Britanya’daki referandumda, iki büyük parti, kendi içlerinde bölündü. Tory’ler (muhafazakârlar) öteden beri AB konusunda gönülsüz, isteksizdir. Ama Cameron başta olmak üzere, “kalalım” tutumunu savundular. Şüphesiz parti destekçilerinin çoğu da onlar gibi davrandı.
Britanyalı, özellikle İngiliz, adalıdır, ayrıca imparatorluk sahibidir. İmparatorluk geçmişte kaldı ama verdiği büyüklük duygusu kolay kolay geçmez. İngiliz, AB gibi “kendi üstünde” otoriteye gelemez. “Önderlik” yapmak üzere “kıtalı” ile yan yan yana gelebilir; ama Amerika’dan başkasının kendine önderlik yapmasından hoşlanmaz - Amerikalı da ne olsa, Britanyalı’nın uzantısı.
Bunlar “ayrılalım” dedi.
Labour, bu Avrupa konusunda daha AB’ci bir tavır alagelmiştir ama bütünüyle öyle değildir. Britanya’nın AB’ye katılmasından bu yana, Labour tabanının AB’ye bakışı çok daha fazla bozulmuştur. Onun için vardığımız bu noktada, verilen oyda, Muhafazakârlar’dan çok Labour tabanının etkili olduğunu söyleyebiliriz.