Dokunulmazlıkların bütünüyle kaldırılıp, sonra olduğu gibi yeniden ihdas edilmesinin hem anayasaya aykırı olduğunu haklı olarak ilan edip hem bu değişikliğe evet oyu verme çağrısında bulunan bir ana muhalefet partisinin olduğu ülkede, siyasal alan sadece iktidardaki güç tarafından lağvedilmiş sayılmaz. Anayasanın her gün Cumhurbaşkanlığı makamı tarafından açıkça ihlal edildiği, fiili başkanlık rejimi adı altında, güçler ayrılığı ve parlamenter rejime karşı kesintisiz darbe politikasının uygulandığı bir ortamda, ana muhalefet partisi de anayasanın ihlal edilmesi suçunun artık ortağıdır. “Bize teröristleri destekliyorlar, derler” endişesi içinde alınmış, “susun bir bildiğim var” palavrasıyla paketlenmiş, bir sosyal demokrat parti için utanç verici olan bu karar, Türkiye’de neden otoriterizmin süreklilik arz ettiğini aydınlatan anlamlı vakalardan biridir.
Siyaset sadece kısa vadeli taktiklere, ayak oyunlarına, arkası düşünülmeden can havliyle yapılan hamlelere indirgendiğinde, güçlünün at koşturduğu bir oyun alanına dönüşür. Güç politikasının bütünüyle emrine girer.