Ne gündü ama... Mahkeme heyeti karar için birkaç saat ara verince, çay içmeye dışarı çıktık.
Yanımda Dilek ve CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek vardı
C Kapısı’ndan çıkınca merdivenlerin başında NTV muhabiri Yağız Şenkal karşıladı bizi... Ne olduğunu sordu, mahkemenin ara verdiğini söyledim
Birlikte merdivenleri çıktık.
Gazeteci ve kameraman arkadaşlar orada bekliyordu. Dilek ve Muharrem Bey ilerlerken ben basına bilgi vermek üzere kameralara doğru yürüdüm. Onlar da bana doğru yöneldiler.
Tam o sırada onların hemen arkasından birinin, “Vatan hainisin” diye bağırdığını duydum
Birkaç metreden gördüğümse, kindar bir yüzdü; yeni nesilden..
Sonra bir tabancanın parıltısı ve patırtısı...
Havaya dağılan barut kokusu...
O sırada refleks halinde Yağız’ın yanına, polis bariyerlerine doğru seğirttim.
Yağız, “Hedef sensin, uzaklaş” diye bağırıyordu
Birkaç metre uzaklaşıp geriye döndüğümde birkaç silahlı adam daha gördüm. O telaşta bu sivillerin saldırgan mı, polis mi olduğunu anlayamadım. Sonradan koruma olduğunu anladığım birileri beni hızla oradan uzaklaştırırken geriye bakıp Dilek’i fark ettim.
Saldırganın yakasına yapışmış, ceketini çekiyordu.