Buket Ertuğrul Candemir Yazio: Yaşama Uyum Sağlatan(!) Sınav, LGS

İlber Ortaylı son söyleşi kitabında İngilizce karşılığı ‘survive’ olan ‘idame-i hayat’ tan sıkılıkla bahsetmiş. Hayatını devam ettirme, yaşamını sürdürme olarak açıklayabileceğimiz bu kelimeler daha derinde, değişen ortam şartlarına uyum sağlayabilme anlamlarını karşılıyor.

Özellikle sanayi devriminin etkisiyle 20. Yy’ın sonlarına 21’ in başlarına doğru, değişen dönem ihtiyaçları ile bir uyumsama süreci başladı.

Yeni durumda fabrika üretim sistemlerine uyum sağlamış, dört duvar içinde yaklaşık 10 saat kalabilecek, öğle mesaisine çıkıp yemek yiyecek, dönüp ikinci bölümü tamamladıktan sonra eve gidecek ve bu eylemleri döngüsel olarak devam ettirecek insan kitlelerine ihtiyaç vardı. Bununla birlikte kitlelere yön verebilecek uzmanlıkta akademik başarıya sahip insanlarda yetişmeliydi. Dolayısı ile oluşturulan eğitim sistemi bu ‘survive’ üzere kurgulanmıştı. Çocukluk çağının yaşanması gerekenleri, bilye takası yapar gibi okul binaları içinde sınırlandırılmış eğitim sistemi ile yer değiştirmiş, insanlar üniversiteli olmaya özendirilirken buna giden yolun çok soru çözmekten geçtiğine de inandırılmıştı. 

Zamanla eskiye nazaran daha yüksek bir ivme ile gelişen teknoloji, otomasyon sistemleri ile insanın üretimdeki yerini bir kez daha değiştirdi. Bilgiye erişimin kolaylaşması idame-i hayat ı güncellememizi sağlattı. İş dünyası sorumluluk alabilen, yaratıcı, yılmazlık gibi kişisel becerilerin yanında duygudaşlık (empati), takım çalışması gibi sosyal becerileri de arar oldu. El becerilerinin eksikliği derinden hissedilmeye başlandı. 

Günümüz dünyasının birçok ülkesi bu derin değişimin de, var olan eğitim sistemlerinin bu değişime yanıt veremediğinin de farkında. 

Peki, biz bu fark edişin neresindeyiz? Çok uzağa gitmeden birkaç gün önce sonuçları açıklanan LGS sınavına bakıverelim.

Beceri değil de beceri temelli soru öğretiliyor!

Sonuç ortada! 

Bakınız 2022 LGS sınav raporu, sayfa 28: matematikten sorulan toplamda 20 soruya 10 ve 10 un üzerinde doğru cevap verenlerin yüzdesi; 13,86.  Daha iyi olmakla birlikte diğer derslerdeki başarı seyri de üç aşağı beş yukarı bu biçimde (Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük derslerindeki başarı bu seyrin aksinde). 

Raporun detayı için link.

Sınava katılan 1.031.799 öğrenci olduğunu göz önüne alın ve tabloya yeniden bakın, ne görüyorsunuz? Bu işte bir yanlışlık yok mu?

Biz bu çocuklara ne kadar beceri temelli eğitim veriyoruz da beceri temelli soru soruyoruz? Ya da sorularımız ‘ezberletilmiş beceri temelli sorular’ mı?  Öyle ise bunun onlara faydası ne? Tam da ergenlik sürecinin sorunlarına soyunan bu çocuklara ‘ben başarısızım’ algısı oluşturduğumuzu ve bu öğrenilmiş çaresizliği onlara ömürlük armağan ettiğimizi görebiliyor muyuz?  Çok üzgünüm ama yaklaşık 850.000 çocuğumuz bu yılda, bu duyguyla çıktı bu sınavdan.

Çeşitli ülkeler ‘rethinking education/ eğitimi yeniden düşünmek’ adı altında konferanslar düzenliyor. Herkesin derdi aynı, yeni nesil için yeni Dünya için yeni eğitim anlayışı nasıl olmalı? 

Yöntem belli aslında, bu soruya cevabı tüm paydaşlar kafa yorduktan sonra otoritelere sunup ortak akılla oluşturulacak yeni sistemler kurgulanmalı. 

Bu yıl net olarak gördük ki; pandemi kapanmalarından dönen çocuklarda neredeyse yarım dönem devam eden okula uyum sağlama sorunu yaşandı. Demek oluyor ki eski dikişler entariyi kurtarmaz olmuş. Yeni nesil kendi hayatta kalma koşullarını kendisi üretmiş bile. Çağın ihtiyaçlarını yeni neslin beklentileri ile harmanlayan sistemler bu yarışın galibi olacak besbelli. 

Bu galibiyet keşke bizim olsa.

Yani umarım, inşallah, lütfen, acil. 

Instagram

Twitter

Facebook

Popüler İçerikler

"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"