Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Amerika'nın son Ankara saldırısına verdiği tepki, Washington'ın Suriye odaklı Türkiye politikasını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Ankara son beş ayda üçüncü kez terör saldırısına sahne oluyor.

İçine girilen terör sarmalının ülkeyi her geçen gün daha büyük bir kaosun ve istikrarsızlığın içine soktuğu açık.

Türkiye gibi büyük ve konumu gereği önemli bir ülkenin sınırları içinde yaşanan istikrarsızlık bölgede iş yapmaya çalışan Batılı aktörleri de rahatsız ediyor olmalı.

Oysa Washington Türkiye’nin iç siyasetinde olup bitenlerle çok ilgilenmiyor.

Türkiye’ye Suriye ve IŞİD perspektifinden bakıyor.

Geçenlerde Star gazetesinin 1’nci sayfasında eşek kadar basılan fotoğrafımın altındaki yazıyı okuyan 10 yaşındaki oğlum endişeli gözlerle söyledi bu cümleyi: “Baba, sana terörist demişler…”

Gazetenin 11’inci sayfasında ise aynı fotoğrafın tepesinde dokuz sütuna manşet “İçimizdeki hainler” yazıyordu.

Böylece devlet, oğluma ‘devlet’ hakkında ilk gerçek bilgiyi vermeme vesile oldu sanırım: “Sen bakma oğlum onlara. Devlet bazen yalan söyler. Onu yönetenler kendi çıkarları için masum insanların kanına girerler. Büyüyünce konuşuruz yine. Ama sen devlete değil babana inan şimdilik.”

Çocuklar babalarına hep inanırlar. Aynı Can Dündar’ın çocuğunun ona inandığı gibiAhmet Şık’ın, Nedim Şener’in, Hidayet Karaca’nın, Abdullah Demirbaş’ın çocuklarının inandığı gibi.

“Devlet yalan söylüyor çocuğum” cümlesini babasından duyan tüm çocukların inanacağı gibi yani.

PKK'nın canlı bomba eylemlerinin adını Cemil Bayık koydu. “Erdoğan'ı devirmek istiyoruz”

Neyle devirecekler?

Canlı bombaları patlatıp, masum insanları öldürerek.

Bebek katili unvanı ” vardı PKK'nın. Mardin'in Dargeçit ilçesine bağlı Bahçe mezrasında beşiğinde uyuyan 4 aylık Hamza bebeği göbeğinden giren kurşunla öldürmüşlerdi.

PKK artık anasının karnında daha doğmamış bebekleri de öldüren bir örgüt.

Kızılay'daki patlamada ağır yaralanan Songül Bektaş'ın karnındaki 6.5 aylık bebeği kurtarılamadı.

Doğmamış bebekleri katledecek kadar cani bir örgüt olan PKK'nın lideri olan Cemil Bayık, ”Erdoğan bizi yenerse Türkiye'de demokrasiyi isteyen herkesi mağlup eder” diyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, uluslararası platformda beklenmedik zamanda giriştiği hamlelerle bir “sürprizler adamı” olarak tanınır.

Suriye’ye büyük sayıda uçak, modern silah ve askeri personel gönderme kararı böyle bir sürpriz etkisi yaratmıştı. Analistler Rusya’nın böylece Esad rejimini ayakta tutmayı ve bölgedeki askeri varlığıyla “Burada benim de sözüm geçer” mesajını vermeyi amaçladığını belirtmişlerdi.

Nitekim öyle oldu. Rusya giriştiği hava bombardımanı ile Esad ordusunun daha önce kaybettiği toprakların bir kısmını geri almasını ve rejimin güçlenmesini sağladı.

Gazetemiz muhabiri Serbay Mansuroğlu, geçen hafta çok önemli bir habere imza attı. İddiaya göre Karaman’daki tarikat evlerinde M.B. adlı bir öğretmen 45 çocuğa tecavüz etmişti. İslami bir vakfa ait olduğu öne sürülen tarikat evlerindeki bu çocuklardan 10’u durumu raporla tespit etmiş, öğretmen ise tutuklanmıştı. Bu haber, doğal olarak Amerika’daki rahiplerin çocuklara sistematik tecavüzü ve olayın örtbas edilmesini ortaya çıkaran gazetecileri konu alan Spotlight filmini hatırlattı (gerçek bir olaydan senaryolaştırıldı). Spotlight bir tarafa Karaman haberi her şeyden bağımsız olarak da önemli. Haberin ardından tehditler alan Serbay’ın muhabirlik başarısı da öyle. Ancak sosyal medya bu tarz haberleri işleme ve öğütme konusunda çok tehlikeli. Bu olayın Spotlight filmindeki gibi bir sonuca dönüşmesi konusunda bir engel oluşturabilir. Neden mi? Bu haftaki Köşe Vuruşu’nun derdi bu.

Hani siyaset yoktu? Hani ideoloji yoktu?! Siyaset yok değil; işine gelmeyen siyaset yok, işine gelen siyaset bal gibi de var… Çok net, Komünist Manifesto ne kadar ideolojik ise TED de o kadar ideolojiktir, ama diğer taraftan. İşin inceliği bu ideolojiyi sinsice gizleyebilmelerinde

Çoğu insanın bayılarak izlediği TED Konuşmaları’na oldum olası ifrit olmuşumdur. Severek takip ettiğim radikal bir haber ve fikir portalı olan Alternet ’te denk geldiğim şu yazı TED ile ilgili yıllardır kafamda serbest dolaşan noktaları birleştirmeme vesile oldu. Taşı gediğine koyabilmek için uğraştığımdan yazı biraz uzadı ama malum hem mevzu derin hem ne de olsa bu bir TED konuşması değil …

En çok izlenen 10 TED konuşması konulara göre tasnif edilince karşımıza şu tablo çıkıyor:

  • Yaratıcılık

  • Güven

  • Motivasyon

  • Zafiyet/Hassaslık

  • Beyin

  • Orgazm

  • Motivasyon

  • Motivasyon

  • Çok ilginç bir teknoloji

  • Çok güzel bir Victoria’s Secret modeli (gerçekten güzel..)

PKK’nın Ankara katliamı sadece kör bir şiddetten ibaret değil; en mantıksız, gözü kara terör eyleminin dahi bir aklı, hedefi ve amacı olur. PKK, ülkenin başkentine saldırarak “hükümet sorunu” çıkarmak istiyor. Terör saldırılarıyla ülkeyi yönetilmez hale getirmeyi başarabilirlerse Erdoğan ve AK Parti hükümetinin devrileceğini hesaplıyorlar.

Bu hesabı yaparken kuşkusuz dışarıdan ve içeriden alacakları desteğe güveniyorlar. PKK gelip Ankara’da hükümet kuramayacağına göre onun yerine bu işi üstlenecek güçler olacaktır. Kaldı ki, bu noktada gönüllü sayısı da az değil; CHP lideri ve HDP Eşbaşkanı’nın, PKK’nın Ankara katliamına verdiği ilk tepki “Hükümet istifa etsin” oldu. Her iki parti lideri de katliamı gerçekleştiren PKK’ya tek laf etmedi. Türkiye henüz cenazelerini kaldırırken CHP ve HDP, hükümeti gönderme derdindeydi. Peki canlı bombanın hiç mi suçu yok?

Ankara'daki terörist saldırının olduğu  gece yazdığım ve ertesi gün bu köşede yayınlanan yazımda şöyle bir cümle kullanmıştım:

“Suçlu, bir arabaya doldurduğu bombaları getirip masum insanların orta yerinde patlatandan başkası değildir.”

Bazı okuyucular, ki içlerinde terbiye sınırlarını aşanlar da vardı, suçlunun hükümet olduğunu yazmam gerektiğini savunan e–postalar yolladılar.

Ortaya çıkıyor ki kavramlar konusunda hassasiyetimiz pek gelişmemiş, onun için bu konuyu biraz açacağım.

Tekrarlıyorum, bu olayın suçlusu bombayı patlatanlar, onlara bu emri verenler ve bu eylemin gerçekleşmesini sağlamak için yardım ve yataklık edenlerdir.

Çünkü temel kural budur: Cinayeti kim işlediyse, suçlu odur.

Suriye için şu toz dumanda Cenevre’de çözüm masası yeniden kurulurken, Rusya lideri herkesi şoke etmeyi adeta “siyasal spor” belledi desek yeridir. Son “çekilme” açıklamasıyla hepimiz Putin ’in kafasındaki tilkilere odaklandık.

Önce anımsayalım... Putin, geçen yaz “küresel ve bölgesel güçlerle el ele IŞİD’le savaş” temalı diplomasi atağına giriştiğinde, pek çokları “İşte Esad ’ı terk ediyor!” buyurmuştu. Tabii Rusya’nın “Suriye devletini kurtarma ve müzakere masası kurma” resmi hedefiyle 30 Eylül’de IŞİD, El Nusra ve cihatçı gruplara başlattığı hava kampanyasıyla şoke oldular.

Ve Putin yine yapacağını yaptı! Bu kez 5.5 aydır Suriye’deki Rus güçlerinin (ki hava güçleri ağırlıklı+özel güçler-spetsnas) “ana gövdesinin” çekileceğini duyurdu. Görevin “genel olarak tamamlandığını, Suriye ordusunun terörle savaşta temel dönüşüme imza attığını, kararın çatışan taraflara iyi sinyal olacağını” savundu.

“Bir şeyleri temizlemeye çalışırcasına hızlı yağıyor yağmur

Tanıdık bir isim bulamayacağımı bile bile, tek tek okuyorum tüm isimleri…

Mikrofonu uzatıyorlar bir adama ve gözlerinden boşalıyor yaşlar…

“Benim söyleyeceğim ilk şey” diye başlıyor söze… “Hepinizin iktidarı

yerin dibine batsın” diye devam ediyor hastanenin önünde…

Söyledikleri o kadar gerçek ki…

“Başkanlığınız da faşistliğiniz de iktidarınızda bir genç kız hayatı etmez” diyor…

Sonunu düşünmeden konuşuyor bu ülkede haklı bir hüzün ve sinirle… Bu cümleleri yüzünden başına gelecekleri eminim ki tahmin ediyor herkes gibi ama umursamıyor… Çünkü sonradan öğreniliyor ki bir genç kız dediği kişi yakını Destina Peri…

Popüler İçerikler

Bozdoğan Kemeri'ndeki Polis Barikatına Sosyal Medyadan Gelen İlk Tepkiler
MHP, TikTok'un Kapatılması İçin Kanun Teklifi Hazırlıyor: "Ahlak Yok Olursa Gelecek Yok Olur"
Anlaşma Sağlandı: Alex de Souza Süper Lig'e Geri Dönüyor!
YORUMLAR
16.03.2016

Bekir Coşkun'un yazısı okunmalı

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ