İçişleri Bakanı Efkan Ala’yı televizyonda izledim.
İstiklal Caddesi’nde beş kişinin yaşamını yitirdiği canlı bomba eyleminde, saldırganın kimliği, IŞİD bağlantısına dair bilgiyi de verdiği açıklamayı yaparken, yüzünde gerçek ya da “geçici” kabilinden herhangi bir üzüntü ifadesinden iz yoktu.
Mekanik ses tonu, duygusu belli olmayan bir yüz ifadesiyle, Nevruz’u kutlayıp, polis sayıları verip, “menfur” saldırı failini açıklayıp kamu düzeninden söz etti ve gitti.
Bu vesileyle iyi bildiğiniz bir sırrı hatırlatayım:
Hükümetler, başbakanlar, bakanlar ne kadar değişse de güvenlik bürokrasisi dilinin değiştiğini gören olmamıştır. Anımsayabildiğiniz İçişleri bakanlarını gözünüzün önünden geçirin. Söylenenler bakımından, Ala yerine Mehmet Ağar da olabilirdi konuşan, Abdülkadir Aksu da Muammer Güler de... Dün televizyonda Ala yerine bu isimler de konuşacak olsa, -eylemin karakteri, sonuçları, örgütün yapısı ve eylemin tarihinden bağımsız olarak- sözcükler üç aşağı beş yukarı benzer biçimde dizilirdi: