Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı daha geride kaldı. Bu 23 Nisan’da da çocuklarımız hem siyasetle hem de onlar için tertiplenmiş eğlencelerle coşma imkânı buldu. Ufaklıklar yine devletin zirvesindeki koltuklara oturup cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, meclis başkanı ve vali gibi demeç verip özgürlük, hukukun üstünlüğü, milli bağımsızlık ve temsili demokrasi gibi kavramlara vurgu yaptılar. Bizler de bir kez daha bugünün miniklerinin yarının bilinçli vatandaşları ve sorumluluk sahibi kamu görevlileri olacaklarına dair umudumuzu tazeledik.

Bu ortamda, Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarında hayatını kaybedenlerin anısına saygı göstermek için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki 23 Nisan resepsiyonunun iptal edilmesi ilk başta çok ses getirmemişti.

Dokunulmazlık dosyaları ve yeni anayasa nedeniyle siyasette bu yaz sıcak geçecek.

AK Parti’de ilginç şeyler oluyor. AK Parti geleneğinde görmeye alışık olmadığımız gelişmeler yaşanıyor. Görünen o ki, bu yaz AK Parti açısından sıcak geçecek.

Zaten dokunulmazlıklar ve yeni anayasa nedeniyle önemli gelişmeler bekleniyordu.

Ama siz asıl AK Parti’deki sürprizlere hazır olun.

Çünkü 29 Nisan tarihli MKYK toplantısı, bir kırılma noktası oldu.

AK Parti siyaseti açısından artık bir 29 Nisan öncesi var, bir de 29 Nisan sonrası.

O nedenle, AK Parti’deki gelişmeleri büyük bir dikkatle izlemekte yarar var.

İktidar partisi olması nedeniyle AK Parti’deki gelişmeler aynı zamanda siyasetin seyrini belirleyecek.

Bu yaz siyaset çok şeye gebe.

Geçen haftasonunu Kilis’te geçirdim. İnsanların IŞİD militanlarının sınırın öte tarafından fırlattıkları söylenen füzeler yüzünden kâbusu yaşadığı ilimizde. Ocak ayından bu yana 18 insan roketler yüzünden can verdi. Dün yine roketler düşerken, üstüne Gaziantep’te Emniyet Müdürlüğü’nü hedef alan IŞİD saldırısı geldi... 

Türkiye, AKP hükümetinin Suriye politikasıyla içten içe zehirleniyor. Memleket kimin eli kimin cebinde olduğu meçhul bir biteviye kriz haline teslim ediliyor. Bombalar Ankara ve İstanbul gibi büyük kentleri hedef almadığı sürece kimsenin umurunda olmuyor. 

***

Kilis’te tepesine füze düşenlerin ailelerinin söylediği bir şey aklımdan çıkmıyor: “Roketler Kilis’e düşüyor deniliyor, burası Türkiye, roketler Türkiye’ye düşüyor!” Gel de bunu sorumluluk hissini her vakada klişe beyanatlar vermek zanneden bir siyasal zihniyete anlat!

Nobel Ödülü’ne aday gösterilen Kilis’teki bayram havası yerini büyük tedirginliğe bırakmış durumda. Milli güvenlik konusunda kalıcı çözümler üretilememesi halinde Kilis ve Kilislileri zorlu süreç ve günler bekliyor...

AB Bakanı Volkan Bozkır’ın Hatay temaslarını izledikten sonra yolumuz, Gaziantep ve Kilis’e düştü.

Hafta başında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığındaki Kilis gündemli güvenlik zirvesi ve Bakanlar Kurulu’ndan elde ettiğim bilgiler ışığında Kilis ve Gaziantep bölgesindeki gelişmeleri yerinde izleme fırsatı buldum.

Süreci değerlendirmeye Davutoğlu’nun, 18 Ocak’tan bu yana Kilis’e yönelik IŞİD saldırılarına karşı önlemler alınması için tüm Bakanlar Kurulu’nu görevlendirdiğini söylemekle başlayabiliriz.

Bizzat tanık oldu

Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ın bilgilendirdiği Bakanlar Kurulu’nda Davutoğlu, tüm bakanlıklardan Kilis’le ilgili özel çalışmalar yapılması talimatını verdi. Bunu bir anlamda ‘Kilis master planı’ olarak değerlendirmek yanlış olmaz.

Facebook’un hayatımıza girdiği ilk günleri hatırlarsanız, pek de kale alınmıyor; yeni bir Yonja olduğu, hem zaten insanların kendi isimleri ile İnternet’te yer almak istemeyecekleri iddia ediliyordu. Çok değil, 7-8 sene içinde geldiğimiz nokta belli. Aynı şekilde Twitter için, 2009’da, efsane platform Friendfeed’de, “Türkiye’de Twitter kullanan insan sayısı 100’den fazla değildir, sene sonunda da olsa olsa 1000 olur” dediğimi hatırlıyorum. Bu talihsiz açıklamamın üzerinden 7 yıl geçti ve Türkiye’de 15 milyon Twitter kullanıcısı var!

Benzer bir durum bugün Snapchat için yaşanıyor. Birçoklarınız adını bile duymamış olabilirsiniz, duyduysanız da kale almamış olmanız kuvvetle muhtemel. Ancak sizin onu bilip bilmemenizden, ciddiye alıp almamanızdan bağımsız olarak söylemek gerekirse:

‘Snapchat bir kuşağın iletişim pratiklerini kökten değiştiriyor ve gün geçtikçe daha dramatik bir dönüşüme yol açacak gibi görünüyor’

Cennet gibi bir cehennemde yaşıyoruz.

Yani ülkemiz gerçekten cennet gibi, olağanüstü güzel.

Ama hayatımız cehenneme dönmüş durumda.

İnsanlar mutsuz, huzursuz, kavgacı.

Ne siyasetimiz siyaset...

Ne medyamız medya...

Ne sporumuz spor...

Ne magazinimiz magazin...

***

Bir süre önce “magazin sayfaları”ndan bir haber, benim gibi bu alana pek ilgi duymayan birinin bile dikkatini çekecek kadar öne çıktı.

Paramparça adlı dizi filmin iki başrol oyuncusu, Nurgül Yeşilçay ve Erkan Petekkaya arasında anlaşmazlık çıkmış, büyümüş ve sonunda birincisi diziyi terk etmiş.

Dünyanın sonu sayılmaz elbette.

Ama ardından kopan gürültü az buz değil.

Türkiye’nin başına büyük dert açan Irak- Şam İslam Devleti (IŞİD) en yoğun yabancı savaşçıyı zengin ülkelerden topluyor. National Bureau Of Economic Reserch (NBER) çalışması olarak Efraim Benmelech ve Estaban F.Clor’un yaptığı araştırma geçen hafta sonu yayınlandı.

“What explains the flow of foreign figters to ISIS?” ya da “Yabancı savaşçıların IŞİD’e katılımını ne tanımlıyor” başlıklı araştırmanın sistematik analizlerine göre; ekonomik,politik ve sosyal koşullar dikkate alındığında IŞİD’e katılan yabancı savaşçıların, yüksek ekonomik gelişme gösteren, gelir dağılımının iyi olduğu ve politik kurumların hayli gelişmiş olduğu ülkelerden geldikleri tespit edildi.

Araştırmada, Müslüman nüfusun, ülkedeki sayısı ve IŞİD’e katılan savaşçı bağlantısının en yüksek olduğu ülke Finlandiya olarak belirlendi. Katılım yoğunluğu sıralamasında Finlandiya’nın ardından İrlandaBelçikaİsveç ve Avusturya ilk beşte yer aldı.

Atı­lan ro­ket­ler; or­du­nun ver­di­ği as­ke­ri kar­şı­lık…

Çok uzun sü­re bu sar­mal, İs­ra­il ile Gaz­ze­’de­ki Ha­mas ara­sın­da ya­şan­dı, ya­şa­nı­yor.

AK­P’­nin dış po­li­ti­ka­sı sa­ye­sin­de, Or­ta­do­ğu­’nun bu bü­yük ça­tış­ma­sı­nın bir ben­ze­ri ar­tık bi­ze de ulaş­tı.

Ki­li­s’­te IŞİD ro­ket­le sal­dı­rı­yor, Türk Or­du­su obüs­ler­le kar­şı­lık ve­ri­yor.

Ki­li­s’­in “su­per­ma­n” ol­ma­yan Va­li­si Sü­ley­man Tap­sız, IŞİ­D’­in sal­dı­rı­sı­nın de­vam ede­ce­ğin­den o ka­dar emin ki, gö­rüş­tü­ğü CHP he­ye­ti­ne, sal­dı­rı­la­ra kar­şı kent­te ku­ru­la­bi­le­cek bir alarm sis­te­min­den bah­se­di­yor…

Ge­len is­tih­ba­ra­ta gö­re, kır­mı­zı-sa­rı alarm ta­nım­la­rı ya­pı­lıp, hal­ka bu ko­nu­da eği­tim­ler ve­ri­le­bi­le­ce­ği­ni an­la­tı­yor.

Tıp­kı İs­ra­il gi­bi…

Türkiye'nin Başkanı Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti toplantısında, Amerika'nın Başkanı Barack Obama ise Beyaz Saray muhabirleri toplantısında birer konuşma yaptı. İki konuşmanın içeriği, kapsamı, konu ve sorunlara yaklaşım biçimi, Amerika ve Türkiye'nin demokratik niteliği kadar, dinin, yolsuzluk iddialarının toplumları nasıl etkilediğini, biçimlediğini de gösteriyordu.

Obama'nın geleneksel hale gelmiş olan bu konuşması, esprilerle doluydu. Bütün başkanlar, Beyaz Saray muhabirlerine yaptıkları konuşmaları esprili biçimde gerçekleştiriyorlar. Bu Obama'nın Beyaz Saray muhabirlerine yaptığı son konuşmaydı. Konuşmasında, Hillary Clinton'dan Donald Trump'a, muhabirlerden Kilise'ye kadar herkes nasibini almış bulunuyor.

Başkanlığın en güçlü adayı Hillary Clinton yaşı dolayısıyla nasibini alıyor konuşmada. Clinton'la günümüzün çağdaş teknolojisini kullanmakta sıkıntı çeken 'Hillary Teyze' diye sesleniliyor.

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü, 1 Mayıs, bütün dünyada; işçiler, emekçiler, kendi geleceğini, 1 Mayıs’ın sömürüsüz, savaşsız bir dünya idealinden yansıyan değerlerinde gören halk kesimleri tarafından kutlandı.

Avustralya’dan başlayarak batıya doğru akan bir nehir gibi, işçi sınıfının talepleri ve umutlarını dalgalandırdığı bayraklar, işçilerin sıkılı yumrukları eşliğinde bütün dünyaya yayıldı.

Türkiye’de de dün pek çok merkezde 1 Mayıs, işçiler, sendikalar, çeşitli emek örgütleri ve emekten yana siyasi çevreler tarafından yaygın biçimde kutlandı.

Tarsus, Adana, Urfa’da 1 Mayıs, “mitinge saldırı olma ihtimali” nedeniyle tertip komiteleri tarafından iptal edilirken, Antep’te ise, Emniyet Müdürlüğü yakınında bombalı araçla yapılan saldırı nedeniyle tertip komitesi tarafından iptal edildi.

Popüler İçerikler

Cübbeli Ahmet Çakarlı Araçla Geldiği Etkinlikte Şeriatı Savundu: Skandal Sözlere Tepki Yağdı!
Çok Sevilmişti: TRT Tabii'nin Gassal Dizisinin 2. Sezon Çekimleri Başladı
Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu