çocuğun Disneyland’e girecek parayı çıkarması için 55 gün çalışması gerek.

Afrika kıtası dünyanın altın rezervlerinin % 90’ını elinde bulundurmasına rağmen, dünyada sadece 4 tane Afrikalı milyarder var.

Ben Kapitalizmim ve Afrika kıtasından her sene $8.5 milyar değerinde pırlanta çıkıyor, kıtanın açlık sorununu çözmeye yetecek miktar…

Ben Kapitalizmim ve siz pırlantalara bayılırsınız,

Hindistan’da 1 milyon kişi günde 1.2 dolar kazanarak o pırlantaları üretiyorlar.

Dünyayı sarışın kadınların güzel olduğuna inandırdım, bu yüzden Asya kıtasında 300 milyon kadın düzenli olarak beyazlatıcı sabun kullanıyor.

Ben Kapitalizmim ve sizin hayatlarına özendiğiniz Hollywood yıldızlarının % 64’ü kokain bağımlısı.

Ben Kapitalizmim ve yılda 20 milyon çocuk açlıktan ölürken siz aynı tişörtü haftada iki kez giymeye utanıyorsunuz.

Ben Kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz, artık farkına varın, taptığınız tek tanrı benim!

Ben Kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz, Müslümanlar 5 yıldızlı Kabe manzaralı otellerinde, “ibadet” ederlerken?

Ben Kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz, bütün dünya Hıristiyan bayramı Noel’i sırf alışveriş yapıp eğlenmek için “kutlarken”?

ABD’de 7 milyon evsiz insanın olduğundan kimsenin haberi yok çünkü TV’de gördüğünüz Amerika’ların hepsi havuzlu villalarda yaşıyorlar.

Ben Kapitalizmim ve yine başardım! Bütün kadınları dolapları tıka basa dolu olduğu halde giyecek hiçbir şeyleri olmadığına inandırdım.

Dünya nüfusunun % 50’si dünya kaynaklarının ve zenginliklerinin % 1’ine sahip.

Dünya nüfusunun % 1’i dünya kaynaklarının ve zenginliklerinin % 50’sine sahip.

Ben Kapitalizmim ve bankacılar benim evlatlarım.

Amerikalıların % 85’i eğer ekonomik durumlarını iyileştirebilecekse faşist bir hükümeti seçebileceklerini söylüyor. İşte bu kapitalin gücü!

Sizi özgür bırakmayan, fikirlerinize sansür vuran, en sonunda polis kurşunuyla öldüren bir devleti kendi elinizle kurmanız ne tuhaf?

Sizin ağzınızı burnunuzu kırıp hapse tıkmaları için bir devlet kuracak parayı, kendi vergilerinizle sağlamanız ne kadar tuhaf?

Amy Winehouse gibi bağımlılara acırken, hepinizin birer bağımlı olduğunu unutmanız ne kadar komik!

Zavallı tüketim bağımlıları…’’

Ne eklemek ne eksiltmek mümkün.

Hepimiz bu cümlelerin içiyiz, bu cümlelerin içinde akan giden hayatlarız.

Farkına varıp hiçbir şeyi değiştirmeyen olup, söylenip, sızlanıp köşede oturuyoruz.

Birisi bizim adımıza karar alıp bedenimize zihnimize uyarlasın diye bekliyoruz.

Hepimiz söyleniyor ama bir yeniliğin oluşması için yerimizden kalkmıyoruz.

Öylesine bırakmışız ki ipleri birilerine, vazgeçişimizin altında güzellik arayacak kadar kişisel gelişimizi tamamlamışız.

Eylül’e söyleyeceklerim var;

Lütfen atlattığımız doğal afetleri, hala içinde olduğumuz salgından kalan hislerimizi, kış hazırlıklarımızı, eğitim-öğretime başlayanlarımızı ve buna benzeyen tüm deneyimlerimizi gözden geçirmemize ve yenilenebileceğimiz kararlarımıza desteğini sun.

Yapraklarını sarartırken içimize renk ol.

Üşütmeye başlatacağın zaman içimizi sevdiklerimizin sohbetleriyle ısıt.

Davranışlarımızı ve düşünce biçimlerimizi dönüştürebileceğimiz, yenilenmenin keyfini çıkaracağımız enerjiyi akıt içimize.

Sporumuzu, düzenli beslenme alışkanlıklarımızı yaşamımızı daha yaşanabilir yapmak için tut listemizde.

Kitaplar bitirt, yazılar yazdırt, müzikler dinlettir bize.

Yaşamımızın sevincini arttır, sonuçlanmasını beklediğimiz projelerimize hız ol, sevdiklerimize ‘’Seni Seviyorum’’ diyebilecek ses ol bize.

Sevgilerimle…

Instagram

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti
Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!