Cumhurbaşkanı Erdoğan el attığı her meseleyi daha da büyük bir sorun haline getiriyor. Var olan sorunları çözmeye kalktığında toplumu daha da ayrıştırıyor.
Çünkü meseleleri ele alış biçimi, üslubu ve bu yaklaşımıyla yarattığı ‘Kendi çıkarı için yapıyor’ algısı, iyi bir şey yapsa bile toplumun bir kesiminde yapacağı o işe karşı güçlü bir direncin oluşmasına neden oluyor. Onun bu tarzına, üslubuna, var sayılan niyetine, yaklaşımına duyulan öfke ve nefret, el attığı konulara, o konuların aktörlerine öfke ve nefrete dönüşüyor.
Son olarak bunu Suriyeliler meselesinde gördük.
“Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık vereceğiz”, “Boş TOKİ konutlarına Suriyelileri yerleştireceğiz” sözleri birdenbire Suriyelileri toplumda nefret odağı yaptı.
Daha birkaç ay önce AB’ye, “Kızdırmayın beni, mültecileri otobüslere doldurur kapınıza gönderirim” diyen bir siyasetçinin, meseleyi vatandaşlık vermek gibi en uç noktaya taşıması hakikaten de sorun. Çünkü bu savrulmalar meseleleri kendi siyasi çıkarının malzemesi yaptığının bir göstergesi.