Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Cumartesi günü, TBMM’de, kuruluş yıldönümü kutlandı.

Tutanağa göre 66 dakika süren bu oturumda, Meclis Başkanı ve üç parti genel başkanı ile HDP grup başkanvekili konuşmuşlar; Cumhurbaşkanı Erdoğan da balkondaki locadan izlemiş.

Toplantıyla ilgili iki gözlemimi ve konuşmalarla ilgili görüşümü okuyucularıma sunmak istiyorum:

İlk gözlemim, Başkan İsmail Kahraman’ın toplantıyı açarken kullandığı kelimelerdi.

Sayın Kahraman, “Sayın Cumhurbaşkanımız dinleyici locasındaki yerlerini alarak yüce Meclisimizi onurlandırmıştır” diyerek oturumu açtı ve sözlerine “Sayın Cumhurbaşkanım, sayın Milletvekilleri …” diye başladı.

Anadolu Ajansı’nın, Meclis görüşmesini, bir partiyi yok sayarak vermesi görevin kötüye kullanılmasıdır.

Kilis'e yönelik artan roket saldırıları sonucu IŞİD'in Türkiye'yi hedef alan eylemleri yeniden gündemde. Basında ısrarla 'Kilis'e roket düştü' ifadesi yer alsa da, yaşananlar sınır hattındaki bir çatışmanın basit bir yan etkisi değil. Peki, IŞİD roket vb. saldırılarıyla neyi hedefliyor?

IŞİD, Ocak 2014’ten beri Türkiye'ye yönelik farklı hedef, kapsam ve biçimlerde saldırılar gerçekleştiriyor. Ocak ayından bu yana ise Suriye’den atılan en az 45 roket mermisi sonucu 17 kişi hayatını kaybetti. Son saldırıların tesadüf olmadığı ise aşikâr.

Peki, IŞİD neden Türkiye'yi hedef alıyor?

IŞİD'in Türkiye'ye yönelik karmaşık bir stratejisi var. Örgütün Türkiye'yi neden eylem alanı olarak belirlediği ve sürekli hedef haline getirdiğini dört ana başlıkta açıklamak mümkün.

Kilis'e füzeler düştükçe toplantı üstüne toplantı yapılıyor. Ankara hop oturup, hop kalkıyor.

Başbakan Davutoğlu’nun başkanlığında yapılan güvenlik toplantısında gündem, yine Kilis’ti.

Önce sizi 24 Nisan Pazar gününün gecesine götürüp, Ankara ile İncirlik arasında yaşanan bir trafiği aktarmak istiyorum.

Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın toplantı yaptığı sırada Kilis’e düşen roketler can kaybına yol açmıştı.

O andan itibaren Ankara ile İncirlik arasında bir trafik yürüyor.

Roketlerin atıldığı koordinatlar belirlenip, koalisyon güçlerine iletiliyor.

Bunun üzerine gece 21’de İncirlik Üssü’nden 4 adet A-10 savaş uçağı havalanıyor ama DEAŞ hedeflerini vurmadan üsse geri dönüyor.

Kilis'e düşen –hayır… atılan- bombaların sorumlusu kim? Filmi geriye saralım… MİT TIR'larının peş peşe yakalandığı günlere gidelim. Bu operasyonları gerçekleştiren ve şu anda cezaevinde bulunan Adana Savcısı Özcan Şişman'ın ifadesine bakıp, hafızaları tazeleyelim:

Özcan Şişman, 1 Ocak 2014 günü Kırıkhan'da durdurulan TIR'a operasyon yapan Adana savcısı. Jandarma'ya bir ihbar geliyor. Silâh yüklü bir TIR'ın, Kilis üzerinden Suriye'ye geçeceği belirtiliyor. Jandarma, Adana savcılığını uyarıyor.

Şişman, mahkemedeki sorgusu sırasında, hâkime şu bilgileri verdi: “Bu bölgenin IŞİD kontrolünde olduğunu bildiğim için, ciddiye almamız gerektiğini düşündüm. İhbarla, TIR ve öncü aracın plakaları da uyumluydu. Suçun işlendiği yönündeki kanaatim güçlendi. 1 Ocak 2014'ten önce, 7 Kasım'da (2013), teknik takip yaptığımız bir başka dosyamız vardı: 2013/884…

Bir zamanlar Kilis’te sakallı, kamuflaj elbiseli birileri dolaşırdı. Türkçe bilmeyen bu yabancılara güvenlik birimleri “Kimsiniz, necisiniz?” diye sormuyordu. Sıkça Suriye’ye gittikleri, sonra gelip Kilis’te dinlendikleri söyleniyordu. İşte, bugün Türkiye’ye Suriye tarafından füze atanların, bir zamanlar ülkemizde rahatlıkla hareket eden kamuoyunun IŞİD, hükümet yetkililerinin DEAŞ dedikleri olduğu belirtiliyor.

Kilis, son dönemlerde atılan füzelerle hep gündemde. Belediye başkanı AKP’li… 2 milletvekilinin 2’si de AKP’li… İl tam anlamıyla denetimsiz, kontrolsüz bir biçimde… Gelen Suriyeliler Kilis’te her şeyi değiştirmeye başlamış.

ÇOK EŞLİLİK DE BAŞLADI

Suriyeliler kendi marketini, manavını, hatta eczanesini açmış. Bunların ne vergisi, ne sigortası var. Son dönemde her şeyin Kilislilerin elinden gitmeye başladığı görülünce, açılan işyerlerinde mutlaka bir Kilisli ortak olması öngörülmüş.

Pazar günkü Hürriyet’te “AKM çürük çıktı” başlığını görünce, içim bir kez daha sızladı. İlk kez duymuyorduk. Ancak yıllarca yılan hikâyesine dönüştürülen sözde restorasyonda akıtılan kamu kaynakları bir yana.. En başından 4 yıl içinde “aslına uygun restorasyon” için 69 milyonluk teklifle inşaatı üstlenmiş şirket, bu kez, “yeniden yıkıp yapmak” tezinde hızlı yol almıştı. Gezi olayları sürecine kadar kamuoyu restorasyonla uyutulduktan sonra, Bakanlık, Hükümet ile çivi çakmadan “çökertilmesi” için beklenilmesi sürecine geçildiği anlaşılıyordu...

İpuçları Başbakan Davutoğlu’nun hafta sonu yaptığı “Kültürel Kalkınma Planı” açıklamasında var: “Oraya İstanbul’a yakışır bir sanat merkezinin istişare edilerek yapılmasını konuşmak durumundayız. İdeolojik değerlendirme yapmamak lazım. AKM hem statik, hem de hukuki sorunlar yaşanan bir konu...”

İstanbul’da düzenlenen 13. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirve Toplantısı’nın kapanışı diplomatik bir skandala sahne oldu.

Zirveye başkanlık eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Türkiye’nin İİT’ye 2 milyon dolar bağışta bulunacağını söyledikten sonra İİT’nin para sıkıntısını gündeme getirerek aidat borcu olan üye ülkelerin isimlerini açıklamaya başladı. Borçlu ülkelerin teşhirine Suudi Arabistan Maliye Bakanı İbrahim Abdülaziz El-Assaf “teşkilat içinde bu sorunların ikili ilişkilerle çözüldüğünü borçlu ülkelerin teşhir edilmesinin doğru olmadığını” belirterek tepki gösterdi.

Ancak garip tesadüf Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aidatını ödemeyen İİT üyelerini dünyaya teşhir ederken Dünya Bankası da 19 Nisan 2016’da açıkladığı raporda “Gazze için verdiği yardım sözünü tutmayan” ülkeler arasında Türkiye’yi dünyaya teşhir etti.

Gazeteci, yazar Musa Anter 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'da silahlı saldırıya uğradı, öldürüldü. Ölümüne ilişkin dava, 20 yıllık zamanaşımına günler kala açıldı. Hâlâ sürüyor.

Onlarca kişinin işkencede öldürülmesi, cesedinin kaybedilmesi, suikastlarla ‘meşum’ JİTEM’in tetikçileriyle ilgili dava da 1999’da başladı. 1999’da açılan 11 sanıklı JİTEM davası, 2005 tarihli, beş sanıklı davayla 2010’da birleşti; JİTEM ana davası adını aldı.

İsveç’te ‘siyasi mülteci’ olarak yaşayan eski itirafçı Abdülkadir Aygan (Aziz Turan), Anter’i Hamit Yıldırım’ın vurduğunu söyledi. Hamit Yıldırım, 29 Haziran 2012’de gözaltına alındı. Musa Anter davası, JİTEM ana davasıyla 2014’te birleştirildi.

14 Mart 2016’daki duruşmada eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür ve dönemin Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar tanık olarak dinlendi. Onlar da davadaki diğer tanıklar gibi fail olarak halen ‘kayıp’ olan Yeşil’i (Mahmut Yıldırım) gösterdi.

Karaman'daki 'Ensar rezilliği' ortaya dökülmüş. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde kınanıyor bu iğrenç olay.

İktidar suskun. Çünkü 'dindar-kindar nesil' projesinin koç başı suçüstü yakalanmış.

İşte o sırada Emniyet Genel Müdürlüğü 81 ilin emniyet müdürüne 'gizli' ibareli bir yazı gönderiyor.

Önemli bir istihbarat, çok ciddi bilgiler olduğu için 'gizli' olduğunu sanıyorsunuz değil mi?

Hayır, sadece atılan twittleri saymışlar. Çünkü twitterdan korkuyorlar.

'Karaman ilinde bir şahsın küçük yaştaki çocuklara karşı cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanması ile ilgili 21 Mart 2016 günü akşam saatlerinde ‘StopChildRapeln- Turkey’ etiketi altında 181 bin 067 kişi tarafından toplam 548 bin 040 tweet atıldığı, 391 bin 920 kere retweet yapıldığı ve konunun en çok konuşulanlar listesine girdiği tespit edildi.'

Dünyanın en büyük ordularından birine sahibiz ama terör örgütü IŞİD’in Kilis’i bombalaması, bir ayda 17 yurttaşımızı öldürmesi, 40’tan fazlasını yaralaması karşısında çaresiziz.

Kilis’te halk gece gündüz diken üstünde yaşıyor. Neden?

Çünkü fiyaka için şeytana uyup bir Rus uçağı düşürdük. Peşinden Moskova ile diyalog kuracak yerde dünyaya uçak düşürdük diye caka satıp Rusya ile köprüleri attık. O yüzden artık hava kuvvetlerimiz sınırdan dışarı başını uzatamıyor...

Peki ABD ile Rusya IŞİD’e karşı savaşmıyor mu? Neden onlar Kilis’i topa tutan IŞİD’ı bombalamıyor?

ABD ile Rusya IŞİD’in Kilis’e roket saldırılarından memnun olmalı...

Böylece pes etmemizi Azez - Cerablus hattını PYD’nin kontrolüne vermeye razı olmamızı bekliyorlar.

- Türkiye bu noktada ne yapmalı?

Popüler İçerikler

Narin Güran Davasında Anne Yüksel Güran İfade Verdi: "Namusuma Leke Sürdüler, Beni Burada Asın"
Erdoğan’dan Ortak Türk Alfabesi Açıklaması: “Ortak Türk Alfabesi Projesi Tarihi Adımdır, 34 Harften Oluşuyor”
Ortak Türk Alfabesindeki Yeni Harfler Nasıl Kullanılacak?